Zoom: Görüntülü konuşma nasıl bir nimet ve aynı zamanda bir lanet haline geldi?
Guardian gazetesi, farklı insanlarla konuşarak, koronavirüs salgını döneminde artan görüntülü konuşmaların nasıl faydalar sağladığını ve nasıl zararlar verdiğini inceledi.
BBC TürkçeUYARI: Bazı isimler değiştirilmiştir.
İngiltere'de sokağa çıkma yasakları başlamadan önce 29 yaşındaki Ala Uddin koronavirüsle ilişkili belirtiler göstermesi üzerine kendini evinde karantinaya aldı.
"23 gün boyunca sadece görüntülü görüşmeler yaptım" diyor. "Daha önce onları neredeyse hiç kullanmamıştım. Ancak artık biriyle görüşmemin, hatta yan odamda kalıyor olsa bile ev arkadaşımla iletişim kurabilmemin tek yolu olmuştu."
Uddin, görüntülü aramalar aracılığıyla nasıl olduğunu merak eden İngiltere'deki anne-babası ve kardeşlerinin yanı sıra Bangladeş'teki akrabalarıyla da düzenli olarak konuştu.
Uddin, "Görüntülü aramalar olmadan, bu süreci nasıl atlatırdım, bilmiyorum" diyor.
Guardian'ın Ammar Kalia imzalı haberinde, salgın başladığından beri, Zoom, FaceTime, Houseparty, Microsoft Teams ve diğer görüntülü konuşma olanağı sağlayan uygulamaların hayatımızın birer parçası haline dönüştükleri, ancak bunlardan hiçbirinin Zoom kadar öne çıkmadığı belirtiliyor.
Habere göre, Aralık sonunda uygulama günde en fazla 10 milyon kullanıcıları olduğunu bildirmişti. Mart ayında her gün 200 milyon kişi çalışmak, sosyalleşmek, ders dinlemek, koroda şarkı söylemek, kilise ayinine, doğum günlerine, düğünlere katılmak, yeni doğan bebekleri görmek, hayatını kaybeden aile üyelerine son sözlerini söylemek ve hatta iftar yemekleri yemek için bu uygulamayı kullandı.
Hayatımızın o kadar büyük bir parçası haline geldiler ki, Zoom geçen hafta sonu teknik sorun yaşadığında, bu haber dünya çapında manşetlerdeki yerini aldı ve hatta İngiltere'de Başbakanlık'ın düzenlediği basın toplantısı kesintiye uğradı.
Pek çoğumuz için Zoom ve diğer uygulamalar salgın nedeniyle katlanmamız gereken sinir bozucu bir gereklilik olsa da, başka kişiler için, ki bunların çoğu yaşlı ya da engelli, daha fazla sosyalleşebilme imkanı doğurdu.
'Daha önce neler kaçırdığımı anladım'
61 yaşındaki emekli Julie Taylor, İngiltere'de sokağa çıkma kısıtları başlamadan önce hiç görüntülü arama yapmadığını, ancak şimdi her gün arkadaşlarıyla Zoom üzerinden konuştuğunu söylüyor.
"15 yaşındaki komşum Ben, bana çitlerin diğer tarafından bundan bahsetti ve kurmam için talimatları verdi. Daha önce neler kaçırdığımı anlamamı sağladı."
Uddin'in büyükannesine de görüntülü arama özelliği olan bir tablet verilmiş. "Onu çalışırken gördüğündeki ifadesini görmek çok duygulandırdı" diyor.
"Dışarı hiç çıkamadığı için, yüzümü görmenin ve hepimizin iyi olduğumuzu bilmenin onu ne kadar rahatlattığını görebiliyordum."
31 yaşındaki Emma Critchley-Lloyd, Cumartesi akşamları ailesiyle Zoom üzerinden yarışmalar düzenlemeye başladığında, onlarla eskisinden daha düzenli bir şekilde iletişimde kalacağını düşünmemişti.
"Pek çok akrabam teknoloji konusunda iyi değiller ve daha önce e-posta adreslerine bile ihtiyacım olmamıştı" diyor. "Şimdi sokağa çıkma kısıtları öncesine göre birbirimizi daha sık görüyoruz ve umarım bu şekilde devam edebiliriz."
"Zoom üzerinden süren bir iş gününün ertesi günü tekrar görüntülü aramaya katılmak zor gelse de, bütün hafta boyunca iple çekeceğim bir şey oluyor."
