Yurttaşın payına yine sefalet düştü

İşsizlik oranının yüzde 11’i geçtiği Türkiye’de artan enflasyonla birlikte sefalet endeksi yüzde 20’ye yaklaştı. Yurttaşın maruz kaldığı sefaletin boyutları son beş yıldır artıyor.

Pelin Ünker

Yıllardır yüksek enflasyon ve işsizlikle boğuşan Türkiye’de sefaletin boyutları her geçen gün artıyor. Türkiye’de 2015’te yüzde 19.11 olan sefalet endeksi geçen yıl yüzde 19.83’e ulaştı.

Sefalet endeksi (Misery Index) kavramını ilk olarak 1970’lerde Amerikalı iktisatçı Arthur Okun ortaya attı. Endeks yıllık enflasyon oranı ve işsizlik oranının toplamından oluşuyor. Endeks değerinin yükselmesi zaten iş bulmakta zorlanan insanların daha yüksek enflasyona maruz kalması yani sefaletin arttığı anlamına geliyor.

2015’te işsizlik oranı yüzde 10.3 seviyesindeydi. Enflasyon ise yüzde 8.81 oranıyla yılı tamamlamıştı. Geçen yıl ise yıllık enflasyon yüzde 8.53 olurken işsizlik oranı en son açıklanan Eylül 2016 verisine göre yüzde 11.3 seviyesinde bulunuyor.

Dokuzuncu sırada

Türkiye’de 2012’de yüzde 15.36 olan sefalet endeksi, 2013’te yüzde 17.1, 2014’te yüzde 18.27, 2015’te yüzde 19.11, 2016’da yüzde 19.83’e çıktı. Sefalet endeksi ABD’de yüzde 6.4, Avro bölgesinde yüzde 10.9, OECD’de ortalama yüzde 7.6 düzeyinde bulunuyor. Buna göre Türkiye’de sefalet yüzde 19.83 ile ABD’nin üç, OECD ortalamasının 2.5 katından fazla. Türkiye ayrıca tradingeconomics. com’un sıraladığı dünyanın en büyük 48 ülkesi içinde sefalet endeksinin yüksekliği bakımından dokuzunca sırada bulunuyor. Sefalet oranı en yüksek ülkeler yüzde 188.2 ile Venezüella, yüzde 49 ile Arjantin, yüzde 33.7 ile Güney Afrika, yüzde 32.38 ile Nijerya, yüzde 32 ile Mısır, yüzde 22.2 ile Yunanistan, 21.3 ile İran, 20.41 ile İspanya ve 19.83 ile Türkiye olarak sıralanıyor.

Enflasyon yükselecek

Gelecek aylarda köprü zamları ve ÖTV artışlarının, petrol ve enerji fiyatlarındaki yükselişlerin etkisiyle enflasyonun daha da yükselmesi bekleniyor. Kur geçişkenliğinin fiyatlar üzerinde daha fazla etkili olması ve dolar/ TL’deki yukarı yönlü hareket de enflasyonun yükselişini tetikleyecek. Ekonomistler şubat ve mart aylarında baz etkisiyle birlikte enflasyonda yükselişin devam edeceğini düşünüyor.

Diğer yandan işsizlik oranı da son 15 yıldır 2001 krizi öncesi seviyelerine gelemedi. 1991 krizinde yüzde 8.2, 1994 krizinde yüzde 8.5, 1998-99 krizinde yüzde 7.7 olan işsizlik oranı, 2002 yılının ilk döneminde yüzde 11.5’e kadar yükseldikten sonra yılı yüzde 10.3 seviyesinde tamamlamıştı. İşsizlik en son açıklanan Eylül 2016 verilerine göre 2010’dan bu yana en yüksek seviyede. Türkiye, düşük faiz ortamının avantajlarını kaliteli büyüme ve istihdam için kullanamazken, hükümet şu anda da bu iki önemli sorunu çözecek yapısal reformlar yerine anayasa değişikliği ve başkanlık sistemine odaklandı. Bütün bunlar da gelecek dönemde sefaletin boyutlarının artacağının bir göstergesi olarak karşımıza çıkıyor.

Merkez’in kararı kritik

Merkez Bankası’nın 24 Ocak toplantısında alacağı faiz kararı enflasyonun seyrinde etkili olacak. Son enflasyon rakamlarıyla birlikte Türkiye’nin reel faizi negatife inmiş oldu. Ancak bankanın faiz artışına gitmemesi için AKP kanadından çağrılar hâlâ devam ediyor. Enflasyonu düşürmeye yönelik adım atılamayabileceği endişesi de kurdaki yükselişi tetikliyor.

Dolar/TL en son 3.73 seviyesini geçerek rekor kırdı. Merkez’den ocakta faiz artırımı yapıp yapmayacağına dair net bir mesaj yok. Banka, önceki Para Politikası Kurulu kararında mevcut ‘temkinli’ duruşunun enflasyondaki yukarı yönlü riskleri içerdiğini belirtmişti. Yıllık enflasyonun yüzde 9 üzerine gitmesi Merkez Bankası’nı aksiyon almaya itebilir. İlk çeyrek rakamlarına göre şubat veya mart ayında faiz artırmak zorunda kalabilir.