"Zenginimiz bedel öder, askerimiz şehidimiz fakirdendir"

Meclis İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu üyeleri şehit olan askerlerin aileleri ve oğlu dağa çıkan PKK'li aileleri üzerine araştırma yapan yüksek lisans öğrencisi Burcu Şentürk'ü dinledi.

cumhuriyet.com.tr

İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu'nun "Terör ve Şiddet Olayları Kapsamında Yaşam Hakkı İhlallerinin İncelenmesine Yönelik" kurulan alt komisyonu şehit ve PKK mensubu kişilerin aileleri üzerine lisansüstü çalışma yapan doktora öğrencisi Burcu Şentürk'ü dinledi.

Şentürk komisyon üyelerine yaptığı araştırma kapsamında görüştüğü şehit asker aileleri ve PKK üyesi ailelerin konuşmalarından bölümler aktardı. Üyelere bilgi notu olarak da dağıtılan ailelerin görüşleri içinde dikkat çeken bölümler şöyle oldu:

"Onlar Müslüman değil, Yahudi"

"-Müslüman da olsalar onların yerleri başkadır. Şehit de olmazlar. Allah'ın emriyle hastalıktan da ölseler, onların yerleri başkadır. (Nurten, asker annesi)
-Oradaki insanlar hepsine demiyorum. Bak bugün çoğu Yahudi tipli insanlar. Ahmet Türk. Türk kökeni değil ki, Kürt kökenli de değil Yahudi kökenli (Yahya, asker babası)
-Bunların içerisinden çoğu Müslüman değil. Bunlar sünnetli de değil (Necati, asker babası)
-Senin ülken sömürülüyorsa senin dilin yasaklanmışsa seni insan yapan şeyler yok ediliyorsa, onun için savaşıyorsan şehit oluyorsun. (Civan, bir kardeşi PKK üyesi diğer kardeşi Cizre'de asker)
-Kim mazlumsa kime haksızlık yapılıyorsa kim ki toprağı dili kimliği için savaşıyorsa o şehittir. İstanbul'dan kalkıp o dağlara giden şehit değildir. Kur-an'da da bu vardır. (Şirin, iki oğlu PKK üyesi)
-Biz kimsenin malına tecavüz etmemişiz. Öldürmemişiz. Bizimki şehittir. İstanbul'da kapımızı bizi öldürüyor tarıyor onlar şehit değildir. Onlar münafıktır ölürlerse. (Salih, kızı PKK üyesi)
-Şehit anneleri, 'benim oğlum gitmiş vatan sağolsun' diyor, bayrağını sallıyor. Acaba senin oğlun nereye gitmiş, şehit olmuş da o bayrağı sallıyorsun. Senin oğlun Çanakkale Savaşı'na mı gitti. (Kamile, eşi PKK üyesi)
-Bugün subay da astsubay da vatanını korumak için ölenlere şehit diyoruz. Bunlar vatan toprağı için canlarını verdiler. Vatan sağ olsun da vatanı hep fakirlerin çocuklarına mı denk gelecek bu. (Bülent, emekli astsubay asker babası)
 

