Yavaşlatma ölüm cezası
CHP İzmir Milletvekili Mustafa Balbay, Silivri cezaevi ziyareti sırasında, hastaneye sevkedilmekte olan Prof. Dr. Fatih Hilmioğlu'nun ağır hastalıklar ile mücadele ettiğine dikkat çekerek, 'Türkiye'de yavaşlatılmış ölüm cezası uygulanıyor.' dedi.
Hatice Tuncer-CumhuriyetErgenekon davasından 23 yıl hapis cezasına çarptırılan ve ağır hastalıklarıyla mücadele eden Prof. Dr. Fatih Hilmioğlu, dün Silivri Cezaevi’nden Bakırköy Sadi Konuk Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne sevk edildi. Hilmioğlu ve cezaevlerindeki diğer hasta tutukluların durumuna dikkat çeken CHP İzmir Milletvekili Mustafa Balbay, “Türkiye’de yavaşlatılmış öldürme cezası uygulanıyor” diye konuştu.
Prof. Dr. Fatih Hilmioğlu’nun ağabeyi ve avukatı Hayati Hilmioğlu, karaciğer kanseri başlangıcı, şeker hastalığı gibi ağır hastalıkları bulan Prof. Hilmioğlu’nun böbreklerinde sorun yaşadığını, Bakırköy Sadi Konuk Hastanesi’ne sevk edildiği, rutin kontrollerinin yapılacağını söyledi. Prof. Dr. Hilmioğlu’nda böbrek yetmezliği başladığını anlatan Hayati Hilmioğlu, kardeşinin sık sık böbreklerindeki sorun nedeniyle kontrole gittiğini, kontrollerin ardından cezaevine götürüleceğini anlattı.
Balbay ile görüşme
CHP İzmir Milletvekili ve gazetemiz yazarı Mustafa Balbay, dün CHP Malatya Milletvekili Veli Ağbaba ile cezaevi ziyareti sırasında Prof. Dr. Fatih Hilmioğlu’nun hastaneye götürülmek üzere olduğunu ve o sırada bir süre görüşme imkânı bulduğunu anlattı. Balbay, Hilmioğlu’nun bir raporunu aldığını anlatarak “Bakırköy Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nden alınan raporda ‘Bu görünüm tümör açısından şüpheli görünmüştür’ diyor. Cezavindeki bir kişinin tümör açısından şüpheli olması... Fatih Hilmimoğlu başta olmak üzere KCK davasında da öteki davalarda da sağlık durumu nedeniyle hapiste bulunanların da öncelikle hemen serbest bırakılması gerekiyor” dedi.
Adli Tıp diktatörlüğü
Mustafa Balbay sözlerini şöyle sürdürdü: “Hilmioğlu’nu dinledikten sonra ben şu kanıya vardım. Türkiye’de yavaşlatılmış ölüm cezası uygulanıyor. İnsanların cezaevlerinde bu ağır sağlık koşullarında hâlâ tutulmasının anlamı budur. Cezaevindeki bir kişinin tam teşekküllü bir hastaneye gidebilmesi için en az iki gün gerekiyor. O sevk zincirini çok iyi biliyorum. Bir üst hastane, ondan sonraki bir üst hastane derken en erken 2 günde gidebiliyorsunuz. Bu yavaşlatılmış öldürme cezasıdır. Yine burada bütün bu raporları hiç sayan bir yer var. Adli Tıp. Biliyorsunuz Adli Tıp Kurumu’na da bir operasyon yapıldı. Bazı kişiler görevden alındı, bazı kişeler görev getirildi. Adli Tıp, Türkiye’de Adli Tıp diktatörlüğü olmuştur, ya da tıbbi diktatörlük olmuştur. Hiçbir üniversite raporu kabul edilmemekte, Adli Tıp Kurumu’nun ‘cezaevinde kalabilir’ dedikleri cezaevinde kalmaktadır” diye konuştu.