Yeni bir ergen beraberliği

François Ozon gösterimdeki yeni filmi ‘85 Yazı’nda kendini tekrarlıyor.

Sungu Çapan

20 yılı aşkın bir süredir “Sitcom”dan “Kumun Altında”ya, “Havuz”dan “Kadın İsterse”ye, “Evde”den “Genç ve Güzel”e, “Yeni Kız Arkadaşım”dan “Frantz”a dek yıllardır nerdeyse her filmini seyrettiğimiz, farklı cinsellik sorunlarıyla karışık sorunlu aile hallerinden, çatışmalı evlilik ve kadın hikâyelerine dek, dramdan komediye, vodvilden parodiye çeşitli türlere el atarak çektiği ve kendine özgü bir tarzı yakalayan, 1967 doğumlu, senarist-yönetmen François Ozon, kuşkusuz son dönem Fransız sinemasının önemli isimlerinden biri. Artık 50’li yaşların olgunluğuna da erişmiş Ozon’un son Cannes festivaline seçilmiş, Alexis ve David adlı iki ergenin eşcinsel beraberliğini hikâye eden ve bizde sessiz sedasız gösterime çıkmış yeni filmi “Ete ‘85 Yazı”, üslubu, anlatımı, temaları bakımından yönetmenin eski eserleriyle bağlantılar kuran ve öncelikle Ozon’un “yeni keşfi” iki genç oyuncusunun (özellikle de David rolündeki Benjamin Voisin’in) enerjik performanslarıyla dikkati çeken ama doğrusu meraklısını hiç de tatmin edemeyen bir film.

BİR YAZ GECESİ

Edebiyat öğretmeninin hikâye yazmaya teşvik ettiği, kafasını ölüme takmış ama denizde oldukça acemi Alex’i (Felix...) küçük sörf teknesi suda ters dönmüşken Hızır gibi yetişerek kurtarıyor yakışıklı David (Benjamin Voisin) ve biraz tutuk Alex, onu evine götürüp denizci kocasını erkenden yitirmiş, müşfik annesiyle (Valeria Bruni Tedeschi) de tanıştıran David’e fena halde tutuluyor. Yaz mevsiminin sıcak tatil atmosferinde sıkı dost olan, sabah akşam beraber iki gencin yakınlığı, David’in bir gece Alex’e hiç bilmediği tatlı heyecanlar yaşatmasıyla giderek tutkulu bir cinsel birlikteliğe dönüşüyor. Ancak Alex’in Fransızcasını geliştirmek isteyen İngiliz kızı Kate’le (Philippine Velga) David’i tanıştırmasıyla David o karşı konmaz cazibesiyle Kate’i de baştan çıkarıveriyor bir başka yaz gecesinde de. Kate iki delikanlının arasına girince kıskançlıklar patlak veriyor ve sürat tutkunu David motosikletiyle hız yaparken kaza sonucu ölüyor, genç yaşta. Alex’in ilişkileri doruk yapmışken David’in ısrarlı üstelemeleriyle David’e söz verdiği gibi David’in mezarı üstünde dans etmesiyle sonuçlanan bu çalkantılı ergenlik dramının finalinde, ölüm ve cenazeye ilişkin kimi Yahudi adetlerine de yer vermiş François Ozon.

OLMAMIŞ...

Yönetmenin Alex’e yeni bir David buldurduğu beylik bir finale bağladığı “Ete 85”, bir kitaptan uyarlanmış klişe senaryosunu nispeten çekilir kılan oyuncu performanslarına, başarılı görselliğine, Rod Stewart klasiğinin öne çıktığı 1985’in tutmuş şarkılarından oluşturulmuş müziklerine, kimi anlatım becerilerine ve ustalıklı mizansenlerine karşın üretken Ozon’un artık kendini tekrarlamaya başladığını örnekleyen, kariyerinin sıradan ve baştan savma işlerinden biri izlenimi bıraktı bende özetle. En son seyrettiğimiz, rahiplerin istismarda bulunduğu çocukların hikâyelerini anlatan, o sert ama gerçekçi ve eleştirel filminden sonra bu film doğrusu hiç olmamış kariyeri açısından.