‘YouTube ünlüsü olmak istemiyoruz’

“Senin Gibi” isimli teklilerinin ardından “Kadıköy Rıhtımı” ile dinleyicilerin karşısına çıkan topluluk, arkadan gelenlere yol açmak ve yeni şeyler yaratmak istiyor.

ORHUN ATMIŞ

Genç müzisyenlerin bir araya gelmesiyle 2016’da kurulan Sepya, “Senin Gibi” isimli ilk teklilerinin ardından Sony Music etiketiyle “Kadıköy Rıhtımı” isimli şarkılarını yayımladı. Ocak 2017’den itibaren birlikte çalan Hüner Alemdar (şarkı yazarı, vokal), Mert Kobaş (bas gitar), Filip Tokgöz (davul), Burak Erensoy (klavye) ve Ozan Kınasakal’dan oluşan grup, bir yandan iş ve eğitim hayatlarını sürdürürken diğer yandan da müzik kariyerlerinde ilerlemeye çalışıyor. Sepya üyeleriyle bir araya gelerek müziklerini ve gelecek planlarını konuştuk. 

 

‘Üçüncü Yeniler’ akımına dahil ediyor musunuz siz kendinizi?
Hüner Alemdar: Aslında dahil ediyoruz. “Üçüncü Yeniler”den benim anladığım, daha indie müzik yapan, pop müziğin dışında, alternatif müzik... Indie dediğimizde aklımıza sadece indie rock geliyor, ama “Üçüncü Yeniler”e baktığımızda çok daha pop, mesela Spotify’ın yurtdışı listelerindeki gibi “New Pop Revolution” müziklere yakın şeyler oluyor. Aslında çok çeşitli bir akım.
Burak Erensoy: Bu tartışma bizim aramızda da dönüyor, biz ne tarz müzik yapıyoruz diye. Bir cevabı yok şu anda. Ama bunu “Üçüncü Yeniler” içindeki gruplarda da görüyoruz. Bir albüm çok farklı diğer albümden. Bu belli bir yere ulaşan bir yol değil. Bizim de “sound”umuz “Kadıköy Rıhtımı”yla birlikte rock’a yaklaştı. Ama “Üçüncü Yeniler” daha alternatif olarak nitelendirebileceğimiz bir akım olduğu için, bizim tarzımız nereye yakın olursa olsun “Üçüncü Yeniler” içerisinde görülebilir.

‘Para kazanmak için değil’

Bir yandan eğitim hayatlarınıza devam ediyorsunuz. Mezun olup hayata atıldıktan sonra müziğinizi yapmak, hayatınızı müzikten kazanmak zor olur mu sizce?
H.A: Ben aslında müzik yapmak için başka bir iş yapıyorum. Maliyetlerimizi karşılayabilmek için başka bir yerde çalışmak zorundayız. Kiramızı ödüyoruz vs. Müziğe sadece para kazanma odaklı bakıyor olsaydık şu anki kadar keyif alamayacaktık belki de... Provaları iple çekiyoruz, üretim bizi en çok heyecanlandıran şey. Ben Almanya’dan iş teklifini reddettim burada kalıp müzik yapabilmek için.

Dijital platformların da etkisiyle artık daha kısa aralıklarla tekli çıkarma yaygınlaştı. Siz de öyle yapan gruplardansınız, neden bunu tercih ettiniz?
B.E: Bizim çıkardığımız iki tekli de bir albüme yönelik tekliler değil aslında. Kendimizi tanıtmak ve nasıl işler yapabileceğimizi göstermek için çıkardığımız tekliler. Önümüzdeki projelerde albümün habercisi olan tekliler çıkarmayı planlıyoruz.

Kompozisyon...

Eğitim aldığınız konular müziğinizi nasıl etkiliyor. Mesela Mert (Kobaş), gelişim psikolojisi alanında yüksek lisansına devam ediyor...
M.K: Dolaylı olarak etkiliyordur. Biz Hüner’le şarkı yazma süreçlerinde kompozisyonun çok önemli olduğunu konuşurduk. Mesela Burak da sosyoloji okuyor, Filip eğitim alanında çalışıyor. Bütün yaptığımız işlerde bir toplam var. Bir şeyin girişi var, gelişmesi var ve sonucu var. Müzik de böyle aslında. Alanlarımız bize bakış açısı getiriyor aslında. Hüner’in yazdığı şarkı sözlerini okuduğum zaman, onun neler yaşamış olduğunu yakın arkadaşım olmasına rağmen daha derinden hissediyorum...

BİRİLERİNE İLHAM VERMEK...

Gelecekteki konser planlarınız neler? 
H.A: En son nisan ayında konser verdik. Bazı mekânlarda ısrarla bize pop müzik “cover”ları çaldırmak istiyorlar. Ama bizim grupça en çok istediğimiz şey, biz bir yol açmak istiyoruz. Biz birilerinden ilham alıyoruz ama belki başkaları da bizden ilham alacak. Yeni bir şeyler yaratmak istiyoruz. Olanı yeniden yorumlamak şu anki hedeflerimiz arasında değil. Arkadaşlarımla ne zaman konuşsam, bana “Bir ‘cover’ patlat da YouTube’da milyonlarca izlensin” diyorlar. Biz bunu yapmadan da bir şeyler başarabiliriz. Eğer konser vermiyorsanız, festivallere katılmıyorsanız insanlar sizi tanıyamaz. Bizim istediğimiz şey YouTube ünlüsü olmak da değil. İstediğimiz, festivallerde kendini tanıttıktan sonra kendi sahnesini açan bir Sepya olmak... Bizim festivallerin alternatif sahnelerinde sahne alıyor olmamız lazım. Bu tarz organizatörler de ulaşılması zor insanlar anladığımız kadarıyla, biz de onların ulaşmasını bekliyoruz. 

‘Her şey güzel olacak’

Gelecekte kendinizi gördüğünüz, hayalini kurduğunuz yer neresi? 
H.A: Sepya’nın kült bir grup olması. Kendi şarkılarını yapan ve bu şarkılarla yeni nesillere ilham olabilecek bir grup olabilmesi ve grup arkadaşlarımla beraber müzisyen olarak ilerlememiz. Şu anki kariyerlerimiz alternatif olsun, müzik tamamen bizim ana kariyerimiz olsun istiyorum ben.
M.K: Her şey güzel olacak. (Gülüşmeler)