‘Zekâ geleceği görmektir’
Fizikçi ve fütürist Prof. Michio Kaku, zekânın IQ ile ilgisi oml adığını, geleceği öngörerek buna göre plan yapanların başarılı olacağını, başarılı insanların 10-20 yıl sonrasını düşündüğünü söyledi.
Figen Atalay
Zeka nedir? Zeka IQ ya da babanızın zenginliği ile ilgili değildir. Zeka geleceği görmek, geleceği tasarlamak demektir. Geleceği tahmin ve hayal etmeye çalışıyoruz, uzun vadeli planlar yapıyoruz. İnsanları hayvanlardan ayırt eden budur. Hayvanlar şu anda yaşar, yarını anlayamaz. Başarılı ve zeki insanlar,10 yıl, 20 yıl sonrasını düşünür. Başarılı olmayan kısa vadeli düşünür. 4. dalga ne olacak? Birinci dalga, 1800’lerde buharın ve lokomotifin keşfiydi. İkinci dalga elektrik ve otomobilin icadı, üçüncü dalga ise yüksek teknolojidir. Dördüncü dalga, yapay zeka, nano teknoloji ve biyo teknolojinin birleşmesi olacak. |
Dünyanın en zeki insanı olarak tanınan fizikçi ve fütürist Prof. Dr. Michio Kaku, Türkiye’yi fırlatma rampasındaki bir rokete benzeterek “Üstelik bu roketin yakıtı hazır. Teknoloji de var, akıllı, heyecanlı, öğrenmek isteyen genç bir nüfus da. Sadece kıvılcım eksik. Bunun için de gençleri bilim insanı ve girişimci olmaları için teşvik etmek, rol model olmak gerek.
Roketi fırlatacak kıvılcım bunlar olacak’’ dedi.
Ünlü fizikçi ve fütürist Prof. Kaku ile Türk Eğitim Derneği’nin Ankara’da düzenlediği “Türkiye’nin Geleceğine İnanıyoruz: Geleceği Okuyoruz’’ konulu Uluslararası Eğitim Forumu öncesi görüştük. Rol modelinin Einstein olduğunu söyleyen Prof. Kaku’nun, geleceğin eğitimi, bilgiye erişim, zekâ, geleceğin meslekleri gibi konulardaki görüşleri şöyle:
Okullar hep olacak
Öğrencileri 1950’li yıllar için eğitiyoruz ama biz o yıllarda yaşamıyoruz! Eğitim sistemi, öğrenci gelecekteki değişikliklere nasıl ayak uyduracak, bunu öğretmiyor. Bu sistemin değişmesi lazım. Gelecekte eğitim altüst olacak.
Bilgiye erişim sınırsız ve ücretsiz olacak. Eğitimle ezber bilgi değil, prensipler ve kavramlar öğretilecek.
Gelecekte de okul binaları olacak. İnsan doğasına aykırı öngörüler boş çıktı. ‘Ofislerde kâğıt olmayacak, şehirlerde insan olmayacak, okullarda öğrenci olmayacak’ dediler. Ama bunların hepsi olacak. İnsan doğası 100 bin yıldır aynı. Bizim başka insanlarla ilişki kurmaya ihtiyacımız var ve bunlar değişmeyecek. Öğrencilerin sosyalleşmeye ihtiyacı var. Eğitimle ezber bilgi değil, prensipler ve kavramlar öğretilecek. Bilgiye erişim sınırsız ve ücretsiz olacak. Bu sınırsız bilginin nasıl kullanılacağını öğretecek olan ise öğretmen.
Gelecekte öğretmen daha az öğretecek, daha çok kılavuzluk edecek.
Öğrenci, gözündeki kontakt lensle bir göz kırpmasıyla her bilgiye anında erişecek. Geleceğin en büyük üniversitesi iCloud olacak. Bir ders kaçırmak hiç sorun olmayacak.
Başarı için iletişim
Günümüzde gençler, imkânları olmasa da MIT ya da Stanford’daki derslere internet sayesinde erişebiliyor. Ama e. eğitim alan öğrencilerin yüzde 90’ı bir süre sonra bırakıyor.
Çünkü, ev ödevi yok, değerlendirme yok, onlara kılavuzluk eden yok, yönlendirme yok. Eğitimde başarı için iletişim, kişisel dokunma şarttır.
Diploma çok önemli
ABD’de yaşayanların üçte biri çok iyi durumda, üçte ikisi ise değil. İyi olan üçte birlik bölümün üniversite diplomaları var. Gelecekte de diplomaları olan daha başarılı olacak, daha yüksek maaş alacaklar. Bu yüzden gençlerin teknoljiyi daha fazla öğrenmeleri, eğitimin önemini anlamaları gerek.
İnternete yasak olmaz!
Bazı aileler çocuklarının internette çok zaman geçirdiğini söyleyerek yasak getirmek istiyorlar. Ben ‘hayır’ diyorum.
Çünkü çocuğu bundan mahrum bırakırsanız sosyal olarak başarısız olurlar. Hem eski yöntemle yani diğer çocuklarla birlikte olmalı ve kıskançlık, paylaşım, kavga gibi insani duyguları yaşamalı. Hem de sosyal medyayı öğrenmeli. Geçmişte avcıların kamp ateşi neyse bugünün Facebook’u da o! Facebook’da kamp ateşi etrafında eğlenen avcılar gibiyiz.
10-16 yaş arasına dikkat
Çocuğun bütün dünyası 10 yaşa kadar anne-babadır. 10 yaştan sonra başka şeyler de önem kazanmaya başlar. Ben teleskopla 10 yaşında tanıştım, bilim müzesine gittim, annem ve babam dışında bir evren olduğunu fark ettim. Hepimiz doğuştan bilim adamıyız. Neden güneş parlıyor?, Nereden gelip, nereye gidiyoruz? diye sorarız.
Ama bilime olan bu merak, ilgi 16 yaşında biter! Bunun iki nedeni var. İlki, akran baskısı. Arkadaşlar, “neden bilimle uğraşmak yerine futbol oynamıyorsun, pop star olmak istemiyorsun’ diye sorarlar. İkincisi de bilim ezbere dayalı ve sıkıcı olmaya başlar.
Eğitimcilerin, 10-16 yaş arasında çocuklara ilham vermesi, rol model olması gerekir. Başarılı kişilerin hep rol modelleri vardır. Ya bir bilim insanı ya da öğretmenleri onları teşvik edip heyecanlandırmıştır.
Bu sağlanırsa bilime olan ilgileri hayat boyu devam eder. Einstein’in bilime merakı, pusula ile başlamış.
Hangi meslekler kalacak?
Broker’lık, acentalık gibi kendini tekrarlayan işler robotlar tarafından yapılacak. Ama çöpçülük, bahçıvanlık, polislik, inşaat işçiliği gibi meslekler gelecekte de hep olacak. Yaratıcılık, hayal gücü, sağduyu gerektiren konularda robotlar çalışmayacak.
Robot doktorlar, robot öğretmenler olacak. Örneğin, hastalandığınızda duvarınıza “ayna ayna robot doktorla konuşmak istiyorum’’ diyeceksiniz. Ama robot doktorlar da robot öğretmenler de sadece yardımcı olacak; asıl mesleği yapanların yerini alamayacak. Bunun üç nedeni var. Birincisi robotlar gördüğünü algılayamaz. İkincisi ortak bilinçleri yok. Örneğin, robot anne çocuğundan yaşlı olduğunu bilmez. Üçüncüsü insanlarla etkileşimleri yok.
Bu meslekleri insanlar yapacak. Örneğin robot mentor olamaz.