Psikolog Doreen Dodgen-Magee, görüntülü aramanın hayatlarımızın gerekli ama tartışmalı bir parçası olduğunu söylüyor. "Sosyal hayvanlar olarak, başkalarıyla anlamlı bağlar kuramadığımızda başarısız oluyoruz, bu nedenle görüntülü arama şu an bir topluluğun parçası olduğumuzu hissetmemiz için çok önemli" diyor. Ancak kusurları da yok değil.
"Görüntülü konuşmak insanlarla iletişim kurmanın oldukça durağan bir yolu. Tüm duyularımızı kullandığımız tecrübelere alışkınız, ancak sesteki gecikmelerle birlikte bir kişinin ufak bir karedeki yüzüyle sınırlı kaldığımızda bu kayboluyor."
Pek çoğumuz çocuklarla ya da odadaki diğer insanlarla da ilgilenmek zorunda kalıyoruz. Bu nedenle Zoom toplantılarıyla geçen bir günün sonunda yorgun hissetmek oldukça normal.
New York'ta yaşayan ve bir medya şirketi için çalışan Tom, şehirde sokağa çıkma kısıtları başladığından beri kendini günlük 7-8 saatlik Zoom maratonunda bulmuş.
"Patronum gün boyunca videoyu açık tutuyor. Böylece e-posta atmak ya da aramak zorunda kalmadan emirler verebiliyor" diyor. "Çok verimsiz, çünkü yapmamız gereken diğer işlerin hiçbirini yapamıyoruz ve bütün bu aramalar normal sohbetlerden daha yorucu. Günün sonunda beynim un ufak olmuş gibi hissediyorum ve en ufak bir işi yapmak bile çok zahmetli geliyor."
'Molalar her zamankinden önemli'
Psikoterapist Pam Custers'a göre, hafta sonumuz ve akşam ne yediğimizle ilgili sohbet edebileceğimiz ofis ortamının yokluğunda, ki bunlar işteki stresimizi azaltmamıza yarıyor, işte "aşırı odaklanmış" bir şekilde etkileşim kuruyoruz.
Custers, "Bu nedenle, tek bir yerde çalıştığımız ve sosyalleştiğimiz için, molalar her zamankinden önemli" diyor.
Zoom'daki görüşmelerin çok yorucu hissettirmesinin nedenlerinden birinin, sohbetteki her boşluğu doldurmak zorunda hissetme ihtiyacından kaynaklandığını söylüyor. Custers, "Sessizlik görüntülü aramada hiç doğal gelmiyor" diyor, ancak bu düşünme zamanına izin verilmesi gerektiğini söylüyor, ayrıca görüşmelerin 40 dakikada bitirilmesini öneriyor.
Ancak Guardian gazetesi haberinde, herkesin bu teknolojiye ya da altyapıya ulaşamadığının da altını çiziyor.
Zoom ve diğer uygulamaların konuşmacıları önceliğe alması sorunu var bir de. Çeşitlilik ve kapsayıcılık danışmanı Sara Chandran, "En yüksek sesle konuşan kişi, görüntülü aramalarda görüşmeyi yönetebiliyor, çünkü diğer kişileri görmezden gelebiliyorlar, bu nedenle daha tedirgin insanların katılımı daha zor oluyor" diyor.
Bu, özellikle daha az maaş alan ve yanlış yapmaktan çekinenleri ya da çoğunlukla beyazların olduğu bir toplantıdaki etnik azınlıkları etkileyebiliyor.
'Çok fazla görüntülü arama da iletişimi koparabiliyor'
Oxford Üniversitesi'nden Psikolog Robin Dunbar, 2016'da online ilişkilere dair yaptığı araştırmada, arkadaşlıklar söz konusu olduğunda hiçbir şeyin yüz yüze görüşmelerin yerine geçmeyeceği sonucunun çıktığını hatırlatıyor.
Dodgen-Magee, Zoom üzerinden sosyal etkinlikler planlarken bunu akılda tutmanın önemli olduğunu söylüyor.
"Neticede, çok fazla görüntülü arama da iletişimi koparabiliyor ve bizi ekranda birlikte olsak da yalnız hissettirebiliyor" diyor.
Görüntülü aramaları da, normalde her gün kaç kez yüz yüze görüşme yapılıyorsa o kadarla sınırlamayı ve toplu görüşmelerde konuşmak isteyenlerin görsel işaret vermelerinin yolunu açmayı öneriyor.