YGS rüzgarı sert mi esti?
Oğuzkaan Koleji Yönetim Kurulu Üyesi ve Eğitim Uzmanı Hatice Yılmaz, YGS sınavını değerlendirdi.
cumhuriyet.com.trOğuzkaan Koleji Yönetim Kurulu Üyesi ve Eğitim Uzmanı Hatice Yılmaz, ‘’Sınav sonuçları henüz açıklanmadığı için sınavı değerlendirmek için çok erken sayılabilir. Ancak, öğrencilerin geri bildirimleri üzerinde düşünülmesi gereken bazı veriler sağlamaktadır’’ dedi.
Hatice Yılmaz, YGS sonrası Oğuzkaan Koleji Öğrencileri’nden aldıkları geri bildirimlerden yola çıkarak YGS soruları ile ilgili şu açıklama ve değerlendirmeleri yaptı;
Öncelikle, öğrencilerin TÜRKÇE testi soruları hakkındaki yorumları sınavda başarılı olmak için gerekli becerileri belli eder nitelikte. Öğrencilerin ortak yorumu, dilbilgisi soruları da dâhil olmak üzere tüm soruların uzun paragraflar içerdiği ve şıklardaki anlamların ince farklılıklar ile ayırt edilecek şekilde yazıldığı şeklinde. Bu gösteriyor ki TÜRKÇE testinde başarılı olmak için “okuduğunu anlama” ve “ayrıntıları fark etme” becerilerinin gelişmiş olması gerekiyor.
Benzer yorumlar, TEMEL MATEMATİK testi için de yinelenmiştir. Birçok matematiksel denklem ya da problem uzun paragraflara dönüştürülmüş ve değişkenler alışılageldiği şekilde “x” ya da “y” şekilde ifade edilmemiş. Bunun yerine sözcükler ve sözcük grupları kullanılmış. Bu yorumlara bakılırsa TEMEL MATEMATİK testi de aynı TÜRKÇE testindeki gibi başarılı olmak için okuduğunu anlama ve ayrıntıları fark etme becerilerinin gelişmiş olması gerektiği bir test olmuş.
FEN BİLİMLERİ ve SOSYAL BİLİMLER testleri için söylenenlere bakılırsa da artık sadece yorumlama becerisi ile çözülebilen muhakeme soruları bu testlerde yer almıyor. Soruları doğru cevaplamak için yine yorumlama becerisi kullanılıyor; ancak soruların hepsinde birincil koşul bilgi sahibi olmak. Eski ÖSYM sınavlarında YGS ve ÖSS sorularında bilginin bir paragraf içinde verilmesine ve yalnızca temel bilgi ile sorunun çözülebilir olmasına alışkındık. Ancak son yıllarda, bu “temel bilgi” kavramının içeriği oldukça genişledi ve sıradan bir öğrencinin ayrıntı olarak nitelendireceği bir bilgi YGS’nin FEN BİLİMLERİ ve SOSYAL BİLİMLER testlerindeki sorularda temel bilgi olarak öğrencinin karşısına çıkmakta. Bu durum da gösteriyor ki bu testlerde başarılı olmak için lise müfredatında verilen tüm ders içeriğine hâkim olmak gerekmektedir. Zira bu bilgilerin en ayrıntı olarak gözükeni bile YGS içerisinde bilgi sorusu olarak öğrencinin karşısına çıkabiliyor.
Aslında tüm bunlar, doğru ölçme ve değerlendirme araçları kullanan okullarda okuyan ve üstün başarı gösteren öğrencilerin başarılı olmasına engel olacak durumlar değil. Öğrenci, her türlü şarta hazır olarak sınava gelmişse, bu şartlardan olumsuz olarak etkilenmiş olması ancak başka dış etmenlere bağlı olabilir (sağlık, psikolojik rahatsızlıklar, trafik kazaları vb.). Madalyonun diğer tarafında ise ülke olarak çok düşük puanlar aldığımız PISA sınavlarının kıstaslarına uygun soru hazırlanmaya çalışıldığı görülmekte. Bu kıstasları dikkate alan öğrenciler ve okullar ilerleyen yıllarda bu sınavlarda daha başarılı olacaklar gibi gözüküyor.
Ne yazık ki sınav hakkında öğrencilerin çoğundan gelen en önemli eleştiri, soruların kapsamı konusundadır. FEN BİLİMLERİ ve SOSYAL BİLİMLER testleri başta olmak üzere, testlerin içerdiği soruların büyük bir çoğunluğunun aynı konu içeriklerine sahip olduğunu yönünde çok fazla geri bildirim alınmıştır. Örneğin, 12 soruluk COĞRAFYA testinde 5 ve belki daha fazla konunun aynı ünite ve hatta konu başlığı hakkında olduğunu ileri süren çok sayıda öğrenci vardır. Benzer yorumlar, TARİH, FİZİK, KİMYA ve BİYOLOJİ testleri için de yapılmıştır.
Bu iddiaların doğruluğunu, ÖSYM’nin tüm sınav soruları yerine sadece %20’sini paylaşmayı tercih etmesi sebebi ile test edemiyoruz. Ancak, öğrencilerin iddiaları gerçeği yansıtıyor ise Eğitim Fakültelerinde görevli ölçme değerlendirme uzmanları tarafından sınavın geçerlilik ilkesine uygunluğunun eleştirileceği söylenebilir.