‘Yayıncılığın en zor günleri’

Bu yıl 93. yaşını kutlayan İnkılâp Kitabevi’nin CEO’su Şenorkyan, salgın sürecinde internette satış oranlarının arttığını ancak toplamda daha az kitap satın alındığını dile getiriyor.

Orhun Atmış

Cumhuriyetin ilk yıllarından bu yana eğitim, kültür ve edebiyat türünde yayınlar yapan İnkılâp Kitabevi, 93 yıllık geçmişi ve 20 binin üzerinde kitabıyla Türkiye’nin en köklü yayınevlerinden biri. 1927’de kurulan İnkılâp, üç nesildir yoluna devam ediyor. Son olarak ise Zülfü Livaneli’ni bünyesine katarak ses getiren yayınevinde yaklaşık 20 yıldır CEO görevini sürdüren Aren Şenorkyan ile koronavirüs salgını sürecini konuştuk.

* İnsanların koronavirüs salgını nedeniyle evlerine kapandığı bu süreçte kitap okuma/satın alma sayılarında artışlar yaşandı mı?

İnternet ve mağaza satışları arasındaki ilişki, kitap söz konusu olduğunda salgın döneminden önce sırasıyla yüzde 25 - yüzde 75 gibiydi. Fakat özellikle zincir mağazalar başta olmak üzere çoğu kitabevi kapandı. İnternet siteleri satışlarını bu süreçte yüzde 50 - yüzde 100 arasında artırdılar fakat genel tabloya bakıldığında satın alma oranında %50 civarında bir düşüş bulunuyor. Bunda internet sitelerinin sürece haklı olarak hazırlıksız yakalanmalarının da payı var. Organizasyon gelişiyor ama sürecin kitap okunmasının arttığı yönünde yanlış bir algı oluşmasın. Tabii bu bir tatil olmadığı, endişenin de hâkim olması gibi koşullar nedeniyle en azından satışlarda karşılığı olmadı.   

* İnternet satışlarında ne kadar artış oldu?

Salgın nedeniyle evlerde kalmaya başladığımız ilk zamanlardan bugüne oranlar artarak devam ediyor. Online satışlarda şu an yaklaşık yüzde 50 – 100 lük bir büyüme söz konusu…

EN ÇOK OKUNANLAR

* Peki, kitap okuma alışkanlıklarında normal şartlara göre belirgin bir değişiklik var mı? Yani, hangi kitaplar daha çok satın alınıyor, okunuyor?

Her türe ilgi var fakat özellikle içinde bulunduğumuz kötü koşullar nedeniyle olsa gerek psikoloji ve kişisel gelişim kitaplarına ilgi daha fazla… Daha sonra sırasıyla edebiyat, araştırma-tarih ve çocuk kitapları geliyor.

Bizim en çok satılan kitaplarımız da şu şekilde:

1. Konstantiniyye Oteli / Zülfü Livaneli

2. Hafıza / Sinan Meydan

3. Olmasa da Olur / Aslı T. Kızmaz

4. Senin Suçun Değil / Beyhan Budak

5. Türk Edebiyatından Öyküler 1-2 / Kolektif

6. Bin Aşık Yılı Uzakta / Yılmaz Erdoğan

7. Dikili İlişkiler / Haluk Tatar

8. Korku Sal Cesur Desinler / Yankı Yazgan

9. 2020 Şifreleri Çözüyor / Zeynep Turan

10. Ekrana Yapışan Çocuk / Pedagog Ayşen Oy

* Siz bu süreci nasıl yorumlarsınız?

Tüm dünyayla birlikte ülkemizi de etkisi alan salgından dolayı yayıncılık en zor günlerinden birini geçiriyor. Son yıllarda kitabevleri, ağırlıklı olarak AVM’lerde yer alıyordu. Doğal olarak da salgında çoğu kapalı ve tabii kitabevleri de… AVM dışındaki kitabevlerinin de bir kısmı zaman zaman açılıyor, geriye kalan çok azı hâlâ açık. İnternet siteleri de böyle bir durumda oluşan yoğun talebe göre organize olmadıkları için kendilerini toparlama aşamasındalar. Yine de güzel işler çıkarıyorlar fakat insanların da internet üzerinden alışveriş yapma alışkanlığı kısa sürede oturacak mı göreceğiz. Hal böyle olunca da özellikle yeni çıkanları sergileyecek internet siteleri dışında çok fazla alan kalmadı. Bu yıl 93. yılını kutlayan bir yayınevi olarak çok geniş bir yelpazemiz var, 44 başlık altında kitap yayınlıyoruz. 20 bin kitaplık arşivimizle okurların bu kötü dönemi; olabildiğince keyifli ve kitaplarla atlatması için üretmeye devam ediyoruz.

