Yücel Kayıran'ın yeni şiirleri
Yücel Kayıran, “Efsus’a Yolculuk” ile okura, kendi içsel yolculuğunu oluşturma imkânı vererek çok değerli bir işe imza atarken yüz sekiz sayfalık tek bir şiir kaleme almış.
Ali Galip Yener
Yücel Kayıran’ın yeni şiir kitabı Efsus’a Yolculuk, tek uzun bir şiirden oluşan çok önemli bir yapıt. Kayıran, ilk şiir kitabı Hayaline Firar Edemeyenlerin Afsun’unu 1997’de yayımlanmış bir şair ve eleştirmen. Şiir üzerine eleştiri yazıları ve poetika meselelerine ilişkin çözümlemeleri 1990’lardan bu yana okurla buluşan şairin ikinci şiir kitabı, Beni Hiç Göremezsin (2004), 2005 Altın Portakal Şiir Ödülü’ne değer bulundu ve hazırlanan Sempozyum Kitabı’nda şairin emeği çeşitli eleştirmenlerce ayrıntılı bir biçimde değerlendirildi. Diğer şiir kitapları, şairin felsefi şiir poetikası girişimi ile birlikte yankı uyandıran Çalgın (2006) ve uzun bir aradan sonra çıkardığı, ontik şiirin yetkin örneklerini içeren Son Akşam Yemeği (2014).
FELSEFİ ÇÖZÜMLEMELER
Kayıran’ın her şiir kitabı, büyük ve hacimli bir eserin ara bölümleri ya da cüzleri gibi. Bu yapı, insanı varlıksal problemler karşısında tek başınalık hâlinde gösterirken birey olmanın tinsel hikâyesini dile getiriyor.
Kayıran, baştan beri yaptığı kritiklerde olduğu gibi şiirinde de derdi olan bir şair olarak okurun karşısına çıkıyor. Yazdığı eleştirilerde bireysel ile toplumsal olanın çelişkili birlikteliğine dikkat çeken felsefi çözümlemelere yer veren şair, şiirde tinsel poetikasını oluştururken yine felsefi kavramlardan yararlanıyor. Ancak bu yararlanma hâli basit bir biçimde felsefi bir sistematiğin şiirde işlenmesi durumu değil. Kayıran, kavramlaştırma yaparak analiz eder. Bir söyleşide kendisini, “Ben Spinozacı bir şairim” diye tanımlaması da kimi şiir eleştirmenlerinin kafasını karıştırmış gibi. Bu duruma dikkat çeken eleştirmen Yaşar Güneş, “Kayıran’ın Son Akşam Yemeği adlı kitabında şiirde konuşan sözceleme öznesinin tinsel zemininin dikkate alınmasının, şairin yarattığı tinsel poetikayı anlamak için zorunlu” diyor (Varlık Dergisi, Eylül 2015).
Yeni kitabı ile okura, kendi içsel yolculuğunu oluşturma imkânı vererek çok değerli bir işe imza atarken yüz sekiz sayfalık tek bir şiir kaleme almış. Cumhuriyet dönemi öncesi ile şairlerin pek kurcalamadığı bir geçmişle süreklilik duygusunu koruyan ve geçmişten kopuşu anlatma amacı taşıyan bu kitap, tarihi Cumhuriyet öncesinden başlatıyor. Bu bağlamda, bu şiirin en önemli temalarından birini yıkım problemi oluşturuyor. Yıkım, güncel bir sorun olarak değil, geçmiş-şimdi çatışmasının ana bileşeni olarak ortaya çıkıyor. Şu dize bir ağıt gibi: “Cumhuriyet... yıkımdan bilinçle kurtulma dönemine denk geliyordu”. Kayıran, Efsus’a Yolculuk’da, zulmün tarihini Cumhuriyet öncesine dayandırıyor.
Kitapta ara başlıklar ve bölümler bulunmuyor. Geçmişi her şiirinde önemseyerek poetik anlamda dönüştüren şair, yeni kitabıyla şiirde konuşan lirik özne üzerinden hem çocukluğa yönelen bir iç yolculuğu hem de bunu sarıp sarmalayan toplumsal-tarihsel dış serüvenin dökümünü veriyor. Benzerine Türk ve dünya şiirinde rastlamanın artık mümkün olmadığı bu uzun şiir, lirik öznenin ruhsal ve politik iç yolculuğunu akıcı dize yapısı sayesinde okura başarıyla ulaştırıyor.
