YİNE AYNI Dipsiz kuyu: DİJİTAL TELİF HAKLARI Apple Music neden gecikiyor?

MESLEK BİRLİKLERİNİN ORTAK NOKTAYA GELMELERİ GEREKİYOR

Sony Music Türkiye Genel Müdürü Şemsettin Göktaş 

Geçtiğimiz yıllara oranla dijital ve fiziki satış arasındaki fark giderek kapanıyor. Bu yüzden dijital müzik alanında servis veren Spotify, Deezer, Apple Music gibi platformların Türkiye pazarında faaliyet göstermesi sektör açısından önemli bir yer tutuyor. Bu platformların sekteye uğratılması günün sonunda hem plak şirketlerine hem de sanatçılara gelir kaybı olarak geri dönüyor. Dünya genelinde servis sağlayan bu platformların ülkemizde kullanıma açılması yönünde yapılan çalışmalarda karşılaşılan en büyük zorluk, son günlerde daha da çok dile getirilen telif hakları konusunda oluyor maalesef. Türkiye’deki sistem ile diğer ülkelerde uygulanan sistemin birbirini karşılamaması nedeniyle şu anda Apple Music’in açılışı için yaşadığımız sorunlar baş gösteriyor. Her defasında bu tarz sorunlarla karşılaştığımızdan gerek plak şirketleri gerekse de ilgili meslek birliklerinin bu konunun çözümü için mevcut sistemi gözden geçirip gerekirse sil baştan bu konu üzerine ortak bir noktada bir araya gelmeleri gerektiğini düşünüyorum. 

 

SİSTEM MÜZİĞE HİÇ YAKIŞMIYOR 

Olmadı Kaçarız’ın CEO’su Canavar Banavar 

Sanatçılar albümlerini bir dijital dağıtım firması aracılığıyla sanal platforma sunuyorlarsa ve ürün ilgi görüyorsa para kazanıyorlar tabii ki. Sanatçıların da yapım şirketlerinin de bir dijital firmayla çalışmaları yasal olarak zorunlu. Mesela Rihanna. Yalnız burada şöyle bir konu var, sanatçı eğer bir yapım şirketiyle çalışıyorsa orada yapım şirketiyle imzaladığı sözleşme esastır. Dijital gelir, yapım şirketiyle sanatçı arasında paylaşılıyor. Bu oranın yüzde 50 bandında paylaşıldığı anlaşmalar ülkemizde çok az. Yapım şirketleri daha fazla yüzde alıyor. Söz yazarı ve besteciler teliflerini direkt meslek birliği üzerinden alıyorlar. Örneğin iTunes dijital satıştan kendi komisyonunu düştükten sonra şarkı yazarına düşen payı direkt bağlı bulunduğu meslek birliğine, kalan tutarı da dijital dağıtım firmasına gönderiyor. Bu noktada bestecinin dijitalden ne kadar telif aldığı ürünün ünüyle alakalı. Hayaller Rihanna gerçekler Büyük Ev Ablukada. Sistem müziğe hiçbir zaman yakışmıyor zaten. Türkiye müzik endüstrisi kurmayları her zamanki gibi ya yeniliğe direnç gösteriyorlar ya da şu an için bizlere yansımayan başka türlü bir pazarlık söz konusu! 110 ülkede yayına başlamış, üstelik bütün dünyada sanatçıların yer almak için sabırsızlıkla beklediği bir platforma Türkiye pazarının dahil olamamasının sebebi acaba yapım şirketlerinin baştan para almak istemesi olabilir mi? 

 

ADİL LİSANSLAMA İÇİN MALİ KOŞULLAR ÖNCELİĞİMİZ

MSG dijital haklar lisanslama yetkilisi Burcu Alnıaçık ve Genel Sekreteri Barış Şensoy

Apple ile 2013 yılında ilk kez download sözleşmesi imzaladık. İki buçuk yıldır süregelen bir işbirliğimiz var. Yeni abonelik servisi için de bir süredir görüşüyoruz. Şu an için bazı maddi detaylarda yani ödenmesi gereken telif bedeli konusunda henüz ortak noktaya gelemedik. Ancak bu Apple Music Türkiye’de açılmayacak anlamına gelmiyor. Yakın zamanda görüşmelerin olumlu sonuçlanacağına ve Apple Music’in Türkiye’de de faaliyetine başlayacağına inanıyoruz. Sektöre giren tüm oyunculara eşit mesafede adil bir lisanslama yapmak asıl görevimiz. O nedenle mali koşullar bizim için en önemli konu. 

MSG 120 ülkeden 230 meslek birliğinin üye olduğu Uluslararası Eser Sahipleri Birlikleri Konfederasyonu (CISAC) üyesi bir meslek birliği. Dijital alan lisanslamalarını eser sahibi meslek birlikleri MSG ve MESAM olarak birlikte yürütüyoruz. Lisanslı müzik yayını yapmak isteyen şirketlerin eser sahibi hakları için öncelikli olarak MSG ve MESAM ile görüşüp lisans alması gerekiyor. Eser sahibi haklarının yanı sıra fonogram hakları için müzik yapım şirketleri, yorumcu hakları için ise Müyorbir’den (Müzik Yorumcuları Meslek Birliği) izin almaları gerek.