Yurttaşların Akbelen Ormanı için nöbetini sürdüğü İkizköy tedirgin: ‘Köyü boşaltın denildi; yetkili gelmedi’

Muğla'nın Milas ilçesindeki yangının ilerlemesi nedeniyle Yeniköy Termik Santrale yakınlığı bulunan İkizköy’de köylüler tedirgin... Köy halkından Ayşe Enginsu, “Bekledik ama hiç kimse gelmedi” dedi.

Gizay Çelik

Muğla’nın Milas ilçesine bağlı İkizköy’de yapılması planlanan kömür madeni için Akbelen Ormanı’nın asırlık kızılçam ağaçlarının kesilmesine karşı köylülerin çadır nöbeti sürerken yurttaşlar bir de yangın nedeniyle tedirginlik yaşıyor.

İkizköy, yangının tehdit ettiği Fesleğen köyüne yaklaşık 15 kilometre, Yeniköy Termik Santrali ile 5.6 km arası uzaklıkta bulunuyor. Akçakaya ve Fesleğen köyü yangın nedeniyle tahliye edilirken Yeniköy Termik Santrali önünden itibaren resmi araçlar haricinde geçişlere izin verilmiyor. İkizköy’de yaşayan köylüler ise ilk önce kendilerine ‘köyü boşaltın’ demeleri daha sonra da yetkililerin gelmemesi ve açıklamada bulunmamasına tepkili. İkizköy’de yaşayan köylülerden Ayşe Enginsu, önceki gün gece yarısı yaşadıklarını Cumhuriyet’e anlattı. 

Köy meydanına herkes toplansın anonsu yapıldığını belirten Enginsu, “Hepimiz apar topar köy meydanında toplandık. Muhtar dedi ki; ‘çıkarılma emri’ geldi. Köyden çıkmamız gerektiğini söyledi. Tamam çıkacağız ama benim mesela 15 tane koyunum var. Ondan sonra 90 yaşında kayınvalidem var. Ayrıca özel aracım yok. Gecenin saat 12’sinde nereye gideceğim? Ondan sonra biz bu soruyu muhtara sorduk. Muhtar,’AFAD’dan birisi gelecek şimdi. Koordineli bir şekilde köyü boşaltacaklar. Kendi araçlarıyla toplanma alanına götürecekler." dedi. 

"HERKES DİKEN ÜSTÜNDE"

Enginsu devamında şunları söyledi:

"Bekledik ama hiç kimse gelmedi. Biz stresimizden ölüyoruz. Daha önce çantalarımı falan hazırlamıştım. Acil bir durum için... Milas’ta çocuklarım var bir tane nakliye aracı bulduk. Kızılcayıkık köyüne annemin oraya hayvanları götürecektim. Saat birde muhtardan sonra jandarma köye geldi. Jandarma köyün içine girerken anons yaptı. ‘Köy halkı acil köyü boşaltın...’ Ondan sonra herkes diken üstünde tabi, jandarmanın önüne koştu. Kimisi arabam yok diyor, kimisi hayvanlarım var diyor. Ben jandarmaya halka açıklama yapması gerektiğini söyledim. ‘Nereye gideceğiz, bir toplanma alanı var mı’ dedim. Hayvanlarımı nereye götüreceğim diye sordum. ‘Hayvanlar gitmeyecek’ diye cevap verdi. Ben gidince nereden bileyim köyü yakmayacakların, hayvanlarımın çalınmayacağını... Jandarma dedi ki; ‘bir kilometre ötede Çam köyü var’. Buraya gelen yangın ve duman oraya gelmeyecek mi?”

‘NE MUHTAR GELDİ GERİYE NE JANDARMA’

Hiçbir koordinasyon ve organizenin yapılmadığını aktaran Enginsu, “Jandarma, ‘halka gidin Çam köyünde toplanın’ dedi. Bizde dedik ki; oraya gidiyorsak hiç gitmeyeceğiz. Bu arada saat 02.00 oldu. Jandarma, burada bekleyin dağılmayın, ben muhtarı alıp geleyim, muhtarla birlikte toplantı yapalım. Bir gitti, gidiş o gidiş. Ne muhtar geldi geriye ne jandarma geldi ne de AFAD... Muhtarın kendisi zaten köyün içerisinde oturmuyor. 2 km ötede evi var onun. O kendini garantiye aldı zaten. Hiçbir şekilde yüz göz olmuyor. Bu ağaçların kesilmesinde şirketten taraf oldu zaten. Biz stresimizden ölüyoruz. Köy şu anda normal hayatına devam ediyor. Hayvanlarımızı otlattık, zeytin ağaçlarımızı suladık geldik. Hayatın biraz normalleşmesi lazım psikolojimiz bozuldu. Burada o kadar çok duman vardı, o kadar çok kül yağdı ki güneş görünmedi” ifadelerini kullandı.