‘Yeni bir istibdadın eşiğinde’
İlk kadın orkestra şefimiz İnci Özdil’in okuduğu bildiride, iktidar sahiplerinin, hak hukuk tanımadan, Cumhuriyetin dişiyle tırnağıyla yarattığı tüm değerlere fütursuzca saldırdığı, TÜSAK yasasıyla da son darbeyi indirmek istediği belirtildi.
Aslı Uluşahin/CumhuriyetDün İstanbul’da, Ses Tiyatrosu’nda bir araya gelen sanatçılar, hükümetin Türkiye Sanat Kurumu (TÜSAK) yasa tasarısını, “TÜSAK değil TUZAK” diyerek protesto etti. Gezi Direnişi sırasında ve Soma katliamında yaşamını yitirenler için saygı duruşuyla başlayan toplantıda, Atilla Dorsay, Ayla Erduran, Devrim Erbil, Gülriz Sururi, Timur Selçuk, Tarık Akan, Muammer Sun, Zeliha Berksoy, İnci Aral, İdil Biret, Mehmet Aksoy gibi 200’den fazla sanatçı ve yazarın altına imza attığı basın bildirisini, Türkiye’nin ilk kadın orkestra şefi İnci Özdil okudu.
“Yeni bir istibdadın eşiğindeyiz” başlıklı bildiride, iktidar sahiplerinin hak hukuk tanımadan, Cumhuriyetin dişiyle tırnağıyla yarattığı tüm değerlere fütursuzca saldırdığı, TÜSAK yasasıyla da son darbeyi indirmek istediği belirtildi.
Mizaha ceza yağdıran, anıtları ucube diyerek yıkan, resim sergilerini dağıtan, AKM, Emek Sineması gibi sanat yuvalarını hedef alan iktidarın şimdi de sanat kurumlarını kapatmaya çalıştığı söylenen bildiride, “TÜSAK binlerce sanatçının işsiz kalması demektir. TÜSAK’la idari ve mail özgürlüğünü yitiren sanat kurumları, özel şirketlere peşkeş çekilerek tümüyle metalaştırılacaktır. Bu durum özel sanat kurumlarına da yansıyacak, sanatçılar, taşeron sisteminden daha kötü koşullar altında yaşayacak, ihtiyaç olduğunda işe çağrılacak ihtiyaç olmadığında açlığa mahkûm edilecektir” denildi.
Toplantıya katılan ve Ses Tiyatrosu’nu tıklım tıklım dolduran sanatçılar tarafından dakikalarca ayakta alkışlanan açıklama, şu ifadelerle sona erdi: “Ey sanat yıkıcıları, 1914 yılından başlayan 100 yıllık sanat geçmişimizi 12 yıllık iktidarınıza çiğnetmeyeceğiz. Kararlıyız! Tıpkı Mustafa Kemal Atatürk’ün 1924’te ve 1934’te yaptığı gibi 2014 yılında da bizler, Cumhuriyetin tüm kazanımlarına sahip çıkacak, sanatın aydınlığını gelecek yüzyıllara taşıyacağız! Bu, bizi yetiştiren ülkenin omuzlarımıza yüklediği bir sorumluluk, bir görev, bir seferberlik çağrısıdır. Türkiye’nin sanat ve sanatçı birikimi bu çağrının gereğini yerine getirme, bu görevi başarma gücüne sahiptir.”