Yıldız Savaşları dönüyor
George Lucas’ın 1977’de başlattığı Yıldız Savaşları filmlerinin yedinci bölümü ‘Güç Uyanıyor’ 17 Aralık’ta üç boyutlu olarak Türkiye’de olacak. Filmin ABD’deki ön bilet satışları ise şimdiden 50 milyon doları aştı.
EVRİM ALTUĞYönetmen J.J. Abrams imzalı yeni Yıldız Savaşları filmi ‘Güç Uyanıyor’, 17 Aralık’ta İngiltere ve Türkiye’de, 18 Aralık’ta da ABD’de gösterime girecek.
Ancak filmin ön bilet satış gişe gelirleri, yalnızca ABD’de 50 milyon doları geride bırakarak, bu yılın rekorunu elde etti bile. Öte yandan Vanity Fair dergisine bir söyleşi veren film serisinin yaratıcısı ve Lucasfilm CEO’su George Lucas, seriyi niçin bıraktığı sorusunu ‘Deneysel filmlere yönelme ihtiyacı’ ile yanıtladı.
Lucas, tüm serideki en favori karakterinin ise, hayranların eleştirdiği Jar Jar Binks olduğunu söyledi. Eski ve yeni yüzler Serinin altıncı bölümü, 1983 tarihli ‘Jedi’nin Dönüşü’nden daha sonraki bir zamanda geçtiği anlaşılan ‘Yıldız Savaşları Bölüm VII: Güç Uyanıyor’ filmi, en çok da ‘eski karakterleri’ Luke Skywalker (Mark Hamill), Han Solo (Harrison Ford), Chewbacca (Peter Mayhew) ve Prenses Leia Organa’nın (Carrie Fisher) boy gösterecek olmasıyla şimdiden merak uyandırıyor.
Yeni filmde ayrıca, ‘Rey’ rolüyle genç yıldız Daisy Ridley, ‘Finn’ karakteriyle John Boyega ve ‘Captain Phasma’ karakteriyle Gwendoline Yönetmenliğini, ‘Star Trek’ serisinin yeni sinema filmleriyle de beğeni toplayan J.J. Abrams’ın üstlendiği filmde senaristliği, serinin beşinci filmi ‘İmparator’ (The Empire Strikes Back) ve Jedi’nin Dönüşü’ne de imzasını atan Lawrence Kasdan, Abrams ile birlikte üstleniyor. Hal böyle iken, Harrison Ford ve Lawrence Kasdan’ın Walt Disney imzalı yapım için verdiği söyleşileri, bugünkü ve yarınki Cumhuriyet’te, beğeniyle okumanızı diliyoruz...
* Bu Jedi günlerinden sonra ilk röportajınız mı? Bu kesinlikle her genel röportajın bir parçası. Ama yaklaşık 25 yıldır sadece “Star Wars” filmlerine özel olarak konuşmuyorum. * Yeni filmler yapacaklarını ne zaman öğrendiniz? Birkaç yıl önceydi ama 1.5 yıl önce bu işe dahil olmaya başlayana dek senaryoyu görmemiştim. * Geri dönmeniz için ikna edilmeniz gerekti mi? Ben de bir ölçüde ilgileniyordum. Senaryoyu ilk gördüğümde çok memnun oldum ve harika fikirler ve yapılacak ilginç şeyler olduğunu düşündüm. Sonra uzun zamandır tanıdığım J.J. Abrams’la birlikte çalışma şansı için heyecanlandım. * Yapımcı Kathleen Kennedy’yi uzun zamandır tanıyorsunuz. Onun da dahil olması bu çekimi artırdı mı peki? Hikâye önemli, yapılacak olan film önemli. Tabii ki insanlar da bu karışımın önemli bir parçası ve bu insanlarla olan ilişkiler de çok önemli. Kathy Kennedy’yle çok uzun ve verimli bir ilişkim var, bu yüzden tekrar onunla çalışacağım için memnunum. Bence bu eğlenceli olacak. Filmin iyi ellerde olduğunu biliyordum ama bu projede bana çekici gelen tek şey bu değildi. * J.J. Abrams size vizyonuyla ilgili ne söyledi peki? Karakterin gelişimi