Yoğun bakımda 'koronavirüs' mücadelesi
Ankara'da, Sağlık Bilimleri Üniversitesi Gülhane Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde Covid-19 hastalarının tedavi gördüğü yoğun bakım servisi görüntülendi. Yoğun Bakım Uzmanı öğretim üyesi Dr. Gürhan Taşkın, son 3-4 aydır hastalardan 'Yaşamak istiyorum', 'Kendim nefes almak istiyorum' gibi cümleler duyduğunu belirterek "'Ne olur beni tekrar uyandırın' gibi cümleler duyuyoruz..." dedi.
DHA'ÇOKLU ORGAN YETMEZLİĞİ İLE KARŞILAŞABİLİYORUZ'
'YANLARINDAKİ HASTALARIN EKSİLDİKLERİNİ HİSSEDİYORLAR'
Yoğun bakımda üzücü sonuçlar da yaşadıklarını kaydeden Taşkın, "Genellikle bilinci açık olarak alıyoruz hastaları, bazen de yapay solunum cihazına ihtiyaç duydukları evrede alıyoruz. Hastaları yoğun bakıma kabul ettikten sonra hastaların biraz daha yaşamak için solunum cihazına bağlanmamak için bizden yardım istedikleri çok oluyor, bu durum çok üzücü. Yoğun bakım sürecinde bir grup hastada verdiğimiz tedavi ile iyileşmeyi beklerken maalesef istediğimiz gibi gitmiyor.
Hastalar genellikle etrafındaki diğer hastaların da durumundan etkilenebiliyor. Yoğun bakım aktif bir süreç, bazı hastalara müdahale yapmamız gerekiyor, bunlara bazen istemeden tanık oluyorlar veya yanlarındaki bazı hastaların eksildiklerini hissediyorlar. Bu psikolojik olarak büyük bir stres yaratıyor, biz de bu süreçte genellikle yaşayacaklarına dair sözler veriyoruz, durumunun iyi olduğuna inandırmaya çalışıyoruz. Psikolojik açıdan da destek vermeye çalışıyoruz" dedi.
'EN FAZLA DUYDUĞUMUZ CÜMLE, YAŞAMAK İSTİYORUM'
Dr. Gürhan Taşkın, son 3-4 aydır en fazla duydukları cümlelerin 'Yaşamak istiyorum', 'Soluk almak istiyorum', 'Kendim nefes almak istiyorum' olduğunu anlatarak, şunları söyledi:
"Devamlı cihaza bağlıyoruz, ayırıyoruz. Bu süreçler onlar için de yorucu oluyor. Hastalardan bu cümleleri duymak bizi bir yandan motive ediyor bir yandan da üzüyor. Kandaki oksijen değerleri düşmesine rağmen hastalar çok semptomatik olmadıkları için içinde bulundukları durumun çok farkına varamıyorlar ilk başta. Ama ilerleyen süreçte solunum sayıları artmaya başlıyor, nefesleri yetmemeye başlıyor. Bu evrede, 'Bana yardım edin', 'Beni cihaza bağlayın' diye talepler de alıyoruz. Ama biz zaten süreci yakın takip ettiğimiz için onlardan bu talep gelmeden biz hasta hakkında solunum yetmezliği planlaması yapmış oluyoruz. Artık solunumunun yetmediğini, uyutarak solunum cihazına bağlamamız gerektiğini hastaya anlatıyoruz. O süreçte 'Ne olur beni tekrar uyandırın' gibi cümleler duyuyoruz, bu cümleler de bizi çok etkiliyor. En sevindiğimiz süreç hastaları solunum cihazından ayırdığımız süreç."
'CİDDİ SAVAŞ VERİLİYOR'
Hastaların başından ayrılmadıklarını belirten Dr. Taşkın, "Hastalara yapmaları gerekenleri anlatmaya çalışıyoruz hatta bir gruba egzersiz yaptırmaya çalışıyoruz. Sadece yaşlı grubu etkileyen bir hastalık değil. Halkımız dikkat etmeli. Sosyal ve mesafe ve maskeye uymamız gerekiyor. Burada ciddi bir savaş veriliyor. Hem sağlık çalışanları hem hastalar hayatta kalmak için ciddi mücadele veriyor. Çoğu insan buraya düştükten sonra durumun ciddiyetini fark ediyor. Ama aslında toplum arasında kol geziyor diyebilirim. Tulumların içinde 2,5- 3 saat çalışıyoruz. Çok zor. Yoğun bakımda bu hastaları kurtarabilmek için elimizden geleni yapıyoruz; ama halkımızın bu konuda bilinçli ve dikkatli davranmasına ihtiyacımız var" dedi.