Yusuf Kaplan'ın yalancı tarihi: Buna ahlaksızlık denir!

Yeni Şafak yazarı Yusuf Kaplan, Harf Devrimi'ni hedef aldığı yazısında İsmet İnönü'yle ilgili gerçek dışı bir iddiayı da kendisine dayanak yaptı.

cumhuriyet.com.tr

Yeni Şafak'ta sık sık Cumhuriyet'i ve laikliği karşısına alan yazılarıyla bilinen Yusuf Kaplan, bu kez Harf Devrimi'ni hedef aldı.

Harf Devrimi'nin "cinayet" olduğunu öne süren Kaplan, "Harf devrimi ve dil devrimiyle, Türkçe, ait olduğu, inşasında kilit rol oynadığı medeniyet dünyasından kopmasına yol açacak bir intihara soyundu. Hiçbir toplumun yaşamadığı bir cinayete imza attı!" dedi.

Kaplan, yazısında bir de konuyla ilgili bir yalana kaynak olarak yer verdi. Yeni Şafak yazarı, İkinci Cumhurbaşkanı İsmet İnönü'ye ait olduğu iddiasıyla şu sözleri yazısına taşıdı:

“Harf Devrimi’nin tek amacı ve hatta en önemli amacı, okuma yazmanın yaygınlaşmasını sağlama değildir. Devrimin temel gayelerinden biri, yeni nesillere, geçmişin kapılarını kapamak, Arap-İslâm dünyası ile bağları koparmak ve dinin toplum üzerindeki etkisini zayıflatmaktı. Yeni nesiller, eski yazıyı öğrenemeyecekler, yeni yazı ile çıkan eserleri de biz denetleyecektik. Din eserleri, eski yazıyla yazılmış olduğundan okunmayacak, dinin toplum üzerindeki etkisi azalacaktı.”

Devrimin dine karşı yapıldığını "İsmet İnönü, Hatıralar" isimli eserin tahrif edilerek ileri sürüldüğü bu iddiayı Habertürk yazarı Murat Bardakçı sert sözlerle çürütmüştü.

Bardakçı, 2017 yılında konuyu köşesine "Bir başka tarih sahtekârlığı" başlığıyla taşıdığı yazısında bu sözlerin aslını şu ifadelerle paylaşmıştı:

"Hatıraların ikinci cildinin 223. sahifesini açıp orada yazılanları okuyunca sahtekârlı- ğın, yalancılığın ve belge tahrifinin bu kadarı- na “Pes!” dedim.

DİN DEĞİL, KÜLTÜR ENDİŞESİ

İsmet Paşa, aslında bakın ne diyordu:

“...Harf inkılâbı bir okuma yazma kolaylığına bağlanamaz. ...harf inkılâbının bizde tesiri ve büyük faydası, kültür değişmesini kolaylaştırmasıdır. İster istemez Arap kültüründen koptuk. Arap kültürünün ve Arap dilinin tesiri hakkında yeni nesiller bizim kadar fikir edinemezler. Bir misal olarak söylemek isterim: Benim çocukluğumda kültür sahibi adamlar Türk dilinin kifayetsizliğinden, eksikliğinden meyus olarak bahsederlerdi ve bunun için cemiyet içinde hem Türk diye bir millet olarak Araptan ayrılığı kaldırmalıydık, hem de ‘Sağlam bir dile kavuşmak maksadıyla Arapça’yı kabul etmeliydik’ derlerdi. Yani ‘Vaktiyle devleti kurarken ve Türk dilini yaparken Arap dilini kabul etmek doğru olacaktı’ görüşünü hararetle savunurlardı.

Anadolu’da ilk Türk devletini kuranların hepsi Türk Beyi olarak devlet başına geçmiş- ler ve millî hususiyetlerini muhafaza etmiş- lerdir. Sonra, Osmanlılar devrinde, edebiyat vesilesiyle dil ihtiyacı genişledikçe sanatı Arap dili üzerinde işlemek hevesi millî kültürü zayıflatmıştır. Bizim devrimizde Latin harflerine geçmek Türk dilini ve milli kültürü kurtarmak için esaslı bir etken olmuştur”.

Gördünüz değil mi? İsmet Paşa hatıralarında harf inkılâbının dinî sebeplerle yapıldığına dair bir söz etmiyor; hattâ işin gerisinde senelerden buyana iddia edildiği gibi bir “okuma-yazma kolaylığının” da bulunmadığını, inkılâbın temelinde Türkçe’yi ve millî kültürü “kurtarmak” düşüncesinin yattığını söylüyor.

BUNA AHLÂKSIZLIK DENİR!

Harf inkılâbına karşı olabilirsiniz; eski yazı kaldırılınca eski kültürden uzaklaştığımızı iddia eder ve eski harflerin okullarda öğretilmesini savunabilirsiniz; bunlar tartşılabilecek farklı düşünceler ve yorumlardır...

Ama başkasının sözlerini tahrif ederek tam tersi hâle getirip inandırıcı olmak için altına bibliyografya bilgisi de ilâve eder ve bir tarafınızdan uydurduğunuz yalanları etrafa gönderip milleti kandırırsanız, bu iş ahlâksızca bir sahtekârlıktır!"