Yunus Nadi Şiir Ödülü: İhsan Tevfik
Yunus Nadi Şiir Ödülü'ne değer görülen diğer isim İhsan Tevfik. Kitabının adı ise "Gözleri Muhacir". Tevfik'le tüm dünyayı derinden sarsan göçleri ve bunların şiire yansımasını konuştuk.
Mahir Arhan- Kitabınızın ismi, Gözleri Muhacir. Şu anda da gündemi meşgul eden dünya çapında bir mülteci sorunu var. Siz ne düşünüyorsunuz konu hakkında?
- Kitabımda yer alan şiirleri, 30 Ocak 1923’te Lozan Antlaşması'nın bir eki olarak imzalanan ve kısaca “Mübadele” olarak bilinen karşılıklı ve zorunlu Türk-Yunan göç antlaşmasını merkeze koyarak yazdım. Göçün anlamını, her iki toplumda bıraktığı acı izleri, şiir diliyle söyleme çabasının bir ürünüydü bu göç şiirleri. Ama elbette sadece Türk-Yunan zorunlu göçünden değil bütün göçlerden izler taşır. Daha doğrusu böyle bir psikolojik ve sosyolojik yaklaşım gerekir bu kitaptaki göç olgusunu anlamak için.
Şimdi dünyanın dört bir yanında yine göçler yaşanıyor. Kendi sınırımızda ve topraklarımız içinde büyük trajedilere şahit oluyoruz. Küresel emperyalizmin gözyaşı tufanı bıraktığı coğrafyalar daha da çoğalıyor. Sadece kendi acılarımıza değil, komşularımızın, insanlığın acılarına da kulak vermek zorundayız. Anadolu ve Balkan coğrafyasının tarihi, bir anlamda zorunlu göçlerin de tarihidir. Sadece bizim coğrafyamızda değil bambaşka coğrafyalarda da yeni mülteciler, zorunlu göçmenler var. İnsanlar yine ağlıyor yine ölüyor göç yollarında. Birbirimizin yaralarına, insanlığın acılarına, özlemlerine dokunmayacaksa edebiyat neyi söyleyecek?
- Ülkenin içinde bulunduğu durumu nasıl özetlersiniz?
- Konuya Cumhuriyet rejiminin getirdiği yeni hayat tarzının, modernleşme çabalarının penceresinden bakmak gerekir. Bütün vatandaşların eşit, adil ve özgürce bir yaşama sahip olduğu cumhuriyetçi, demokratik ve çağdaş bir ülke hedefi, öncelikle ülkemizin kurucusu büyük Atatürk’ün özlemiydi. Böyle çağdaş bir hayat algısı içinde düşündüğünü özgürce söylemek, yazar-çizerin de kendini aydın olarak görenlerin de sıradan vatandaşın da hakkıdır.
Özgürlüklerin sustuğu, susturulduğu; düşünce ve sanat adamlarının sindirilmeye çalışıldığı bir ortamda geleceğe nasıl umutla bakabiliriz? Sanata, özelde edebiyata ve şiire bir kalıp görev biçmek zor ve gereksiz ama gerçekten insanca yaşamaya, özgürlüğe, umuda dokunmayan yapay bir sanatın çağına tanıklık etmekten epey uzak kalacağı da ortadadır. Bütün zor koşullara rağmen şair, umudun şiirini yazacak, sorumlu aydın bildiğini söylemekten geri durmayacaktır. Aydın, şair, yazar-çizer kendisi için de toplumu için de doğru bildiğini söylemeye devam edecektir, etmelidir de.
- Yunus Nadi Ödülü hakkında söyleyecekleriniz var mı?
- Yunus Nadi’nin demokrat ve cumhuriyetçi kişiliği, Cumhuriyet gazetesi serüveniyle verdiği mücadele beni her zaman etkilemiştir. 7 Mayıs 1924’te kurduğu Cumhuriyetin ilk sayısındaki sözleri belleğime kazınmıştır: “Cumhuriyet sadece Cumhuriyetin, bilimsel ve yaygın ifadesiyle demokrasinin savunucusudur. Cumhuriyet ve demokrasi fikir ve esaslarını yıkan ve yıkmaya çalışan her kuvvetle mücadele edecektir. Memlekette halkın halk tarafından halk için idaresi bizim idealimizdir. Ve biz yalnız bu idealin esiriyiz. Başka bir kuvvetin değil.” Yunus Nadi aydınlık ve çağdaş bir ülke yaratma serüveninin taşlarını döşeyen önemli bir düşünce ve eylem adamıdır.
Yalnız Cumhuriyet gazetesinin değil, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunda büyük emeği bulunan Yunus Nadi’nin anısına verilen bir ödüle layık görülmek öncelikle benim için büyük bir onurdur. Çok teşekkür ediyorum...
Gözleri Muhacir / İhsan Tevfik / Artshop Yayıncılık / 80 s.