Yaşlanan kadın oyuncu dramı
Odağında 3 kadın karakterin yer aldığı 'Sils Maria: Ve Perde', sinemaseverlere öğütlenecek, görülesi bir film.
Sungu Çapan/CumhuriyetAssayas’nın yazıp yönettiği ve oyuncaklı bir yapıda kurduğu “Sils Maria”nın odağında yıllarını perdeyesahneye verip diva konumuna erişmiş, yaşlı bedeni ve özel yaşamıyla sorunlu, kendini biraz internet çağının dışında kalmış hisseden, 50’li yaşlarındaki Maria Enders (Juliette Binoche) var.
Maria’nın 20 yıl kadar önce oynadığı genç Sigrid’le orta yaşlı patronu Helena arasındaki tutkulu lezbiyen aşkı anlatarak Maria’yı ünlendirmiş oyunun yazarı da yeni ölmüştür.
Genç yönetmen Klaus’un (Lars Eidinger) önerisiyle oyunun yeni versiyonunda Maria’ya bu kez Helena rolü önerilir.
Sigrid’i de skandallarıyla paparazzileri peşinden koşturan, yeni hoppa Hollywood yıldızı Jo-Ann Ellis (Chloe Grace Moretz) oynayacaktır.
Ve her derdine deva, sırdaşı ve gerçek dünyayla bağlantısını sağlayan asistanı Valentine’le (Kristen Stewart) beraber, biraz gönülsüz olarak, bulutlara erişen yüksek dağları ve şahane manzaralarıyla maruf, İsviçre’deki Sils Maria bölgesine gidip Valentine’le provalara başlar Maria. Aslında Helena Maria’yken Valentine de tam Sigrid’dir, tipik boyalı basın malzemesi Jo-Ann’dan daha çok.
Filmdeki Maloja Yılanı adlı oyunla karakterlerinin ilişkisi arasında kurulan belirgin bir koşutlukla ilginçleşen, sinema tarihine çeşitli göndermelerle bezenmiş, kimi referanslarla zenginleştirilmiş, Fassbinder’in “Petra von Kant’ın Gözyaşları”nı da çağrıştıran “Sils Maria” tam bir sinefil filmi özetle.
Yılların Juliette Binoche’undan “Alacakaranlık Efsanesi serisi”nin yıldızı Kristen Stewart’a, hatta gencecik Chloe Grace Moretz’e dek uzatılacak tüm kadın oyuncuların etkileyici performanslarıyla kuşkusuz kaçırılmaması gereken bir film nitelemesini hak eden bu Olivier Assayas yapıtı bizce de, zaman içinde oyunculuk üstüne çekilmiş en özgün filmlerden biri olmaya şimdiden aday, eleştirmen Engin Ertan’ın belirttiği gibi.