Yeni ‘çıban başı’ Tel Rıfat
Zeytindalı Harekâtı’nda Afrin merkezini bırakıp kaçan YPG unsurlarının bir bölümü Esad rejimi kontrolündeki bölgeden Fırat’ın doğusuna aktarılırken, bir kısmı da Şehba diye anılan bölgeye, yani Tel Rıfat’a geçmişti. Nüfusunun tamamı Araplardan oluşan Tel Rıfat, şu an YPG’nin işgali altında tutuluyor. Bölge öyle bir konumda ki, hem Afrin’deki hem de Fırat Kalkanı Harekâtı (FKH) bölgesindeki Türk birliklerine saldırmaya olanak veriyor.
Sertaç EşAfrin’e yönelik harekâta Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) saflarında yoğun olarak katılan Tel Rıfatlılar kendi ilçelerine yönelik operasyon yapılmasını istedi. Türkiye bu konuda Rusya ile görüştü. Ancak temaslardan olumlu bir sonuç çıkmadı. Harekâtın hemen ardından Tel Rıfat’ta YPG’nin kalıp kalmaması bir süre tartışıldı. Hatta bir süre haritalarda bölge Esad yönetiminin kontrol alanı olarak gösterildi. Bir süre sonra Afrin’den çıkan YPG unsurlarının bir bölümünün Tel Rıfat’ta kalıcı oldukları anlaşıldı.
YPG’nin daracık bölgede varlığını sürdürmesinin tek koşulu Esad yönetiminin kontrolündeki bölgeden lojistik destek sağlanması. Tersi durumda örgütün burada barınması kimsenin aklına yatmıyor. Nüfusunun tamamı Arap olan bölgede YPG’nin varlığını sürdürmesi, Tel Rıfat’ın Türkiye’ye karşı saldırı için yedeklendiği fikrini akla getiriyor. Yoksa Esad yönetimi ve Rusya’nın bölgeyi kontrol altına alamaması gibi bir yaklaşım pek gerçekçi olmaz.
Son dönemde Tel Rıfat’tan saldırı ve şehit-yaralı haberleri geliyor. Türkiye bölgeye konuşlu silahlarıyla sert karşılık veriyor. Ancak karşılık vermek saldırıların sonunu getirmiyor.
Tabii kamuoyu Afrin’e yönelik harekatın hazırlık aşamasında Rusya ve onun aracılığıyla Esad yönetimiyle yapılan pazarlıkları bilmiyor. Harekâtın kapsama alanının neye göre belirlendiği, Şehba ve Tel Rıfat’ın kimin kontrolünde kalacağının konuşulup konuşulmadığı da bilinmiyor. Önceden planlanıp muhataplarla müzakere edilmediyse bir eksiklik yaşandığı açık. Tel Rıfat, Afrin Harekâtı’ndan sonra da muhataplarla tartışıldı, müzakere edildi. Zaman zaman Rus birliklerinin bölgeye konuşlandığı, saldırıların önlenmesi için devriye gezecekleri yönünde haberler de çıkıyor. Ancak Türkiye bu tür çatışmalar konusunda oldukça deneyimli bir ülke. Son olarak Irak’ın kuzeyindeki Hakurk’a yapılan operasyonda canlı örneği yaşanıyor. Hakkâri kırsalında terör örgütünün eylem kapasitesini kırmak için bu operasyonlar başlatıldı. Tel Rıfat’ın aynı konuma gelmesi yıpratıcı olur.
Bir de Tel Rıfat’ın, “kontrol edilmesi gereken unsurlar” açısından İdlib ile aynı kefeye konduğu değerlendirmeleri yapılıyor. Bu da uzun vadeli ve zorlu sorun anlamına gelir.
Kabul ediyoruz, coğrafya kaderdir ve Türkiye’nin coğrafyası da zor.
O zaman gerçekleri görüp geleceği öngörüyle düşünmek gerekiyor.