Yüzde 26 için Suriyeliler ‘asalak’

Halkın yarısı Suriyeli konmşu istemiyor

İklim Öngel/Cumhuriyet

Hacettepe Üniversitesi’nin gerçekleştirdiği “Kamuoyu Algısında Suriyeli Sığınmacılar Kumuoyu Araştırması” toplumun sığınmacılara bakışaçısını ortaya koydu. Sığınmacıların yalnızca yüzde 57’sinin kayıt altında olduğunun tespit edildiği araştırmada, Türk toplumunun kabul düzeyinin “insani” gerekçelerle yüksek olduğu vurgulandı. Ancak araştırmada azımsanamayacak ölçüde “olumsuz” fikir de yer alıyor. Örneğin halkın yüzde 26’lık bir kesimi sığınmacıları “asalak” olarak tanımlarken, halkın büyük kısmı ekonomiye zarar verdiklerini düşünüyor. Toplumun yüzde 62’si sığınmacıların bulundukları yerlerde “şiddet, hırsızlık, kaçakçılık ve fuhuş” gibi suçlara bulaşarak toplumsal ahlakı bozduklarını düşünüyor. Bazı illerde suç işledikleri gerekçesiyle sığınmacılara verilen sert tepkileri toplumun yarısı “haklı” bulurken, “kendilerine ve ailelerine zarar vereceklerinden endişe etmeleri” nedeniyle sığınmacılarla komşu olmak istemiyor. Halkın çoğunluğu sığınmacıların Türkiye’ye dağılmasından ziyade kamplarda veya Suriye topraklarında oluşturulacak tampon bölgede yaşamasıın uygun buluyor.
Hacettepe Üniversitesi Göç ve Siyaset Araşıtırması Merkezi’nin Ekim 2014 itibariyle sayıları 1 milyon 565 bini aşan Suriyelilerin Türkiye’deki toplum kapbulü ve uyumu konusunu elen alan rapor için 20 ilde 1501 kişi ile görüşüldü. Suriyelilerin yalnızca yüzde 57’sinin kayıt altında olduğunun tespit edildiği raporda dikkat çeken başlıklar şöyle:
İnsani’ gerekçe en önemlisi: Suriyelilere yaklaşımda “insani” gerekçeler, “tarihsel ve coğrafi zorunluluklar”, “din kardeşliği” ve son olarak da “etnik kardeşlik” gerekçelerinden daha güçlüdür. 3,5 yılda 1,5 milyondan çok sayıdaki Suriyeliyi kabul eden bir toplumun bu yaklaşımı, “toplumsal kabul” bakımından son derece olumlu bir tablo olarak okunabilir. “Suriyeli sığınmacıları bizi ilgilendirmez, uzak durulmalıdır” önermesine katılmayanların oranı 45.8, katılanların iseyüzde 41.6’dır. Türk halkının Suriyeli sığınmacıların varlığının, “ülkemizin yararına” olduğu fikrine katılmamalarına karşın ortaya konulan “insani” yaklaşım dikkat çekicidir.
Yüzde 26 ‘asalak’ diyor: Halkın yüzde 72’si Suriyelilere ilişkin kannatlerinde Suriyelileri, “zulümden kaçan insanlar, Türkiye’deki misafirlerimiz, din kardeşlerimiz” tanımlıyor. Suriyelileri “Bize yük olan insanlar” ya da “asalaklar-dilenciler” diyenlerin oranı ise yüsde 26. BDP’lilerin Suriyelileri “zulümden kaçan insanlar” olarak nitelemesi diğer partililere göre yüksekken, MHP’lilerde ise olumsuz yargılar daha ön plana çıkıyor.
Ekonomiye zarar: Halkın yüzde 70.7’si Türk ekonomisinin sığınmacılar nedeniyle zarar gördüğünü düşünürken, yüzde 61.2’si Türkiye’deki yoksulluk varken Suriyelilere yardım yapılmasına halkın ciddi itiraz ettiği gözleniyor.
Halkın yarısı çalışmalarını istemiyor: Halkın yüzde 56’sı Suriyelilerin işlerini ellerinden aldığı görüşünde iken bu oran sınır illerde yüzde 70’e ulaşıyor. Halkın yarısına yakını çalışma hakları konusunda “reddeci”. Bölge halkının yüzde 44’ü “çalışma izni verilmemeli” derken, bölge dışı illerde oranın yüzde 48’e çıkması dikkat çekiyor.
Toplumsal ahlakı bozuyorlar: Türk toplumunun yüzde 62’si sığınmacıların bulundukları yerlerde “şiddet, hırsızlık, kaçakçılık ve fuhuş” gibi suçlara bulaşarak toplumsal ahlak ve huzuru bozduklarını düşünüyor. Bu oran bölge illerinde ise iki kat yükseliyor.
Sert tepkilere hak verdiler: Bazı illerde suç işledikleri gerekçesiyle sığınmacılara verilen sert tepkiyi yarıya yakın bir kısmının “haklı” görmesi ve “desteklemesi” dikkat çekiyor. Tepkileri en fazla haklı gören grubun seçimlerde MHP’ye oy vereceğini söyleyenler, en az haklı bulanların ise seçimlerde BDP’ye oy vereceklerini söyleyenler olduğu anlaşılıyor.
Kalmaları büyük sorun: Halkın yüzde 76.5’i sığınmacıların Türkiye’de kalmalarının büyük sorunlara yol açacağını düşünüyor. Bu endişe bölge illerde yüzde 81. Siyasi parti skalasında ise bu endişe sırasıyla MHP, CHP ve AKP’liler dile getiriyor.
Kamplarda ya da tampon bölgede olmalılar: Halkın çoğunluğu sığınmacıların Türkiye’ye dağılmasından ziyade kamplarda veya Suriye topraklarında oluşturulacak güvenli bölgede kalmasını destekliyor. BDP’liler ise buna dikkat çekici şekilde karşı çıkıyor. Bunda Kobani nedeniyle yaşananların etki olduğunu söyleyebiliriz.
Toplumun yarısı komşuluktan çekiniyor: Halkın yarısı Suriyelilerle komşuluk yapma fikrine karşı çıkmazken, yarısı bunu istemiyor. Neden olarak ise “şahıslarına ve ailelerine zarar vereceklerinden endişe etmeleri” şeklinde açıklanıyor. Bu algının bölge dışında daha yüksek olması dikkat çekiyor.