Şiir, politik, etik, teolojik ve psikanalitik okumalara açık bir derinliği içeriyor. Burada bu şiirin, etik ve teolojik boyutunun altını çizmek gerek. Etik ve teolojik unsur, Efsus’a Yolculuk’ta, sadece bugünün eleştirel bileşenleri olarak değil, insanın bir varlık olarak birey olmasının içsel güzergâhı şeklinde de ortaya çıkıyor. Yapıt üzerine yazan kimi eleştirmenlerin notlarına bakıldığında, yazarların kendi dünya görüşleri yönünde bu yolculuğu politik eleştiri ve “en iyi okuldu yenilgi yılları” gibi şiirde geçen kimi siyasal göndermelerin sınırına hapsettiği, şiirde mevcut teolojik ve etik olanın okuru kışkırtan tazeliğine mesafeli durduğu görülüyor.
POETİK OLARAK ORTAYA ÇIKAN VARLIK
Belirtmeden geçmeyelim: Güneş’in sözünü ettiğim yazısında, bu lirik öznenin etik durumunu “eksiksizlik” arayışının oluşturduğunu, bunun da Spinoza’nin Etika’sındaki temel kavramlardan biri olduğunu ileri sürüyordu.
“Eksiksizlik mücadelesi”, Efsus’a Yolculuk’un da temel problemlerinden biri. Kitaptan alıntılanan dizeler bunu yansıtıyor: “Fakat çıkışsızlık vardığım yer bir uzlaşmaz çelişki / kaldım itikat ettiğim değerlerle / çatışan olgular ile arzu arasında / yenilgi içerden gelir, dipten... ıstırap da / eksik olmadı bende / bir eksiksizlik mücadelesi.”
Yine Platon’un, “Ona ait olanın ona verilmesi” fikri, lirik öznenin ontik yolculuğunda birden fazla yerde karşımıza çıkıyor. Şu dizelerde olduğu gibi: “... Tanrı kavramı vardır / dürüstlük kavramının içinde / bir vaat, daimilikle gelen kesinlik / ona ait olanın ona verilmesi / sonsuzlukla ıralı oluşundan unutulmazlığı hakikatin” (s. 98).
Yineleyelim: Lirik öznenin oluş hâlinin sondajı dolaysız bir ontik, etik ve teolojik farkındalığı içeriyor. Bu bilinç durumu, geçmişin izlerini sürmeye koşullu bir tinsel zeminde yolculuğu, bir iç arınmaya ve kişinin kendisiyle hesaplaşmasına dönüştürüyor: “... Böyle yolculukta arındım ama hesaplaşarak kendimle / kendimle hesaplaşmaya bir olanak verdiği için belki de / ileriye, bilinmeze değil ama / merakım olmadı değil görmediğim yerlere / gitmek eskiden yaşadığım yerlere / belki de yerin altında kalan dirime / geçmişe döner nihayetinde her insan / belleğin ilkçağı sona erdiğinde / böyle üzerinden giderek belki silmek / mümkün kalan son izleri de / izleri, dedim de şimdi yaptığım bu yolculuk / bulabilmek için belki, bende kalan izleri” (s.111-112).
Kayıran, Kritiğin Toprağında’da şairin, “sırrı ateşten, sırtı kederden olma bir kaftan”la yaşadığını ancak kendindeki eminlik hissi ateşte yanma hâliyle kuşatıldığında yanılsama durumundan varlık alanına geçebileceğini söylüyordu. Herakleitos’un “Ateş, varlığın logos yasasıdır” sözünü anımsatan yazara göre, kritiğin şair ve şiir için işlevi, ateşin varlığını sağlamak için ateşe atılan odunun işlevi ne ise o. Kayıran’ın şiirini anlamaya yönelik ipuçlarına ulaşabilmek için bu felsefi düzlemin göz önüne alınması gerekli görünüyor.
Eleştirmen Kayıran’ın en önemli kavramlaştırmalarından birini “poetik varlık” kavramı oluşturuyordu. Poetik varlık, Kayıran’a göre, şiir bütününde, şiirin olanağı ile ortaya çıkan varlıktır. Bu anlamda şair de antropolojik varlık temelinden poetik varlık üreten kişi idi. Efsus’a Yolculuk, varlığın, poetik olarak ortaya çıktığı bir yapıt. Bu kitapta, teknik anlamda çok zor bir işin altından kalkmış bir şairle karşı karşıyayız. Kitabı, şairin kendi şiirinde çıtayı yükselttiği ve Türk şiirinde örneği bulunmayan bir yapıt olarak insanın bireyleşmesinin tinsel hikâyesinin şiiri biçimde de okumak mümkün.
Efsus’a Yolculuk / Yücel Kayıran / Metis Yayınları / 120 s.