Zeynep Tanbay: Sur üzerimize yıkıldı
Diyarbakır Sur’da aylardır sokağa çıkma yasağının uygulandığı üç mahalledeki sivil halkın tahliye edilmesi için yaşam koridorunun açılması talebiyle bir grup arkadaşıyla ilçeye giden modern dans sanatçısı Zeynep Tanbay yaşananlara ilişkin açıklamalarda bulundu. Tanbay, “Sur’da mahsur kalan insanların çığlıklarını duydum. Bu sesleri duymak bizi yerle bir etti. Sur sanki üstümüze yıkıldı” dedi.
Seyhan AvşarBölge halkının yaşadıklarını gözlemlemek için 23-24 Şubat tarihleri arasında Bahri Belen, Lale Mansur, Ferhat Tunç, Ayşegül Devecioğlu, Dilek Gökçin ile birlikte Sur’a giden sanatçı Tanbay, izlenimlerini Cumhuriyet’le paylaştı. Tanbay, Şırnak’ın Cizre ilçesinde sokağa çıkma yasağı ve kamuoyunda “Vahşet bodrumu” olarak gündeme gelen apartmanda yaşananların ardından bir anne olarak kanını dondurduğunu, üzüldüğünü ve yaşanılan acılara artık dayanamadığını, ardından da Sur’a gitme kararı aldıklarını söyledi.
12 yaşındaki çoçuğun hikayesi
2 gün boyunca, çatışmaların en yoğun olduğu Dicle-Fırat Kültür Merkezi’nde bulunduklarını anımsatan Tanbay, tanıklık ettiği hikayeleri gözleri dolarak aktardı; "HDP Diyarbakır Milletvekili Sibel Aydoğan, içeride mahsur kalanlarla kayıt ettikleri konuşmayı dinletti bize. Remziye Topal adlı anne, biri 1 yaş 8 aylık, diğeri 10 yaşında olan iki çocuğuyla kurtulabilmeyi istiyor. O konuşurken arkadan çocukların sesi geliyordu. Onların sesini, annenin yakarışını duymak mahvetti hepimizi”. Döndükten sonra ise Diyarbakır'dan sürekli haberlerini takip ettiği gazeteci Nurcan Baysal'ın haberinden öğrendiği Fatma'nın hikâyesini paylaşanTanbay; “Sur’da 2 Aralık tarihinde yasağa ara verilince Fatma’nın 12 yaşındaki oğlu merakından çatışma alanına giriyor. Çatışmalar tekrar başlayınca çocuk orada mahsur kalmış. Fatma oğlundan 3 aydır haber alamıyor ve burunun dibindeki oğluna ulaşamadığı için her gün kahroluyor bu anne. Bu duruma hangi vicdan dayanır?”
'Yaşam koridoru açılsın dedik'
Diyarbakır Vali Yardımcısı Taner Bircan ile görüşmeye gittiklerini de anlatan sanatçı Tanbay, “Sivillerin tahliyesi için yaşam koridorunun açılmasını talep ettik. Yaşam koridoru belirli aralıklarla açılıyor fakat insanlar sivil denetim olmadan çıkmak istemiyor. Bizlerde sivil denetim eşliğinde koridorun açılmasını istedik. Topla, tüfekle, silahla kimse oradan çıkmaz. Ne de olsa karşımızda devlete güvenini yitirmiş bir halk var. Bizle aynı saatlerde Avrupa Yeşiller Partisi üyeleride bu konuyla alakalı olarak valilik yetkilileri ile görüşüyordu. Görüşmelerimizde farkettik ki valilikte bu durumdan bıkmış gibiydi. Sivil bir denetimin mümkün olmadığını belirten valilik bu durumun Kolordu Komutanlığı’nın elinde olduğunu söyledi. Eğer bu böyleyse orada olağanüstü hal ilan edilmiş demektir” diye konuştu.
"İmza kapyanyasına destek bekliyoruz"
Tanbay, valilikle yapılan görüşmeler sonucu o gün, yaşam koridorunun 16.00-17.15 saatleri arasında açıldığını ancak koridorun açık olduğu saatlerde o bölgeye saldırının başladığına tanıklık ettiğini kaydetti. Tanbay “25 şubat tarihinde çatışmalar çok şiddetliydi. Çocukların ağır yaralandığı haberlerini aldık. En az 200 sivil çatışma olduğu yerde kaldığını düşünmek çok acı verici” diye konuştu.
Tanbay, change.org’tan başlattıkları “Diyarbakır Sur’dan gelen bu çığlığı herkese duyuruyoruz” kampanyasına destek verilmesi çağrısını da yaptı.