Yürümek umuttur

Türkiye’nin yakın tarihine göz attığımızda iz bırakan nice yürüyüş olmuş.

Miyase İlknur

Türkiye’nin yakın tarihine göz attığımızda iz bırakan nice yürüyüş olmuş. Hemen her sınıf, -patron ve sermaye sınıfı hariç tabiiderdini, talebini ya da protestosunu yürüyerek dile getirmiş. Öğrenciler de yürümüş, işçiler de...

Kimi zaman birlikte yürümüşler. Yüksek yargı mensupları da yürümüş, üniversite hocaları da... Harbiyeliler de yürümüş, topraksız köylüler de... Kimi yürüyüş şehirlerarası olmuş kimi bir şehrin bir bölgesinden başka bir bölgesine.

DP’nin istibdat yönetimine karşı başlamış ilk yürüyüşler. O yıllardan 1970’lere kadar yürüyüşlerin son durağı Anıtkabir olmuş. Türkiye siyasi tarihine geçmiş yüzlerce yürüyüşten sadece belleklerde yer etmiş olanlardan bir seçki yaptık.

MADENCİNİN BAŞKENT ÇIKARTMASI

Türkiye Taş Kömürü Kurumu (TTK) ve Maden Tetkik ve Arama (MTA) işyerinde örgütlü olan Türk-İş’e bağlı Genel Maden İş Sendikası (GMİS) ile işveren arasında 48 bin işçi için sürdürülen toplusözleşme görüşmelerinin uyuşmazlıkla sonuçlanması üzerine, sendika 30 Kasım 1990’da başlamak üzere grev kararı aldı. İşveren 4 Aralık’ta lokavt ilan etti. 14 Aralık’ta çeşitli sendikalara üye 100 bin işçi, Zonguldak maden işçilerine destek vermek amacıyla iş bıraktı. 22 Aralık’ta GMİS tarafından “Ankara Yürüyüşü” kararı alındı. 4 Ocak’ta işçileri Ankara’ya götürecek olan otobüslerin Zonguldak’a hareketleri ve kente girmeleri engellendi.

GMİS Genel Başkanı Şemsi Denizer işçilere Ankara’ya yürüyerek gidileceğini duyurdu. Tüm kış şartlarına rağmen, yürüyüş aynı gün GMİS merkezinden başlatıldı. İşçi ailelerinin de katılımıyla sayıları 100 bini aşan işçiler, güvenlik güçleri tarafından iki kez durduruldu. Mengen’den İstanbul- Ankara karayoluna doğru harekete eden yürüyüşçülerin yolu Yılancık Köprüsü yakınında yeniden kesildi ve yol dozerlerle kapatıldı. 200 kadar işçi güvenlik güçlerince gözaltına alındı. 8 Ocak’ta Ankara’daki görüşmeleri tamamlayan Denizer, yürüyüşe son verildiğini açıkladı. 112 kilometrelik yürüyüş, Ankara yolu kavşağına 8 kilometre kala sona erdirilmişti.

 

15-16 Haziran Yürüyüşü

DİSK üyeleri, 274 sayılı Toplu İş Sözleşmesi, Grev ve Lokavt Yasası ile sendika seçme özgürlüğünü ve sendika değiştirmeyi güçleştiren 275 sayılı yasanın yürürlüğe girmesini protesto etmek için 15 Haziran 1970 sabahı İstanbul’un belli merkezlerinden yürüyüşe geçti. Kartal’dan yürüyüşe katılan işçilerin oluşturduğu kortej, yol üstündeki fabrikalardan işçilerin de katılımıyla büyüdü. Beykoz’dan başlayan yürüyüş kolu Üsküdar’a kadar ulaştı. 16 Haziran’da ise Gebze’den başlayan yürüyüş, Kadıköy İskelesi’ne kadar uzandı. Avrupa yakasında dış semtlerden gelen yürüyüş kolları Topkapı’da birleşerek Aksaray üzerinden Eminönü’ne ilerledi. Vali, Galata ve Haliç köprülerini açtırarak işçilerin Taksim’e çıkışını engelledi. Olaylarda 2 işçi, bir polis ile bir esnaf yaşamını yitirdi. Olaylar nedeniyle DİSK yöneticileri tutuklandı.

