'Yeni bir küresel düzene ihtiyaç var'
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, ''yeni bir küresel siyasi, ekonomik ve kültürel düzene ihtiyaç olduğunu'' söyledi.
cumhuriyet.com.trDışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, New York'taki temaslarının ardından geldiği Boston'da Harvard Üniversitesi, ''John F. Kennedy School of Government''-Siyaset Enstitüsünde, ortaya çıkmakta olan yeni dünya düzeni hem de bu dünya düzeninde Türk dış politikasının öncelikleri ile özellikleriyle ilgili konferans verdi, ardından öğrencilerin sorularını yanıtladı. Soğuk savaşın sona ermesiyle ''tarihin sona erdiğine'' yönelik iddiaların tersine, kendisinin yazdığı bir makalede ''tarihin asıl şimdi başladığını'' vurguladığını belirten Davutoğlu, ancak soğuk savaşın sona ermesiyle tarihin normalleşmesinin mümkün olabileceğini kaydetti.
Soğuk savaşın bitiminin ardından dünyanın pek çok yerinde bir anlamda soğuk savaş döneminde donmuş olan ihtilafların yeniden ortaya çıktığını ifade eden Davutoğlu, ''Bu sorunların çözümünde yeni bir küresel siyasi düzene ihtiyaç var, bu düzenin dışlayıcı değil herkesi kapsayıcı, şeffaf ve adil olması gerekir'' dedi. Bu kapsamda BM'nin de reforme edilmesi gerektiğini vurgulayan Davutoğlu, küresel ekonomik krizin ardından, dünyadaki ekonomik düzenin de yenilenmesi, bu düzenin adil olması ve eşit paylaşıma dayanması gerektiğinin ortaya çıktığını belirtti.
Aynı çerçevede yeni bir kültürel düzene de ihtiyaç bulunduğunu belirten Davutoğlu, dünyada değişen gerçekler temelinde ''Hepimizin kendimizi, herkesi içine alan yeni bir siyasi düzene, adil yeni ekonomik düzene ve tüm kültürleri kapsayan yeni bir kültürel düzene adapte etmemiz gerekiyor'' dedi. Küreselleşen dünyadaki sorunlara yanıt vermek için geliştirilen bu yeni yaklaşımın ''felsefik ve stratejik yenilenmeye'' dayalı olması gerektiğini söyleyen Davutoğlu, bugünkü sorunların çözümünde, ''Geleneksel güvenliğe yönelik transatlantik yaklaşım bir yanıt vermeyebilir, artık yeni bir transatlantik yaklaşım olmalı'' dedi.
'Yeni bir dış politika vizyonu'
Türkiye'nin 2000'li yılların başlarında ekonomik kriz yaşadığını, eskiden beri kendisini tehditlerle çevrili olarak gördüğünü, sadece krizlere yanıt veren bir konumunda olduğunu anlatan Davutoğlu, AKP hükümetinin başa gelmesinin ardından, yeni dünya düzeni kapsamında Türkiye'nin güçlü ekonomiye, yeni stratejik düşünce tarzına, özgüvene sahip olabilmesi için yeni bir dış politika vizyonu geliştirdiklerini söyledi. Türkiye'nin komşularıyla ''sıfır sorun'' politikası olması gerektiğini söylediğinde o zamanlar pekçokları tarafından ''ütopik düşünmekle eleştirildiğini'' ifade eden Davutoğlu, 2004 yılında Türk dış politikasında 6 yeni ilke açıkladıklarını hatırlattı. Bu ilkelerin başında ''Güvenlik ve özgürlük arasında yeni bir dengenin kurulmasına ve komşularla sıfır sorunlu ilişkilerin geliştirilmesi'' geldiğini söyleyen Davutoğlu, eskiden etrafı düşmanlarla çevrili olduğunu düşünen Türkiye'nin şimdi tüm komşularıyla ''mükemmel'' ilişkilerinin bulunduğunu söyledi.
Davutoğlu, ''Bunun tek istisnası Ermenistan, ama bunu da yapacağız, öyle ya da böyle, bugün ya da yarın, Ermenistan ile ilişkilerimiz sadece normalleşmekle kalmayacak herzamankinden daha iyi olacak, bu bizim siyasi niyetimiz'' diye konuştu. Üçüncü ilkenin ''proaktif diplomasi ve önleyici diplomasi'' uygulamak olduğunu belirten Davutoğlu, Türkiye'nin tek bir bölgeye değil, pek çok bölgeye ait bir ülke olduğunu, çevresindeki bölgelerdeki sorunların kendisini de etkilediğini ve bu ülkelerdeki halkların Türkiye'den yardım beklediklerini anlattı. Bu kapsamda hem aktif hem de krizleri önleyici bir diplomasi yürüttüklerini bildiren Davutoğlu, Türkiye'nin Suriye-İsrail arasındaki dolaylı görüşmeler olsun, Balkanlar'da olsun arabuluculuk ve kolaylaştırıcılık faaliyetlerinde bulunduğunu, krizlerin çözümünde ''yumuşak gücünü'' kullandığını kaydetti. Dördüncü ilkenin ''küresel güçlerle uyumlu ilişkilerin geliştirilmesi'' olduğunu ifade eden Davutoğlu, Türkiye'nin AB üyelik sürecinin, ABD ile olan stratejik müttefiklik ilişkisinin, komşularıyla olan iyi ilişkilerinin hepsinin birbirleriyle uyumlu olduğunu, hiçbirinin birbiriyle çelişmediğini vurguladı.
'Türkiye'nin ABD ile olan ilişkileri özel'
Bu kapsamda Türkiye'nin ABD ile olan ilişkilerinin ''özel'' olduğunu belirten Davutoğlu, ABD Başkanı Barack Obama'nın da Türkiye'ye yaptığı ziyarette bu ilişkileri ''model ortaklık'' olarak tanımladığını anımsattı. Davutoğlu Türkiye'nin ''bölgesel güç'', ABD'nin de ''küresel güç'' olarak hem stratejik amaçlarının hem de ''çoktaraflılık, önleyici diplomasi''nin yöntemlerinin aynı ya da benzer olduğunu ifade etti. Beşinci ilkenin ''Türkiye'nin uluslararası kurumlarda daha çok temsil edilmesi'' olduğunu belirten Davutoğlu, bu kapsamda Türkiye'nin uluslararası sorunların çözüm organı olan BM Güvenlik Konseyi'nin, ekonomik sorunların çözüm yeri olan G20'lerin üyesi ve kültürel sorunların çözüm yeri olan Medeniyetler İttifakı girişiminin eşbaşkanı olduğunu vurguladı.
Dışişleri Bakanlığı Müsteşar Yardımcı Büyükelçi Engin Soysal'ın BM'nin Pakistan'a yardımlar konusundan sorumlu özel temsilcisi atandığını da anımsatan Davutoğlu, Türkiye'nin dünyanın tüm bölgelerdeki kuruluşlarına ya üye olduğunu ya da onlarla sürekli iletişimde olduğunu söyledi. Altıncı ilkenin de ''özgüvene ve yumuşak güce dayalı bir Türkiye imajı yaratmak'' olduğunu belirten Davutoğlu, Türkiye'nin artık çevresindeki krizlere sadece yanıt verme durumundan çıktığını, küresel ve uluslararası sorunlara çözüm arayan bir ülke durumuna geldiğini söyledi. Türkiye'nin Transatlantik İttifak'ın dinamik ve aktif bir gücü olarak bu ittifakla diğer dünya arasında bir bağ oluşturmak istediğini dile getiren Bakan Davutoğlu, AB için yük değil bir değer olmak istediğini vurguladı.