Oğlunu getirmek için Kandil'e gitti

-Bile bile sürüyor onlar. Biz nasıl 'vatan borcu, peygamber kucağı, asker ocağı' diye gönderiyorsak, onlar da dağa gönderiyor (Beyhan, asker annesi)
-PKK'lıların ailelerinin etkileri çok büyük. Onlar 'git' diyorlar. (Necla, asker eşi)
-Aile diye bir mevhum yok ki. Adamın onbeş çocuğu var. Benim de on çocuğum var ama hepsi benim yüreğim gibi. Eli acısa benim yüreğim sızlar. Onlar öyle değil. Yirmi tane çocuğu var, adını bile bilmiyor. Bu insanlık mıdır? (Kasım, asker babası)
-Çok gördük. (PKK'lı olan) kızım küçükken yandaki köy yakıldı, herkesi ayakları çıplak yürüttüler, inanamadı buna, çok etkilendi. Gittiği zaman tarifi yok nasıl üzüldüğümün. K0endi isteğiyle gitti. Hiç kimse kendi çocuğunu bilerek ölüme göndermek istemez. Elimden gelseydi engellerdim, ama yine de engelleyemeyeceğimi biliyordum (Rafiye, kızı PKK üyesi)
-İnsanlarımızın nasıl ezildiğini, ne kadar hakarete uğradıklarını gördük. O kadar çok şey gerçekleşiyor. Avukat oluyorlar, doktor oluyorlar hakaret ediliyor. Yaşadığımız bu ülkede iyi olan hiçbir şeyi yaptırmıyorlar. Hiçbir hakları yok (Nafiye, oğlu PKK üyesi)
-Çocuğum üniversitede anadilde eğitim için dilekçe verenler arasındaydı. Akşam polisler geldi, evi bastı. Ben öğretmenim. Bir sürü kitabım vardı hepsini aldılar. 3 ay kaldı çıktı. Çocuğu içeride mahvettiler. Sonra çocuk çok değişti. Canlı kalkan diye bir araya gelmişler. 520 genç buradan karşı tarafa geçiyorlar. Ben de kalktım ne zorlukla peşinden Kandil'e gittim. Her an için öldüm. Hissediyorum ölümü. 15 gün de yanında kaldım. 'Gel' dedim, okulunu bitir. Ben sana söz veriyorum. İki evim var birini satayım Avrupa'ya git, master yap, orada çalış. Ortadoğu'yu terk eden Erzincanlı bir bayan komutanı vardı. Ona da söyledim. O da ısrar etti. Komutanları da 'dön' babanla dediler. 'Yok' dedi. Devlet de sahip çıkmadı. 520 genç pırıl pırıl aslan gibi çocuklar, güzelim kızlar. Valla kafalarını taşın üstüne koyuyorlar. Oğlumla sırt sırta yatıyoruz, kafamızı toprağın üzerine koyduk. (Ali, oğlu PKK üyesi)
-1990'larda nevroz kutlamaları vardı, polis müdahale etti. O atmosferden etkileniyorsun, bireylerden değil. Ortada öyle model olacak insanlar yok, ama şeyi biliyorsun. Kürtsün ve Kürtler eziliyor. Kürtleri savunan birilerini biliyorsun ister istemez o tarafa doğru kayıyorsun. Ağabeyim ilk çıkış yaparken yakalandı cezaevinde onu ziyarete gittim. 'Beni burada tutamazsın burası dar geliyor bana' dedi. (Civan, bir kardeşi PKK üyesi, diğeri Cizre'de asker)
-Bilmem işte ben daha çocukken köyde evimizi basmışlardı öyle katıldık herhalde. (Zeynep, kızı PKK üyesi)
-Nedeni, gelip komşuların kapılarını çalıyorlardı. Çocuklarını hep alıp götürüyorlardı, öldürüyorlardı, işkence ediyorlardı (Beyaz, bir çocuğu PKK üyesi bir çocuğu faili meçhule kurban gitmiş)
-15 yaşında gitti oğlum. Amcasının evi var, bazen oraya gidiyordu. Orada polisler yakalıyor. Öyle dövmüşler ki o çocuğun vücudunun her tarafı kara olmuş bir yer beyaz değil. Götürmüşler kanala, çöpe atmışlar, sonra zannetmişler ölmüş. Çöpten komşular bulup getirdi. 3 ay evde kaldı. Biraz iyileşti. 'Sen ölmedin mi' diyorlar. Takip ediyorlar çocuğu bırakmıyorlar. Ben bunu diyorum. Biz insan gibi yaşamak istiyoruz. Bu olay çok etkiledi. 1 sene sonra 1999'da o da karar vermiş, söylemedi bize, gitti (Ahmet, oğlu PKK üyesi)
-Biz Kürt'üz. Kürt olduğumuz için Türkiye'de kabul edilmiyoruz. Bundan dolayı Kürt yok diyorlar. Yani o kadar Kürt var yok diyorlar. Kürtler de bu mücadeleye baş koymuşlar (Nafiye, oğlu PKK üyesi)
 

"'Vatan sağ olsun' zor diyorum"

