Yeni İran Cumhurbaşkanının özgeçmişinde her şey var "diploma" yok
ABD Yabancı Varlıklar Kontrol Ofisi'nin, 13876 sayılı Yürütme Emri uyarınca yaptırıma tabi tutulan yeni İran Cumhurbaşkanı Reisi'nin, dış politika alanındaki vaatleri oldukça kısa ve net: "İşe, İsrail hariç tüm ülkelerle ilişki kurarak başlayacağız..."
cumhuriyet.com.trİran'da, 1979'daki İslam Devrimi'nden bu yana en düşük katılımın öngörüldüğü cumhurbaşkanlığı seçimlerini yaklaşık yüzde 62 oy oranıyla, muhafazakar aday İbrahim Reisi kazandı.
Seçim öncesi, yenilikçi kanattan bazı adayların başvurularının rejimin sadık koruyucusu 'Anayasa Koruma Konseyi' tarafından reddedilmesi, İran halkının ekonomik kriz ve siyasi baskıların gölgesinde yeşerttiği değişim umutlarını bir kez daha suya düşürdü.
Seçim münazaralarında, İran nüfusunun kayda değer bir kısmını oluşturan "İran Türkleri ve Türkçe" üzerine demeçleriyle dikkatleri üzerine çeken yenilikçi aday Muhsin Mihralizade, bir başka yenilikçi aday olan Abdunnasır Himmeti lehine yarıştan çekilmişti. Ancak yenilikçi kanattaki konsolidasyon çabaları sonucu değiştirmeye yetmedi.
İKİNCİ DENEME ZAFERİ GETİRDİ
İran'ın 8. cumhurbaşkanı olmaya hak kazanan 61 yaşındaki Reisi daha önce başta ülkenin en üst hukuk kurumu olan Yargı Erki'nin başkanlığı olmak üzere pek çok kritik pozisyonda görev aldı. Ayrıca, 2006 seçimlerinde ilk kez Güney Horasan Eyaleti'nden, Dini Lider'i atamaya yetkili bir tür üst istişare organı olan 'Uzmanlar Meclisi' üyeliğine seçildi. Bir dönem İran'ın gelecekteki dini lideri olarak gösterildi.
Reisi 2017'de, 'İslam Devrimi Güçleri Halk Cephesi'nin cumhurbaşkanı adayı oldu. Bu seçimde oyların yüzde 38,3'ünü almasına karşın yüzde 57 oy oranına ulaşan yenilikçi lider Hasan Ruhani karşısında mağlup oldu.
Reisi'nin yaşamı, İslam Devrimi'nin sadık ve şiddetli bir destekçisi olduğunun ıspatı niteliğinde pek çok detayla dolu. Ancak aralarında en dikkat çekici olanı şüphesiz, 1988'de İran'da binlerce rejim karşıtının infazından sorumlu tutulan 'ölüm komitesi'ndeki dört kişiden biri olduğu iddiası.
DİPLOMA TARTIŞMASI
1960 yılında, Meşhed'in Nogan semtinde, din adamları yetiştiren bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelen Reisi'nin eğitim kaydını doğrulayan güvenilir bir kaynak yok. Seçim kampanyasına ilişkin hazırlanan web sitesindeki biyografisinde sadece ilkokul eğitiminden bahsediliyor, lise eğitimiyle ilgili bilgilere yer verilmemiş olması dikkat çekiyor. Reisi ise Tahran'daki Motahari Üniversitesi'nden hukuk alanında 'doktora derecesi' aldığını iddia ediyor.
İranlı politikacı Muhsin Mehralizade, cumhurbaşkanlığı tartışmalarına ilişkin bir canlı yayında, Reisi'nin örgün eğitim alanındaki eksikliğine dikkat çekerek, "Sadece altı yıllık klasik eğitimin var ve senin ilahiyat eğitimine saygı duymakla birlikte şunu söylemeliyim ki bu kadar eğitimle ekonomi yönetilemez, ülke için plan yapılamaz" dedi. Ancak Koruyucu Konsey, Reisi'nin katıldığı dini seminer çalışmalarının yüksek lisans derecesine eşdeğer olduğunu ilan ederek cumhurbaşkanlığına aday olmaya hak kazandığını duyurdu.
