Yusuf’tan Cat Stevens ‘cover’ları: ‘Tea for the Tillerman 2’

Yusuf (İslam) 50 yıl önce Cat Stevens adını taşırken piyasaya çıkardığı “Tea for the Tillerman” adlı efsane albümü yeniden kaydetti. 72 yaşındaki sanatçı albümde kendi gençliğiyle bir araya geldi.

Emrah Kolukısa

Cat Stevens’ın 50 yıl önce piyasaya çıktığı dönemde bile hızla klasikleşen albümü “Tea for the Tillerman” sanatçının ikinci stüdyo albümüydü. Onu neredeyse tüm dünyada ünlü yapan “Wild World”, “Father & Son”, “Sad Lisa”, “Where the Children Play?” gibi şarkıların bulunduğu albüm 2003 yılında Rolling Stone dergisinin tüm zamanaların en 500 albümünü sıralandığı listesinde 206. sırada yer almıştı. Sonrasında başka önemli parçalar da yaptı elbette Cat Stevens ama bir noktada İslamiyete geçmesi (1978) ve adıyla birlikte tüm hayat tarzını değiştirmesi onu yaptığı müzikten de kopardı bir süre ve sanatçı bazı tuhaf politik tartışmalarla gündeme gelmeye başladı. Bunların en ünlüsü muhtemelen “Şeytan Ayetleri” kitabının yazarı Salman Rushdie’nin “Öldürülmesi gerektiğini” söylediği olaydı ve sonraki yıllarda Stevens, ya da yeni adıyla Yusuf İslam bu dediğini inkar edecek birkaç açıklama yaptı. Ama bunlar başka bir yazının konusu elbette.

Yusuf İslam müziğe döndüğü 2006’dan bu yana çıkardığı albümlerin kapağında sadece Yusuf adını kullanıyor, her ne hikmetse, ve efsane albümünün 50. yılında stüdyoya girerek kaydettiği “Tea for the Tillerman 2” adlı albümünün kapağında Yusuf / Cat Stevens olarak görünmeyi tercih ediyor (2017 tarihli “The Laughing Apple”da da bu şekildeydi, onu da not düşelim). Madem kapaktan başladık, kısaca tarif edelim, ilk albümün kapağında yer alan ve Stevens’ın kendisine ait ‘çay içen adam’ (ki bu kendisi aslında, birçok kaynakta böyle geçer) çizimi hemen hemen aynen burada da kullanılmış ama örneğin gündüz geceye dönüşmüş, arkada batmaya hazırlanan güneş değil tabak gibi parlayan mehtap var. Adam bir astronot kıyafeti giymiş ve kolunda da ‘T4TT2’ (tabii ki albümün kısaltması, söylemeye gerek var mı?) yazıyor. Kimi başka minik farklar da var ama ‘aradaki 7 farkı bulun’ oyununu sevenler için daha fazlasını açık etmiyorum, isteyen kendi bulsun.


‘WILD WORLD’ ÇOK TARTIŞILIR

Elbette popüler kültürde böylesi sağlam bir yeri olan bir albümü yeniden kaydetmek çok iddialı bir hareket. Ve en sonda söyleyeceğimi en başta söyleyeyim, bazı parçalar eskisinin gölgesinde kalırken, bazıları yeni yorumlarıyla tercih edilebilecek denli iyi olmuş. “Wild World” meselesi ise fena halde tartışmaya açık. Pop müzikte “Wild World” kadar etkili olmuş şarkı azdır diye düşünüyorum, bilmem katılır mısınız? Kuşaklar ötesi bir tanınırlığı vardır ve daha ilk tınılarından itibaren (ya da ilk ‘nanannan’… mırıldanmalarından itibaren) herkes şarkıyı bir ağızdan söylemeye başlar. İşte bu şarkıyı almış Yusuf ve bir vals ritminde söyleyip yepyeni bir düzenlemeyle bir hayli eğip bükmüş. Açıkçası bir dinleyişimde seviyorum, bir diğerinde nefret ediyorum, sonra bir başka dinleyişimde ‘fena da olmamış aslında’ diyorum, bir sonrakinde ‘neden ama neden?’ diye sorarken kendimi yakalıyorum. Siz ne düşüneceksiniz, merak ediyorum doğrusu.

Şarkıların bir çoğu ilk hallerini andırıyor ve bunda da büyük bir sakınca yok aslında. İlla her parçayı tanınmayacak hale getirmenin alemi yok. Ufak tefek söz değişiklikleri yapmış Yusuf bazı parçalarda (örneğin “Hard Headed Woman”da “Kendime inatçı bir kadın bulacağım” lafını “buldum” diye değiştirmiş) ama çoğunlukla orijinal sözlere sadık kalmış. Bir tek “Longer Boats” adlı parçada bir konuk eşlik etmiş kendisine: Brother Ali adlı bizde çok fazla tanınmayan bir rapçi. Örneğin bence “Longer Boats” yeni hali eskisinden daha iyi olan parçalardan biri, başıma bir iş açılmayacaksa. 


YAŞLI VE GENÇ DÜETİ

Sanatçı bir şarkıda kendisiyle düet yapmış, onu da atlamayalım. Tahmin etmişsinizdir muhtemelen: “Father and Son”. Daha önce kendisiyle düet yapan biri olmuş muydu, bunu meraklıları araştırsın, ben hatırlayamadım, ama Yusuf bu şarkıda 50 yıl önce kaydettiği vokallere de yer vererek yapmış bu düeti. Daha açık konuşmak gerekirse, baba kısmını şimdiki Yusuf/cat Stevens’a söyletmiş, oğul kısmını ise 22 yaşındaki Cat Stevens’a. Bir de çok hoş bir animasyon klip yapılmış şarkıya. Yine meraklısını meşgul edecek detaylarla bezeli bir klip olmuş (özellikle genç adamın odasının duvarları hep belli sembollerle bezeli) ve parçaya çok yakışmış.

Uzatmayalım, eğer kendi gençlik anılarınızla yüzleşmek sizin için özel bir sıkıntı yaratmayacaksa albümü indirin bir dinleyin derim. Eskinin yerini tutmayacaktır muhtemelen (ne tutuyor ki eskisinin yerini şu hayatta?) ama özel bir çaba olduğu şüphe götürmez.