ve hikâyedeki diğer karakterlerle ilişkisi hakkında konuşmalarımız oldu. Bunlar çok ilginç ve cesaretlendirici konuşmalardı. Sonra var olan sorularım veya J.J. Abrams’a ilettiğim bazı bilgiler doğrultusunda bazı çalışmalar yapıldı ve bundan memnun kaldım. Ama ben “Otobüse ilk durakta binip son durakta inen” türden bir adamımdır, bu yüzden aradaki sokakları pek hatırlamam. * Bir şeyler katabilmek keyifli miydi peki? Hepimiz başladığımızda belli bir oranda bir şeyler kattık. “Star Wars” filmlerinin yapım aşamasında üç farklı yönetmenle çalıştık ve her birinin işleyişinde farklı tarzı ve farklı tavrı vardı. Bu üç farklı yönetmenle ilişkimizin farklı olduğunu söyleyebilirim ama her seferinde buna dahil olan herkesin rahat ettiği bir oranda işbirliği olduğunu hissettim. * J.J. Abrams yönetmen olarak ortaya ne koydu peki? İnsan doğası, karakterlerin gelişimi ve ilişkileri hakkında çok bilgili ve çok akıllı. Bu ilişkilere gerçek bir içtenlik ve duygusal anlayış kattı ki bu da görmekten hoşlandığım bir şeydi. İnanılmaz derecede becerikli bir film yapımcısı ve son derece verimli bir yönetmen ve yapımcı. Bu yüzden bu filmin çekiminde onunla ve ekip üyeleriyle çalışmak büyük bir zevkti. * Uzay gemisi Millennium Falcon setine geri döndünüz. Bu nasıl bir histi? Burada yıllarımızı geçirdim, bu yüzden tekrar görmek eğlenceliydi. Hatırlayacağımı sandığım kadar çok şey hatırlamadım. Kokpitle ve orada yaşadığımız komik şeylerle ilgili hatırladığım şeyler var. Orijinal kokpitte George’dan içine girmeyi ve onu biraz denemeyi istemiştik. Sonunda bir şansımız oldu ve Chewie’yle birlikte kokpite girdik. Tabii ki o koltuğa sığamadı. Uçma alışkanlığımız ilk üç film arasında seyrekleşmiş gibiydi, ama sonunda yine hatırlamaya başladım. * Daisy Ridley ve John Boyega’yla birlikte çalışmak nasıldı? İkisi de çok hareketli karakterler; hem gerçek hayatlarında hem de filmdeki karakterlerinde. Bence seyirciler onları izlemekten ve hikâyelerini takip etmekten keyif alacaklar. İkisi de çok yaratıcı ve canlı kişiler. Karakterleri son derece ilginç ve bazı enteresan değişimlerden geçiyorlar. Oyuncu seçimi harika, iki durumda da öyle. * İlişki kurulabilen karakterler önemli mi peki? Asıl deha hep bu bilimkurgu ve fantezi içeriği oldu ama hepimizin bir ölçüde kendimizi görebildiğimiz bilindik insan hikâyeleri de duygusal olarak bir destek sağlıyor. Hepimiz bu ilişkilerin gücünü, insanların hayatlarındaki komplikasyonları biliyoruz ve bu da filmlerin nesilden nesile aktarılmasını önemli bir hale getiriyor. Onlara aile filmleri diyebilirsiniz ama aslında hayatlarımızdaki komplikasyonlar hakkında bildiklerimizi temsil ediyorlar. * Seyircilerin bu filmden ne almalarını umuyorsunuz peki? Ortak insanlığımızı tanımalarını, hepimizin hayatlarımızda aynı türden sorunlarla karşılaştığımızı ve ümit olduğunu. Doğruyla yanlışın kutlanmasında bir keyif var ve bizi sürdüren de bu doğruları tanımak. Ve bunu yaparken de çok eğlenecekler. |