-Allah verdi, Allah aldı. Yani hiç de (vatan sağ olsun) demedim. Baştakilerde hayır olmayınca ne diyebilirsin? Baştakiler ilgilenmiyor şimdiye kadar bu iki çapulcuyu ezemediler. (Beyhan, asker annesi)
-Şimdi ben çıkıp da oğlumun namına 'vatan sağ olsun' demem. Niye diyeceğim. Vatan benimle beraber oldu mu? (Nurten, asker annesi)
-Şu ortamda 'vatan sağ olsun' demek istemiyorum. Vatanı sattılar, her yere satıldı, ne kaldı (Seher, asker annesi)
- Ben bazen kendi kendime isyan ediyorum 'niye' diyorum. 'Değer mi' diyorum. (Ahmet, asker babası)
-Biraz zor diyorsunuz 'vatan sağ olsun' diye. Ben şahsen diyemiyorum. Ama oğlum Türk bayrağını yere indirmemek, ülkeyi böldürmemek için canını verdi. Gurur duyuyorum. (Güler asker annesi)
-Vatan sağ olsun. Vatanımız olmasa biz nasıl yaşarız. Ne oluruz, köle oluruz başkasının elinde. Nasıl köleleri satıyorlar. (Sinem, asker annesi)
-Çocuğum öldüğünde 'vatan sağ olsun' diyorsun. Vatan nasıl sağ olsun. Senin ciğerin yanmış. Çık ve de ki ben bu çatışmayı kabul etmiyorum. Ne asker ölsün ne gerilla ölsün ne polis ölsün. (Kamile, eşi PKK üyesi)

-Devlet kimliğimi verirse, dilimi serbest bırakırsa gerilla da aşağıya inecektir. Devlet çözümü getirirse her şey hallolacak (Şerife, oğlu PKK üyesi)
-Devlet getirecek çözümü elbette. Benim PKK ile ne işim var. Türkiye Cumhuriyeti benim devletim. Misak-ı milli benim sınırım, bayrak benim bayrağım. İstiklal marşı benim marşım. Ama kusura bakma senin ne hakkın varsa benim de o hakkım olacak. Ben çocuğuma Kürtçe isim bile koyamadım zamanında. (Ali, oğlu PKK üyesi)
-Ben devletten idamı geri getirmesini istiyorum. Bu idam kalktı, Türkiye cumhuriyeti benim için geçersiz. (Selim, asker babası)
-Herkes 'Türklere karşı savaş var' diyor. PKK'nın yönetim kadrosuna baktığınızda Türkler de var. İlk örgütleyicileri Türk. Şu an başkanlık konseyine bakıyorsunuz Türk. (Civan, bir kardeşi PKK diğeri Cizre'de asker)
-Kürt sorunu diye bir şey yok. Ben de Kürt'üm. Benim kürdüm bugün cumhurbaşkanı oluyor. Benim de Çanakkale'de oğlum yatıyor, seninki de. (Yusuf, asker babası)
-Sorun Kürtlerde değil ki, damadım da Kürt. Bu PKK ile sadece anadolunun çocuğu mağdur olmuyor ki. Oradakinin çocuğu da mağdur oluyor (Kasım, asker babası)
-Şehitliğe Cuma günleri gel de gör. Her gariban, ekmeğini yiyemeyen insanların çocukları şehit oldu. (Yavuz, asker babası)
-Zengin parasını buluyor, torpil buluyor. Türküsü bile var. Zenginimiz bedel öder, askerimiz şehidimiz fakirdendir. (Selma, asker annesi)

ODTÜ'de yüksek lisans yaparken "Barışı beklerken Doğu ve Güneydoğu'daki çatışmalarda hayatını kaybeden kişilerin ailelerinin karşılıklı incelenmesi" çalışmasını yapan Burcu Şentürk, araştırmasıyla ilgili şunları söyledi:
"Araştırmayı yaparken 30 şehit ve PKK'lı ailesi ile görüştüm. Türkiye'de bu aileler birbirine çok düşman gibi yansıtıldı. Çalışma tersine çok fazla ortak noktaları olduğunu gösterdi. Birbirlerini düşman olarak görmüyorlar. Yine çatışmadan yıldıklarını gördüm. Bağımsız kurullar aracılığıyla ailelerle temaslar kurulabilir. Oğlunu bir saldırıda kaybeden Diyarbakır Milletvekili Oya Eronat da 'Ben karşı aile ile oturur konuşurum' dedi. Bunun ortamı var."