Yeşil sahanın özgür çocukları
Sosyal bilimler tarafından uzun zamandır incelenen kadın-erkek eşitliği tartışması, hayatın her alanında olduğu gibi sporda da tartışılmaya devam ediyor.
Canberk AdsalanAtaerkillik bir sorun
Sporda kadın, hayvan ve LGBTİ hakları konularında Avrupa ve Amerika ülkelerinde yapılan farkındalık çalışmaları fersah fersah önümüzde bulunuyor. Toplumsal bilinç ve bakış açısı farkı, Türkiye’de sadece spor alanında değil belki de hayatın her alanında çeşitli problemlerle karşılaşan ve ötekileştirilen kimseler için önemli bir sorun. Sporu erkeğin atletik yapısı ile bütünleştirerek, erkeği toplumda egemen olarak kabul eden ataerkil anlayış, kendi sporcu kimliğini yaratmaya çalışan kadınların çabalarını yok sayma uğraşından başka bir şey olduğunu söylemek çok kolay değil. Gel gelelim ki bu ‘farklılaştırma’ gayreti sadece bize özgü bir sorun değil. Türkiye dışında, sosyokültürel ve eğitim seviyesi çok daha yüksek kabul edilebilecek ülkelerde de bu tarz sorunlar varlığını sürdürmekte. Spor ise bu sorunları aşacak yegane mecra. Özellikle futbola her dinden, cinsel ve etnik kimlikten, cinsiyetten ve sınıftan insanın aktif veya pasif katılım göstermesi dolayısıyla toplumsal bir eylem kabul edilmesi, her türlü eşitliğin önünü açıyor.
Rujlu protesto
İtalya Serie A’da geçtiğimiz ay oynanan maçlarda “25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü” için harika bir organizasyona imza atıldı. Dünya için de büyük bir problem olan kadına şiddet, İtalya halkı için büyük bir sorun haline gelmiş durumda. Son haftalarda yaşanan iki olay ile birlikte İtalya Futbol Federasyonu, kadın şiddeti ile mücadele etmek için “Şiddete Kırmızı Kart” adını verdiği bir organizasyon düzenleyerek, futbolcuların sahaya yüzlerinde kırmızı ruj ile çıkmalarına karar verdi. Ronaldo başta olmak üzere birçok oyuncu yüzüne ruj çekerek çıktı, ne yazık ki bu farkındalık, ülkemizdeki futbol otoritelerince, “Yıldızlar yüzünü boyadı” diye algılandı.
Brezilya’da 2017 yılında homofobiye karşı kurulan futbol ligi LiGay, LGBTİ’lere yönelik ayrımcılıkla sahada mücadele etmekte. Lig, FIFA ile irtibat halinde ve takımlar sporda cinsiyet kimliği ve cinsel yönelime karşı ayrımcılığa karşı top koşturuyor. Bu yıl ikinci senesini kutlayan Ligay’in hem düzenleyici ekibi hem de oyuncuları bu turnuva ile Brezilya’da LGBTİ’lere yönelik ayrımcılığı aşacaklarına inanıyor.
3 milyon gökkuşağı
Premier Lig, LGBTİ gruplarına destek olmak amacıyla 10 gün boyunca organizasyonlar yaptı. “Rainbow Laces” (Renkli bağcıklar) ismiyle başlayan kampanyada, takımlar LGBTİ ayrımcılığına karşı olduklarını ve İngiltere’deki 3.9 milyon LGBT insanına destek olduğunu gösterdi. Takım kaptanları, gökkuşağı rengindeki pazubandlar taktı, tribünlerde gökkuşağı renginde bayraklar, sahada da renkli toplar vardı. Liverpool kaptanı Henderson’un fotoğrafları ise büyük yankı uyandırdı. Takımların sosyal medya hesapları ise bu anlamlı farkındalık haftası kapsamında resmi hesaplarından LGBTİ hakları için çalışmalarda bulundu.
Kadın için erkek
Başkan seçildiği ilk günden beri sponsorlukların öneminden bahseden Ali Koç, sosyal sorumluluk projeleriyle de Fenerbahçe adını daha da yüceltiyor. Fenerbahçe futbol takımı 2018- 2019 sezonu boyunca formasının sağ kolunda “HeForShe” logosunu taşıyacak. Kol reklamında ücretsiz bir şekilde ‘He- ForShe’ kampanyasına yer veren Fenerbahçe, dünyada bunu yapan ilk kulüp oldu.
Türkiye'de yadırganıyor
Medyada eşcinsel olduğuna dair haberler çıkana kadar cinsel kimliğini saklayan eski hakem Halil İbrahim Dinçdağ’ın 2009’da Türkiye Futbol Federasyonu tarafından işine son verilmişti. Muhafazakar çevresi sebebiyle cinsel yönelimini kimseyle paylaşmayan Dinçdağ, 2010 yılında TFF’ye ayrımcılık nedeniyle işsiz bırakıldığı iddiasıyla maddi ve manevi tazminat davası açtı. Daha sonrasında Hamburg’da 2015 yılında düzenlenen eşcinsel dünya kupasının açılışını yaptı. Aynı yıl açtığı davayı kazansa da bu, Dinçdağ’ın 2009’dan beri yapmak istediği işi yapamadığı gerçeğini değiştirmiyor. Hatta yeşil sahalardaki birçok ismin sırf bu baskı nedeniyle cinsel kimliklerini gizledikleri biliniyor.