* İnkılâp Kitabevi, kendi çalışanlarına yönelik nasıl önlemler aldı, çalışma sistemi bu süreçte nasıl değişti?

Çalışan sağlığı birinci önceliğimiz. Salgının başından beri home office çalışma durumuna geçildi. Fiziki olarak görevinin başında olması gereken çalışanlarımız dışında -ki onlara da nöbetleşe çalışma sistemi getirdik- evlerimizden çalışıyoruz. Okurlarımız açısından da aynı endişeleri taşıdığımızdan, hem çalışanlar hem de okurlar için çeşitli önlemler aldık. Bütün binamızı dezenfekte ettik, kullanılan tüm araç gereçler de dahil… Zaten uzun süredir üretimde otomatik makineler kullanıyoruz. Ayrıca çalışanlarımız maske ve eldivensiz, hiçbir kitaba temasta bulunmuyorlar.

* Zülfü Livaneli'nin kitaplarıyla ilgili nasıl çalışmalarınız olacak?

Zülfü Livaneli bizim hem okur hem de yayıncı olarak çok sevdiğimiz ve değer verdiğimiz bir yazar. Aramıza katılmasından öncelikle hepimiz çok mutluyuz. Çalışmalarımızı bunun bilinci içinde yapıyoruz. Salgın öncesi ve salgın sonrası planlarımızda doğal olarak değişiklikler oldu tabii… Bunun ilk sonucu olarak da Zülfü Livaneli’nin yeni romanı olan “Kaplanın Sırtında” kitabımızı sonbahara ertelemek zorunda kaldık. İnsanlar evlerine kapandıkları için bu değişiklik zorunlu oldu. Salgın dönemi için; gerek Zülfü Livaneli’ye ait yayınladığımız ilk müteakip romanı olan “Konstantiniyye Oteli” kitabı, gerek de diğer yayınladığımız kitaplar için ağırlıklı olarak dijital platformlar başta olmak üzere tanıtımlara yoğunlaştık. Yazılı ve görsel medyada da duyurularımız başladı. Daha önceden yapılan planlar doğrultusunda da çalışmalar devam edecek.

MUSTAFA KEMAL ATATÜRK’ÜN MECLİS KONUŞMALARI

İnkılâp Kitabevi, 23 Nisan’a denk getirerek Mustafa Kemal Atatürk’ün Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin gizli ve açık oturumlarında yaptığı konuşmaları (1920-1938) yayımladı. Tabii en önemlisi bu konuşmaları gençlerin okuyup anlaması. 19 Mayıs Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı'nı evlerde kapalı kutladığımız bu olağanüstü dönemde güzel bir okuma seçkisi olmalı. Metinler, gençlerin ve herkesin daha kolay anlaması için sadeleştirilmiş, dönemin söyleyiş özellikleri korunmuş ama anlaşılmayan sözcüklerin günümüzdeki karşılıkları kullanılmış. Ayrıca Meclis’te okunan tezkereler, ilk kaynaklarından yorumsuz olarak bir araya getirilmiş ve kitapta yer alıyor.

Ancak bunun ötesinde TBMM’deki o tartışmalar, bir yandan savaş sürer, bir yandan yeni bir ulus ve ülke yapılandırılırken yaşananlar, o kadar ilginç ki, heyecanla okunuyor. Bugün her türlü siyasi tartışma sürerken kapalı olan Meclis o şartlarda açık. Tayinlerden tutun da yabancı ülkelerle pazarlıklara kadar her konu tartışılıyor, bilgi veriliyor. Çünkü orası bakın nasıl algılanıyor: Mustafa Kemal üslubunu beğenmediği Erzurum Milletvekili Avni Bey’le nasıl tartışıyor: “MK: Mahalle kahvesi mi burası? Avni Bey: Milletin Kâbe’sidir. MK: O halde riayet ve hürmet ediniz Kâbe’ye. Avni Bey: Ben hürmetkârım.” TBMM’de bazen sesler yükseliyor, bazen üslup bozuluyor ama birlik devam ediyor. Çünkü bu bir Kurtuluş Savaşı’dır! O koşullarda ülkeyi hep beraber Meclis’le yöneten bir ekip başarılı oluyor. 100 yıl sonra gelinen noktada ibretle okunması gereken bir gerçek tarih… Sadeleştiren ve yayına hazırlayan Kurtuluş Güran.