Yüz yüze eğitim: Öğrenciler ve veliler nelere dikkat etmeli?
Türkiye'de yüz yüze eğitimin, 1. sınıf öğrencileriyle Pazartesi günü başlayacağı açıklandı. Dünya Sağlık Örgütü ve Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu'nun (UNICEF) öğrencilere ve velilere yönelik tavsiyeleriyle diğer ülkelerdeki uygulamaları inceledik.
BBC TürkçeTürkiye'de okullarda yüz yüze eğitimin, 1. sınıf öğrencileriyle Pazartesi günü başlayacağı açıklandı.
Daha önce 31 Ağustos'ta başlayacağı duyurulan yüz yüze eğitim, sadece okul öncesi öğrenciler ve 1. sınıf öğrencileri için 21 Eylül'e ertelenmiş, diğer öğrencilerin uzaktan eğitime bir süre daha devam etmesine karar verilmişti.
Öte yandan 1. sınıfların sosyal mesafeye uyamayacağı ve hijyen kurallarına dikkat edemeyeceği gerekçesiyle koronavirüsün yayılmasından endişe edenler de bulunuyor.
Koronavirüse karşı öğrencilerin ve ebeveynlerinin dikkat etmesi gerekenleri inceledik.
Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ve Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF) çocuklar için en iyi şeyin okula devam etmek olduğunu söylüyor, hastalık belirtisi göstermedikçe ve okulda bir salgın tespit edilmediği müddetçe velilerin çocuklarını okullara göndermeye devam etmesini tavsiye ediyor.
WHO'nun Eylül'de dünya çapında okulların açılmaya başlamasına dair yayınladığı açıklamada "Küresel vakalar içinde çocukların oranı çok az, yüzde 8,5. Çocuklarda ölüm ise nadiren görülüyor. Öte yandan okulların kapatılmasının çocukların sağlığı, eğitimi ve gelişimi, ailelerin gelirleri ile genel olarak ekonomiye bariz bir negatif etkisi oluyor" ifadeleri yer alıyor. WHO, "Çocukları okuldan almak yerine el hijyeninin önemini anlatın ve ellerini yıkamadan yüzlerine dokunmamalarını tembihleyin" diyor.
Okullarını hiç kapatmayan veya kapadıktan sonra açan ülkelerde hastalığın yayılımında okulların etkisinin az olduğunu belirten WHO, bir ülkede ise okulların gerekli önlemler alınmadan açılması nedeniyle salgın yaşandığını aktarıyor.
ÖĞRENCİLERE VE VELİLERE TAVSİYELER
Koronavirüs pandemisi ve alınan önlemlerin çocuklarda strese yol açabileceğini de belirten WHO, bunun baş veya karın ağrısı, uyuma zorluğu, gece yatağını ıslatma, yalnız kalma korkusu, sinirlilik gibi belirtilere yol açabileceğini söylüyor ve ekliyor:
"Çocuklara olan bitenleri yaşlarına uygun bir şekilde anlatın. Örneğin hastalandığı için okula gidemiyorsa 'Okula gitmemen senin ve arkadaşların için daha güvenli. Bunun zor, korkutucu veya sıkıcı olabileceğini biliyorum ama sağlığımız için bazı kurallara uymamız gerekiyor. Yakında her şey normale dönecek' diyebilirsiniz."
WHO ve UNICEF, çocuklara oynamaları ve rahatlayabilmeleri için imkan sağlanması gerektiğini belirtiyor.
İki örgüt de velilere "Çocuklarınızın rahatsızlıklarını ve endişelerini sizinle paylaşabilmelerini sağlayın" diyor.
Örgütlerin çocuklara tavsiyeleri ise şöyle:
- Arkadaşlarınızla bardak, çatal, yiyecek ve içecek gibi şeyleri paylaşmayın.
- Salgına karşı öğrendiklerinizi ailenizle ve özellikle sizden daha küçük öğrencilerle paylaşın.
- Öksürürken ve hapşırırken ağzınızı dirseğinizin içiyle kapatın.
- Hastalanan arkadaşlarınızla alay etmeyin.
- Hasta hissederseniz bunu hemen ailenizle paylaşın.
- Konuyla ilgili bilgileri güvenilir kaynaklardan alın.
UNICEF, velilerin okul yönetimlerine şu soruları sormasını tavsiye ediyor:
- Öğrencilerin sağlığı için ne önlemler alındı?
- Öğrencilerin akıl sağlığını korumak ve hastalanan öğrencilerin etiketlenmesini önlemek için neler yapılacak?
- Özel desteğe ihtiyacı olan öğrencilere bu destekler nasıl sağlanacak?
- Okulda zorbalığa karşı uygulamalarda değişiklikler olacak mı?
- Okulun aldığı önlemlere ben nasıl destek olabilirim?
