Yıldızlı geceler...

Bunaltıcı sıcak güneşin dağlar ardına saklanmasıyla rahat nefes aldıran yıldızlı gecelerde, Piazza Grande sahnesindeki yıldız adlar da 70. yaşını kutlayan popüler festivalin seçkin yelpazesinin genişliğinin başka bir göstergesiydi.

Mehmet Basutçu

Sınıfın tahtasına iki nokta koyar fizik öğretmeni çelimsiz kadın; alt tarafa da bir doğru çizer. Soru kolaydır: Bu noktaların birinden diğerine, doğruya temas ederek ulaşan en kısa yolu çizin... Doğru yanıtı verebilmek için basit öğretilerden yola çıkarak temel mantık kurallarını uygulamak yeterlidir ama ezberciliğe alıştırılan lise öğrencilerinin muhakeme gücü zayıftır... Fiziksel özürlü, göçmen kökenli öğrenci, “Madame Hyde”ın özel ilgi ve desteğiyle zihinsel özürlerinden hızla kurtulma yolundadır. Mantık kurallarını kullanışındaki rahat cambazlık, sınıf arkadaşlarının çoğunu yarı yolda bırakmıştır bile...

Fransız eleştirmen/oyuncu/yönetmen Serge Bozon’un (1972) , Robert Louis Stevenson’un ünlü romanından özgürce uyarladığı “Madame Hyde”, ciddi konulara fantezilerle dolu rahat bir dille el atan güzel bir yaratıcı sineması örneği. Öğrencilerine bir Faraday kafesi inşa ettirip içine sokarak, yüksek gerilimden nasıl yalıtılmış olduklarını korku terleri döktürerek yaşatıp öğreten “Madame Hyde”ın ( yine olağanüstü başarılı İsabelle Huppert) yüksek titreşimli farklı bir iç elektriği vardır. Aslında, kimsenin sevip saymadığı silik öğretmen Bayan Géquil, fırtınalı bir gece yıldırıma çarpılınca yeni bir kimliğe bürünmüş; ışıltısı farklı bir Madame Hyde’a dönüşmüştür. Kimi zaman kıvılcımlarını dışavurmaktan alıkoyamadığı, için için yanan yeni enerjisiyle, öğrencilerini büyüleyen usta bir pedagog oluvemiştir...

Huppert ve Stanton oyuncu ödüllerine aday

Cumartesi akşamı verilecek Leopar ödüllerini belirleyecek olan ana jürinin başkanı Olivier Assayas, “Madame Hyde”ın bol ödüllü olağanüstü oyuncusu Isabelle Huppert’in parlak yorumunu herhalde karar masasına yatıracaktır. Erkek Oyuncu Leopar’ı için de Jonh Carroll Lynch’in filmi “Lucky”de bir anlamda kendini yorumlayan Harry Dean Stanton’un adı etrafında birlik oluşacağını öne sürmek mümkün. Stanton, adını dünyaya tanıtan en önemli eski yorumlarından biriyle de Locarno perdelerindeydi. Bugün 91 yaşında olan Amerikan aktörün adı, Wim Wenders’in 1984 yapımı Altın Palmiye’li “Paris Texas”ında, Nastassja Kinski yanındaki rolüyle belleklerimize kazınmıştı...

Ne Piazza Grande’de onur ödülü alan Nastassia Kinski’ye saygı paketi içinde yer alan bu 33 yıllık filmi, ne de “Lucky”yi izlemek için Locarno’ya gelememişti Harry Dean Stanton. Bunaltıcı sıcak güneşin dağlar ardına saklanmasıyla rahat nefes aldıran yıldızlı gecelerde, Piazza Grande sahnesindeki yıldız adlar da, 70. yaşını kutlayan popüler festivalin seçkin yelpazesinin genişliğinin başka bir göstergesiydi. Adrien Brody, Todd Haynes, Mathieu Kassovitz, Nastassja Kinski, Jean-Marie Straub gibi değişik onur ödüllerinin sahipleri yanında, rol aldıkları son filmlerin gösterimine katılan Fanny Ardant, Mathieu Amalric, Noémie Lvovski gibi birçok tanınmış oyuncu...

Sanal gerçeklik ve sanal festivaller...

Sanal Gerçeklik (Virtual Reality) sinema dünyasında hızla gelişen bir alan. Ağustos sonunda başlayacak olan 74. Venedik Film Festivali, üretimi, gördüğü ilgi ve pazar payı durmadan yükselen bu dala, ilk kez özel bir bölüm ayıracak... Yaşanan gerçekliğe sanal gerçeklikten daha fazla önem verdiğini söyleyebileceğimiz Locarno Festivali de teknolojik gelişmeleri doğallıkla çok yakından izleyen bir etkinlik. Örneğin, bu yıl ilk kez bir tür ‘sanal festival’ uygulaması başlatmışlar. Akreditasyonu olan profesyonel katılımcılar, Locarno’dan ayrıldıktan sonra bile, yıllardır festival içinde hizmet veren videotekte bulunan o yılın seçkilerinden oluşturulmuş filmleri, kendi ülkelerindeki bilgisayarlarının başına oturup izleyebilecekler!... İyi mi, kötü mü? Alın size, tartışılır ve de tartışılması gereken somut bir olgu...