YALINAYAK DESTANI

Çorum’da Genel-İş Sendikası’na üye 54 temizlik işçisi, Adalet Partisi’nden Belediye Başkanı seçilen Kemal Demirer’in 72 işçinin işine son vermesi ve ücretleri indirmek istemesi üzerine 27 Temmuz 1966 Çarşamba günü Çorum’dan Ankara’ya kadar sürecek bir yürüyüş başlatırlar. Genel-İş Başkanı Abdullah Baştürk önderliğinde 3 Ağustos Çarşamba günü Anıtkabir’e gelen işçiler yürüyüşü bitirirler. 5 Ağustos’ta ise Danıştay’da açtıkları davayı kazanmaları üzerine işçiler 8 Ağustos’ta işbaşı yaparlar. Fakat Belediye Başkanı, Danıştay’ın kararına uymayınca işçiler bu kez de 15 Ağustos’ta Ankara’dan İstanbul’a doğru yalınayak yürüyüş başlattılar. Deniz Gezmiş ilk kez bu yürüyüş sırasında gözaltına alındı.

BAĞIMSIZLIK İÇİN

Üniversite öğrencileri tarafından düzenlenen “Tam Bağımsız Türkiye Yürüyüşü” 30 Ekim 1968 sabahı Samsun’dan başladı. 10 Kasım’da Anıtkabir’de sona erecek yürüyüşün önü şehir çıkışında polis tarafından kesildi, 3 öğrenci gözaltına alındı. Gençler Samsun’a geri döndü. Yürüşyüş kolu Samsun’dan Ankara’ya doğru ilerlerken dönemin Başbakanı Süleyman Demirel, “Talebeler yürüsün. Yollar yürümekle eskimez. Önemli olan, gösteriler kanunsuz yapıldığı, saldırı halini aldığı zaman bunu önleme gücünün gösterilmesidir” sözlerini sarf etmiştir. “Tam Bağımsız Türkiye İçin Mustafa Kemal” yürüyüşü” yapan ve Samsun’dan başlayan yürüyüş, öğrencilerin ertesi gün Anıtkabir’de okuyacağı bildiri üzerinde anlaşamamaları yüzünden Kayaş’ta sonlandırıldı.

 

ŞERİATA KARŞI YÜZ BİNLER BULUŞTU

 7 Eylül 1967’deki Adli Yıl’ın açılış töreninde Voltaire’nin “Tanrı’yı da insan yaratmıştır” sözüne konuşmasında yer verdiği için Nurcuların tepkisini çeken Yargıtay Başkanı İmran Öktem’in 1 Mayıs 1969’daki cenaze töreninde gösteri yapan dinci gruplar genaze namazının kılınmasını engelleme ve İsmet İnönü’ye saldırma girişiminde bulundular. Bu saldırıyı protesto etmek için 7 Mayıs’ta Ankara’da Yargıtay, Danıştay ve Sayıştay Başkanları da olmak üzere hukukçular, öğretim üyeleri cüppeleriyle Anıtkabir’e doğru yürüdü. Öğrencilerin de katıldığı 25 bin kişilik yürüyüşte “Şeriat” karşıtı sloganlar atıldı.

 

HARBİYELELERİN 555K YÜRÜYÜŞÜ

Kara Kuvvetleri Komutanı Cemal Gürsel, DP iktidarının baskıcı politikalarına karşı, 3 Mayıs 1960’ta Milli Savunma Bakanı Ethem Menderes’e bir mektup gönderdi. Ankara’da 5 Mayıs 1960’ta çok büyük bir öğrenci grubunun da yer aldığı kalabalık, ‘555K’ (5. ayın 5’inde saat 5’te Kızılay’da) koduyla bir gösteri yaptı. Kızılay’a giden Başbakan Adnan Menderes, kalabalık tarafından itilip kakıldı. İki gün sonra 21 Mayıs’ta Harp Okulu öğrencileri sokağa çıktı ve Zafer Anıtı’na kadar “sessiz bir yürüyüş yaptı.’’ 22 Mayıs’ta “haberleşmeye” sansür koyan Ankara Sıkıyönetim Komutanlığı, 5 kişinin bir araya gelerek dolaşmasını yasakladı.

 

HOCALAR DA KATILDI ÖĞRENCİLERİ DE

Haziran 1970 tarihinde Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi tarafından düzenlenen “Anayasaya Saygı” yürüyüşü binlerce öğrencinin yanı sıra öğretim üyelerinin de katılımıyla yapılmıştır. AP iktidarının anayasayı ihlal eden uygulamalarına karşı düzenlenen ve katılan öğretim üyeleri arasında Ankara Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Uğur Alacakaptan, İstanbul Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Orhan Aldıkaçtı, Haccettepe Üniversitesi Rektör Vekili Prof. Nusret Fişek, ODTÜ Rektör Vekili Erdal İnönü, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Dekanı İlhan Unat, Prof. Tarık Zafer Tunaya, Ümit Doğanay ve Murat Sarıca da yer almıştır.