OKUL YÖNETİMİNE TAVSİYELER
WHO, okullarda koronavirüsün yayılmasının önüne geçmek için okul yönetimlerine de tavsiyeler veriyor.
Örgüt çocuklara şarkılarla hijyenin öneminin anlatılmasını ve 20 saniyelik el yıkama süresini anlayabilmeleri için el yıkarken söyleyebilecekleri şarkılar öğretilmesini öneriyor.
Kendini hasta hisseden öğrenci, öğretmen ve çalışanların okula gelmemesi gerektiğini belirten WHO, okullarda öğrencilere belli sıklıklarda el yıkatılmasına dair bir kural olmasını ve kalabalık sınıflar yerine daha az kişilik sınıflarda eğitim verilmesini tavsiye ediyor.
Örgüt el yıkayan çocuklara ödül verilebileceğini, kuklalarla veya çizimlerle hapşırırken, öksürürken ne yapmak gerektiğinin öğretilebileceğini belirtiyor.
WHO ülkelere, gerektiği takdirde yalnızca salgın görülen okulları kapatmayı, sadece birkaç vaka görülen okullar da dahil olmak üzere geri kalanları açık tutmayı tavsiye ediyor.
DİĞER ÜLKELERDEKİ ÖRNEKLER NASIL?
Kanada Eğitim Bakanlığı da okul yönetimlerine mümkün oldukça dersleri açık havada işlemeyi tavsiye ediyor.
Danimarka'da ise çocukların sosyal mesafe ve hijyen kuralına uyamayacağı varsayımıyla farklı bir yöntem geliştirilmişti.
Ülkede okullarda öğrenciler, bütün günlerini yalnızca küçük bir grup arkadaşıyla birlikte geçiriyordu. Böylece bir çocuğun koronavirüse yakalanması durumda bunu bulaştırabileceği kişilerin sınırlandırılması hedefleniyor. 10-12 kişilik grupların kendi arasındaki etkileşime karışılmıyor fakat diğer gruplarla temas etmemeleri için teneffüs saatleri, okula girişleri, yemek saatleri farklı saatlerde oluyor.
WHO da Danimarka örneğini tavsiye ediyor ve okul yönetimlerinin bunun için gerekli düzenlemeleri yapmasını söylüyor.
Örgüt ayrıca kapı ve pencerelerin mümkün oldukça açık tutulmasını, etkinliklerin olabildiğince açık havada yapılmasını öneriyor.
WHO, 12 yaş üzeri öğrencilerin yetişkinlere yönelik ulusal maske kurallarına uymasını, 6-12 yaş arası öğrencilere maske zorunluluğu getirilip getirilmeyeceğine koronavirüs riski, çocukların kurallara uymaya yatkınlığı, öğrenme ve psikolojik gelişime etkisi gibi faktörlerin incelenmesiyle karar verilmesini tavsiye ediyor.
İngiltere hükümeti ilkokullarda maske takılmasını tavsiye etmiyor. 7. sınıf sonrası öğrencilere yönelik maske uygulamalarına ise okulların yerel koşullara göre karar vermesini talep ediyor.
Fransa da yalnızca öğretmenlerin ve 11 yaş üzeri öğrencilerin maske takacağını açıkladı.
Türkiye'de ise Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, okullar açılırken öğrencilere ve öğretmenlere yıkanabilen maske dağıtılacağını ve okullarda maske takılacağını söylemişti.
YÜZ YÜZE EĞİTİM NASIL OLACAK?
Milli Eğitim Bakanlığı yüz yüze eğitimin nasıl başlayacağı konusunda bir açıklama yaptı.
Bakanlık ilk hafta bir gün yüz yüze eğitim yapılacağını, geri kalan günlerde uzaktan eğitime devam edileceğini söyledi.
Okullarda ve sınıflarda kalabalığın önüne geçilmesi için sınıflar bölünecek, farklı sınıflara farklı günlerde yüz yüze eğitim verilecek.
İkinci hafta ise haftada iki gün, günde 30'ar dakikalık beş ders ile yüz yüze eğitime geçilecek. Teneffüsler 10'ar dakika olacak. Yüz yüze işlenecek dersler Türkçe, matematik ve hayat bilgisi olacak.
Üçüncü haftanın sonunda duruma göre birinci sınıfların eğitime nasıl devam edeceği ve diğer sınıfların da yüz yüze eğitime geçme ihtimali değerlendirilerek konuyla ilgili bir karar verilecek.
Öğretmenler öğrencilere temassız oyunlar öğretecek, hijyen, maske ve sosyal mesafenin önemi de eğlenceli etkinliklerle anlatılacak.
Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk da velilere günlük vaka ve ölüm sayılarını çocuklarının yanında konuşmamalarını tavsiye ediyor.