Yiğit Bulut'dan revizyon sinyali!

Başbakan Tayyip Erdoğan'ın Başdanışmanı Yiğit Bulut NTV canlı yayınında Ahmet Arpat'ın sorularını yanıtladı.

Geçen Salı günü başlayan operasyonu nasıl değerlendirdiği sorusunu Bulut şöyle yanıt verdi:

YARGI KARARINI VERENE KADAR AÇIKLAMA YAPILMAYACAK

"Yargıya intikal etmiş olaylarda Başbakan Erdoğan'ın ilk başta söylediği cümle esastır, 'Yargı kararını verene kadar hiçbir açıklama yapılmayacaktır.' Ancak yargıya giden süreç konuşulabilir.

Halk Bankası personeli hata yapabilir, 'Yüzde 12'lik değer düşüşü olacak şekilde bir kamu değeri hakkında bu tür operasyon yapmak doğru mudur' önce bunu düşünmek gerekir.

İnsanlar yolsuzluk yapabilir. Ancak yolsuzluk yapıldı diye bunu bir siyasi otoriteye, Başbakan'a mal edemeyiz.

BAŞBAKAN YOLSUZLUK OPERASYONU YAPILMASIN DEMİYOR 

Yolsuzluğu kim yaptıysa en ağır cezayı çeksin. Bir bakan hakkında yolsuzluk suçlaması varsa kendi amirinize haber verirsiniz, amiriniz götürüp başbakan verir ancak bunu 14 ay bekletirseniz, gizlerseniz o zaman ortada çok ciddi soru işaretleri oluşuyor.

Sayın Başbakan 11 yıldır yolsuzluk konusunda mücadele veren bir kişi. Başbakan yolsuzluk operasyonu yapılmasın demiyor.

Sayın Başbakan tespitiyle sahillerde yıkılması için 200 bin bina tespit edildi. Saroz'dan başlıyor Hatay'a kadar."

Yiğit Bulut soruşturma sürerken değiştirilen "Adli Kolluk yönetmeliği"yle ilgili ise şunları söyledi:

HÜKUMETE HABER VERMEK ZORUNDASINIZ 

"Herkesle ilgili üstlere haber vermek gerekmiyor. İşadamlarını gözaltına aldığınızda kimseye haber vermeniz gerekmeyebilir. Ama bir kamu bankasının genel müdürünü gözaltına aldığınız zaman sermaye piyasasında yüzde 12,5 aşağı, yüzde 12,5 yukarı dediğiniz zaman 3 milyar TL'lik bir dalgalanma demek.

Diyelim ki önceden operasyondan haberiniz var. Açığa hisse senedi satışı yapıyorsanız hiçbir şey yapmadan milyarlarca dolar kazanabilirsiniz... SPK bütün işlemleri geriye doğru incelemeye başladı.

Dolayısıyla bu tür bir durumda ekonomik dalgalanma ihtimali nedeniyle hükümete haber vermek zorundasınız."

İÇİŞLERİ BAKANINA RAPOR VERİLMELİYDİ

"Bakan çocukları suçlanırken bakanlara haber verilmesi nasıl doğru olabilir" yorumlarını ise şöyle değerlendirdi:

"Bakanların yakınları söz konusu ise sıralı amirler aracılığıyla Başbakan'a olayların rapor edilmesi gerikyordu. Çünkü Başbakan tüm bunların amiri sayılır. İçişleri Bakanını by-pass edemezsiniz, ona rapor vermek zorundasınız. O İçişleri Bakanı size onu yaptırmazsa o zaman çıkın kamuoyunun karşısına."

"Halk Bankası uzun süredir, İsrail'in 'yapmayın' demesine rağmen İran'a can suyu veriyordu. Bankanın sağladığı para transferleri sayesinde İran'da çocuklara ilaç alınıyordu mesela. Uzun zamandır Halk Bankası üzerinde küresel bir operasyon bekliyorduk. Hiç kimsenin yolsuzluk yapıldı veya yapılmadı diye bir iddiası yok, sadece yaşanan anomalileri ortaya koyduğunuzda bunun bir operasyon olduğunu görüyorsunuz."

"Türkiye'ye oynanan küresel bir operasyon var. Gezi'de başladı bununla devam ediyor."

"Eğer operasyonu zayıflatılıyor olsaydı iki bakanın oğlu ve Halk Bankası'nın Genel Müdürü tutuklanır mıydı? Sayın Başbakan, yargıya zerre kadar dokunmaz, müdahale etmez."

ZATEN KABİNE REVİZYONU GELİYORDU

Bu iddiaların ardından kabinede revizyon olacak mı sorusuna ise şöyle karşılık verdi:

"Bu olaylar olmasaydı zaten kabine revizyonu geliyordu. Anayasa Mahkemesi'nin 'Bakanların istifasına gerek yok açıklamasına rağmen Başbakan 'Etik olarak istifa etsinler' demişti. Zaten Pakistan dönüşü bir değişiklik yapacaktı kabinede.

Ama bakın birileri 'Vurduk düşürdük' dediği için Sayın Başbakan bakanları onların eline bırakmaz. Ancak Pakistan gezisi dönüşü muhtemelen, 10, 7 veya 5 bakan değişecek.

Eğer operasyondan önce Başbakan'ın önüne gelseydi bu dosyalar istifalarını isteyebilirdi. Ama siyasi linçe dönüştüğü için izin vermez."