Eğitim hayatı ağırlıklı olarak 'resmi olmayan' dini eğitim müesseselerinde geçtiği tahmin edilen Reisi, kişisel web sitesinde kendisinden bir süre 'Ayetullah' olarak bahsetti, ancak İran medyasında çıkan haberler üzerine ünvanını daha düşük seviyede bir pozisyon olan "Hüccetül İslam" ile değiştirdi. Ancak bu tartışmalar kamuoyu üzerinde pek bir etki yaratmamış olacağa benziyor ki rekor sayılabilecek bir oy oranıyla İran'ın yeni cumhurbaşkanı olmaya hak kazandı.
"KATİL AYETULLAH"
İran'da, rejim karşıtı hareketlerin yükseldiği 1988 senesi, temmuz ayından başlamak üzere 5 ay sürdüğü tahmin edilen ve binlerce rejim karşıtının infazıyla sonuçlanan karanlık bir sürece sahne oldu. Öldürenlerin çoğu başta Halkın Mücahitleri olmak üzere komünist TUDEH örgütü ve çeşitli sol örgütlere mensuptu. Uluslararası raporlara göre, ülke genelinde binlerce rejim karşıtı gözaltı merkezlerinde sistematik olarak işkenceye tabi tutuldu ve bir kısmı da Dini Lider tarafından yayınlandığı öne sürülen bir emir uyarınca yargısız bir şekilde infaz edildi.
İddialara göre, İran'ın yeni cumhurbaşkanı Reisi, rejim karşıtlarının infazlarını organize eden dört kişiden biriydi. Reisi, konuyla ilgili kamuoyuna herhangi bir açıklamada bulunmadı, ancak adı bu olaydan dolayı "Katil Ayetullah" olarak anıldı. Toplu cinayetler, kapsamları açısından, "İran tarihinde emsali olmayan bir siyasi tasfiye operasyonu" olarak tanımlandı.
DIŞ POLİTİKADA "İSRAİL" VURGUSU
Önümüzdeki dört yıl boyunca İran'ı yönetecek olan Reisi, 'cinsiyet ayrımcılığı'nın sıkı bir destekçisi olarak tanınıyor. İran merkezli ISNA haber ajansında yer alan bir habere göre, 2014 tarihli bir röportajında, bu ayrımı, "Bence gayet iyi bir hareket, çünkü kadınların çoğunluğu 'tamamen rahat bir ortamda' daha iyi iş çıkarıyor" sözleriyle destekledi. Bunun yanı sıra, üniversitelerin 'İslamileştirilmesi', internet üzerindeki kontrolün artırılması ve Batı kültürünün sansürlenmesine dönük kararlara da aktif destek verdi. ABD ve diğer Batılı devletler tarafından uygulanan yaptırımları ise "birer fırsat" olarak nitelendirdi.
ABD Yabancı Varlıklar Kontrol Ofisi'nin 13876 sayılı Yürütme Emri uyarınca yaptırıma tabi tutulan Reisi'nin, dış politika alanındaki vaatleri ise oldukça kısa ve net:
"İşe, İsrail hariç tüm ülkelerle ilişki kurarak başlayacağız..."
İRAN'DA CUMHURBAŞKANI OLMAK
Doğrudan oylama ile dört yıllık bir dönem için seçilen cumhurbaşkanı İran'daki en üst düzey yetkilidir, ancak bu durum, Dini lider tarafından görevden alınmasına engel değildir. Dini Lider'in kontrolü altında olan cumhurbaşkanı, hükümet üzerinde tam kontrole sahip değildir. Seçimlerden önce aday adayı olan gönüllülerin, Anayasa Koruma Konseyi tarafından onaylanması gerekmektedir; koruyucu konseyin üyeleri de dini lider tarafından seçilmektedir. Genel anlamda, Dini Lidere bağlı bir yürütme organı olarak işleyen cumhurbaşkanının görevleri arasında, yabancı ülkeler ve uluslararası kuruluşlarla anlaşmalar imzalamak; ulusal planlama, bütçe ve kamusal istihdam işlerini yönetmek gelmektedir.