‘Yeni normal’ dönem bireyleri nasıl etkileyecek?
Pandemi sürecindeki ‘yeni normal’ dönemin insan psikolojisine etkileri üzerine öngörülerde bulunan Dr. Öğretim Üyesi Duygu Dinçer “Çalışma yaşamındaki kişiler işlerine yeterince odaklanmakta zorlanabilir ” dedi.
cumhuriyet.com.trUzmanlar pandemi sürecinde tam zamanlı çalışmaya dönüş ve okulların açılmasının insan psikolojisini farklı yönlerden etkileyeceği ön görüsünde bulunuyor. İstanbul Aydın Üniversitesi (İAÜ) Türkiye Araştırmaları Merkezi & Kadın Araştırmaları Koordinatörlüğü Müdür Yardımcısı, Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Dr. Duygu Dinçer ‘Yeni Normal’ dönemin insan psikolojisine etkileri üzerine açıklamalarda bulundu. Dinçer, “Birçok kişi karantina sürecinde normal mesai dönemine göre daha yoğun bir çalışma temposu içine girdiğini hissetti. ‘Yeni Normal’ mesai saatleri içinde çalışmaya dönmenin bu anlamdaki ‘paradoksal/çelişkili rahatlığını’ beraberinde getirecek” dedi ve ekledi:
"Çalışan ebeveynler karantina döneminde ev-ofis düzeninde çalışırken oldukça zorlandı. Özellikle iki ebeveynin de çalıştığı ailelerde eşler arasında evin ve çocukların sorumluluklarının paylaşılması çakışan toplantılar nedeniyle oldukça stres yaşanmasına oldu. Virüs riski nedeniyle dışarıdan bir yardımcının ya da ev ile ilgilenecek bir personelin istihdam edilememesi de bunda etkili oldu. Tam zamanlı çalışmaya dönülmesi bu ‘çifte mesaili’ yükü bir dereceye kadar hafifletmiş olacak. Öte yandan aile üyelerinin dışarıyla temasının artması kendilerine ve birbirlerine virüs bulaştırma riskini arttıracağı için ‘ruhsal/içsel alarm sistemleri’ her an tetikte olmaya devam edecek”
“VERİMLİLİKTE DÜŞÜŞ ODAKLANMADA ZORLUK YAŞANABİLİR"
Pandemi sırasında kişilerin evi “güvenli bir sığınak” olarak gördüklerini belirten Dr. Dinçer şunları söyledi: “Şimdi bu güvenli sığınaktan uzaklaşıyor olmak hijyenik açıdan güvende olduğunu hissetmenin önüne geçebilir. Çalışma yaşamındaki kişiler işlerine yeterince odaklanmakta zorlanabilir. Özellikle kaygı düzeyi yüksek olan ya da virüs nedeniyle yakınlarını kaybetmiş kişiler, tam zamanlı iş ortamına dönmeleriyle birlikte verimliliklerinde düşüş yaşayabilir ya da odaklanmakta zorlanabilirler. Bu da çalışanların işe devamlılığını etkileyebilir. Rapor ve izin kullanımı taleplerinde artış olabilir. Çalışanlardan birinin hane halkı arasında virüs taşıdığı öğrenildiğinde bu kişi işten bir süreliğine uzaklaşsa bile çalıştığı kişiler arasında tedirginlik oluşabilir; kendilerine bulaşmış olacağı yönündeki kaygıları şiddetlenebilir.”
Dr. Duygu Dinçer şöyle devam etti;
“Çalışanlar arasında SARS-CoV-2 dışı bir sebeple hapşıran, öksüren olduğunda birbirlerinin varlığından rahatsızlık ya da tedirginlik duyma hisleri artabilir. Dolayısıyla özellikle takım çalışması gerektiren işlerde grup sinerjileri bundan olumsuz etkilenebilir. Eğitim sektöründe de durum çok farklı olmayacaktır. Okullar açıldıktan sonra hane halkından birinin virüs taşıdığı anlaşılan öğrenciler, devamsızlık yaptığında bu diğer öğrenciler ve veliler üzerinde korku ve kaygı yaratacaktır. Burada en önemli görev okul psikolojik danışma ve rehberlik servislerine düşecektir. Bu süreçte okul psikolojik danışmanlarının hem öğretmenlere hem öğrencilere hem de velilere yönelik düzenli olarak psikolojik iyi oluşu ve psikolojik dayanaklılığı güçlendirecek çalışmalar yapması; kaygı, stres ve ölümlülük bilinci ile ilgili psikolojik sağlığı koruyucu eğitimler ve seminerler düzenlemesi kritik önem taşıyacak. Benzer şekilde okullarda yürütülen oryantasyon çalışmaları kapsamında ‘sağlıklı yaşam alışkanlıkları’ konusunda pandemi dönemindeki hijyen gerekliliklerini de göz önünde bulunduracak modüller eklenmesine ihtiyaç olacak”
‘YENİ NORMAL’ YENİ DÜZENLEMELER GETİRECEK
Tam zamanlı çalışma sisteminin yeni düzenlemeler getireceğini belirten Dr. Duygu Dinçer “Pandemi sürecinde tam zamanlı mesaiye dönmek çalışanların fizyolojik ve psikolojik sağlığını korumak için iş yerlerinde hijyeni merkeze alan düzenlemeler yapılmasını da beraberinde getirebilir. Örneğin, çalışanların, özellikle de eğitim ve hizmet sektöründe çalışanların mesai saatleri içinde diğer insanlarla aynı ortamda uzun süre kalmaları neticesinde kendilerine ve dolayısıyla ailelerine COVID-19 bulaştırma ihtimali devam edeceği için hem çalışanların kendi arasında hem de çalışan-müşteri arasında fiziksel mesafeyi koruyucu taktiksel düzenlemeler gerekecektir. Okullarda ise sınıf mevcudu azaltma ya da harmanlanmış öğrenme sistemlerine (yarı uzaktan eğitim, yarı yüz yüze eğitime) hızlı bir şekilde geçiş yapılması muhtemel. Ayrıca yüz yüze eğitime geçilmesi halinde derslerin yürütülmesi sırasında bir sınıf mevcudunun ortalama 15-20 kişiyi geçmeyecek şekilde planlanması hijyen açısından önemli hale gelecek. Bu nedenle ikili öğretime (sabahçı/öğlenci) geçilmesi de ihtimal dahilinde olabilir.” ifadelerini kullandı.
“GERÇEKÇİ OLMAYAN İYİMSERLİK EĞİLİMİ ARTABİLİR”
Dr. Dinçer “Yeni Normal ile birlikte dış dünyaya yeniden karışıyor olmak insanlardaki ‘kendi başlarına kötü bir şey gelmeyeceği’ ya da ‘virüsün onlara zarar vermeyeceği’ yönündeki hatalı inançları arttırabilir. Özellikle de risk grubundaki yaş aralığında olmayanlarda bu eğilim daha fazla gözlenebilir. Buna bağlı olarak bazı insanlar risk faktörlerini göz önünde bulundurmayı ihmal etmeye başlayabilir. Örneğin bu kişiler eskisi gibi tam zamanlı mesaiye geçilebildiğine göre virüsün gerilediğini, bu nedenle hijyen kurallarına eskisi kadar özen göstermeye gerek olmadığını düşünebilir ve hijyen kurallarını göz ardı etmeye başlayabilir. Bu da virüsün yeniden yükselişe geçmesine yol açabilir” şeklinde konuştu.