Yaşamı da ölümü de aşmış kadın
Mısırlı feminist yazar Nevâl El Seddavi’nin aynı adlı kitabından uyarlanan “Sıfır Noktasındaki Kadın” tek kişilik bir dram.
Ayça Han“Sıfır Noktasındaki Kadın” Mısırlı feminist yazar Nevâl El Seddavi’nin 1974 yılında Kanatır Kadın Cezaevi’nde tanıştığı idam mahkûmu bir kadının hayat hikâyesini anlatıyor; Firdevs’in hikâyesini. Görüşleri yetkililer tarafından pek hoş karşılanmayan feminist bir araştırmacı ve romancı olan Seddavi, Sağlık Bakanı tarafından Sağlık Eğitimi Başkanlığı ve “Sağlık” dergisinin başeditörlüğü görevlerinden alındıktan sonra yapmak istediği araştırma için çalışma fırsatı buluyor. Psikiyatrist olarak gittiği cezaevinde tanıştığı Firdevs’in hikâyesini “Korkunç, yine de harikulade bir öyküydü bu” diye yazıyor kitabında. Cinayet işlediği için cezaevinde olan Firdevs, 1974’ün sonunda idam edildi. Benim aklımda ise Firdevs’in dilinden dökülen şu cümle kaldı: “Yaşamı da ölümü de aşmıştım, çünkü artık ne yaşama arzusu duyuyor ne de ölümden korkuyordum. Hiçbir şey istemiyor, hiçbir şey ummuyordum. Hiçbir şeyden korkmuyordum. Bu yüzden özgürdüm. Çünkü yaşamımız boyunca bizi köleleştiren isteklerimiz, umutlarımız, korkularımızdır.”
Oyuncu İpek Taşdan’ın sahneye uyarladığı ve tek başına oynadığı “Sıfır Noktasındaki Kadın” doksan dakika ve tek perde. İdam edilmeden önce Seddavi ile buluşup ona hikâyesini anlatan Firdevs, seyirciyi de aynı şekilde davet ediyor küçük hücresine.
Küçük sahne, sahneye yakın oturma planı ve oyuncunun seyirciyle sürekli kurduğu göz teması, bir süre sonra salonda sadece iki kişiymişsiniz gibi hissetmenize neden oluyor. Firdevs gibi bir kadının hikâyesini, tek başına, oyunu hiç durdurmadan sahnelemek kolay olmasa gerek ki; o kadar yakın mesafedeyken dahi uzaklaşmak isteyecek kadar sıkıldığım anlar oldu. Taşdan’ın, Firdevs’in çocukluğunu canlandırırken neden hangi bölgeye ait olduğu anlaşılmayan bir şive kullandığını da anlayamadım. Sahnede gördüğümüz tek dekor, beyaz bir kum yığını ve oyun boyunca çok etkileyici kullanılıyor. Hayatındaki erkeklerin çoğunun taciz ve tecavüzüne maruz kalan Firdevs, yaşadığı her saldırıda bu kum yığının altında kalıyor, her defasında daha da güçlü çıkarak. Mısırlı bir fahişenin idamla sonlanan yaşamı, feminist bir yazar tarafından kaleme alınmış ve genç bir kadın tek başına durduğu sahnede gözünüzün içine baka baka anlatıyor; hep bildiğimiz ama bilmek istemediğimiz bir hikâyeyi.