'Yürüyor' dediler o şampiyon oldu

Avrupa Atletizm Şampiyonası 10 bin metre yarışını kazanan Yasemin Can'ın hayat hikayesi roman gibi.

Arif Kızılyalın / Cumhuriyet

Kim tahmin edebilirdi ki, 1996 yılının son ayının son günlerinde Kenya’nın medeniyete pek de yakın olmayan bir dağ köyünde Vivian Jemutai adı ile doğan, sonradan Türk pasaportuna Yasemin Can ismi işlenen siyahi, güler yüzlü, tombul bir kız çocuğun, 2016 yılının Temmuz ayında, “dökülüyor” denen Türk Atletizm Takımı’na Avrupa Şampiyonluğu’nu getireceğini. Ama, o kız çocuğu 20. yaşını doldurmaya aylar kala, altın madalya kazandırmakla yetinmeyip, önümüzdeki ay gerçekleşecek Rio Olimpiyat Oyunları’nda da umutlanmasını sağladı atletizm dünyasının. Evet, Jemutai ya da Yasemin, her Kenyalı gibi, koşmayı, spor yapmayı, hayata tutunmanın en kolay yolu olarak görenlerden. Elbette, onu şanslı kılan tarafı, atletizm menajerlerinin kasabasına uğradığı günlerde, yalın ayak koşması ve stilini ENKA’nın, “atlet dedektörü” Önder Bilen’e göstermesi. Elbette sadece Bilen’in bu kız çocuğunu görmesi değil işin sırrı, daha sonra ülkesinden kopup şansını Türkiye’de deneyen Rumen antrenör Carol Santa tarafından, “Türkiye’ye getirin” ricasında bulunması da Türkiye’nin kazandığı 10 bin metre madalyasında rol oynadı. Çünkü, diğer atletizm hocaları, “Bu kız kilolu, koşamaz, yürüyor” diye rapor verdiği halde, hem Önder Bilen, hem de Carol Santa, “Adımları çok farklı, uzun mesafenin yeni Elvan’ını bulduk” diye diretince, Vivian Jemutai’ye Türkiye yolu gözüktü. İlk günlerde, zorluk, uyum derken 24 saatin neredeyse tamamını ENKA tesislerinde geçirmiş Yasemin. Sonrası çorap söküğü. Özel statüden, beklemeksizin TC vatandaşlığı, ilk pasaportu, atletizm hayatındaki ilk lisansı, Türkiye’deki deneme yarışlarında ilk madalyaları ve 6 Temmuz 2016’da Amsterdam’da, ilk Avrupa Şampiyonluğu, ilk 23 Yaş Avrupa Rekoru, Türkiye Rekoru ve yılın o mesafedeki en iyi derecesi... Tabii ki yazıldığı kadar kolay değil, Kenya’daki ailesine hasret, kimi zaman acı, kimi zaman gözyaşı ve çokça alın teri... Atletizm dünyasının emekçilerinden Münir Yaraş’a sorduk Yasemin’i; “Ben de biraz kilolu görmüştüm. Ama Carol hoca, ben ona olimpiyatta 30.40 koşturacağım dedi. Amsterdam’da yine gördük, kızın suratı çökmüş, kiloları vermiş, ama zıpkın gibi olmuş. 31.12 gibi bir derece yapıp rekorları altüst etti, 5 bini de götürür, olimpiyatı da” dedi. Anlaşılan o ki, Türkiye, kendi 80 milyonundan atlet çıkartamıyor ama Afrika’daki kaynağı iyi değerlendiriyor. Bu arada yine Kenya kökenli Meryem Akdağ’ı da bir yere not etmekte fayda var. 3 bin metre hendekli yarışını eğer su sorunu yaşamazsa kazanabilir.