Yaşam kalitesi sağlıklı beslenmeye bağlı
"Ulusal Gıda Kompozisyonunun Belirlenmesi ve Yaygın Sürekli Paylaşım Sisteminin Oluşturulması Projesi"yle Türkiye'de üretilen tarımsal ürünlerin besin ögeleri bileşimlerinin ileri laboratuvar analizleriyle belirlenmesine yönelik veri üretme, kullanma, yönetmeyi içeren sürekliliği bulunan özgün, ulusal bir sistemin oluşturulması hedefleniyor.
cumhuriyet.com.trTürkiye'de üretilen tarımsal ürünlerin besin ögelerinin ileri laboratuvar analiz teknikleriyle belirleneceği proje sayesinde elde edilecek verilerin, ulusal sağlıklı ve dengeli beslenme programının oluşturulmasında kullanılabileceği bildirildi.
TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi (MAM) Gıda Enstitüsünden Uzman Araştırmacı Gül Löker, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı Tarımsal Araştırmalar Genel Müdürlüğü ve Sağlık Bakanlığı Refik Saydam Hıfzıssıhha Merkezi Başkanlığı ile yürüttükleri ''Ulusal Gıda Kompozisyonunun Belirlenmesi ve Yaygın Sürekli Paylaşım Sisteminin Oluşturulması Projesi''yle Türkiye'de üretilen tarımsal ürünlerin protein, yağ, karbonhidrat, vitaminler, mineraller, amino asitler, yağ asitleri gibi besin ögeleri bileşimlerinin ileri laboratuvar analizleri ile belirlenmesine yönelik veri üretme, kullanma, yönetmeyi içeren, sürekliliği bulunan özgün, ulusal bir sistemin oluşturulmasının hedeflendiğini belirtti.
Toplumun yaşam kalitesini artırmak amacıyla sağlık ve beslenme durumunun belirlenmesi, buna bağlı ulusal beslenme programlarının oluşturulmasının vazgeçilmez bir gereksinim olduğunu ifade eden Löker, sağlıklı ve dengeli beslenmenin doğru gıdaların doğru miktarlarda alınmasıyla mümkün olabileceğini vurguladı.
Gıdaların bileşimlerinin, üretim koşulları, coğrafik özellikler, hasat, taşıma, depolama, işleme, tüketim koşulları gibi çeşitli faktörden etkilendiğine dikkati çeken Löker, Kamu Araştırmaları Grubu (KAMAG) tarafından desteklenen projeyle söz konusu konuların değerlendirilerek veri tabanı oluşturulacağını dile getirdi.
Klinik ve biyokimyasal bulgularla destekli bilimsel araştırmaların, beslenme düzeyi ile toplumsal gelişme arasındaki doğrusal ilişkileri ortaya koyduğuna işaret eden Löker, şunları söyledi:
''Beslenme ile bedensel gelişimin yanı sıra zihinsel gelişim ve başarı arasında da önemli korelasyonların bulunduğu vurgulanmaktadır. Sağlıklı ve aktif bir yaşam için bireylerin gereksinimlerini karşılayacak düzeylerde besin ögelerini düzenli olarak almaları gerekir. Bu gereklilik bireye ve çevre koşullarına bağlı olarak değişir. Besin ögeleri gereksinimleri karşılanamadığı durumlarda yetersiz beslenme söz konusu olmakta, buna bağlı olarak toplumun sağlığı, performansı olumsuz yönde etkilenebilmektedir. Sağlıklı yaşam için elzem olan vitaminler ve mineraller vücutta çok düşük miktarlarda bulunan, ancak hayati işlevler gören besin ögeleridir. Bu besin ögelerinin herhangi birinin vücuda alınamadığı durumlarda o besin ögesinin yardımcı olduğu kimyasal tepkime yürümemekte, büyüme ve vücut çalışmalarında aksamalar meydana gelebilmektedir. Gıdalarda değişik düzeylerde bulunan, normal büyüme ve yaşamın sürdürülebilmesi için gerekli vitaminlerin temel kaynakları sebze, meyvelerdir. Taze sebze ve meyvelerin temini her koşulda mümkün olmadığı gibi hazırlama, pişirme ve saklama süreçlerinde uygulanan işlemler de vitaminlerin kaybına neden olabilmektedir.''
Bireyin sağlıklı olarak yaşamını sürdürmesi için gerekli minerallerin, kemik ve diş sağlığı, bağışıklık sisteminin güçlenmesi, vücut sıvılarının elektrolit dengesi ve asit baz dengesini sağladığını bildiren Löker, hayvansal kaynaklı gıdalarla vücuda alınan minerallerin emiliminin yüksek, bitkisel kaynaklı besinlerle alınan minerallerin ise emiliminin düşük olduğunu, ancak dengeli, bilimsel olarak düzenlenmiş beslenme programları ile gereksinimlerin karşılanmasının mümkün olabildiğini kaydetti.
'Ulusal beslenme programı şart'
Gıda kompozisyon veritabanlarının gıdaların besin ögeleri bileşimlerini detaylı olarak veren dokümanlar olduğunu, bu dokümanlar sayesinde belirli ekolojik bölgelerdeki bitkisel ve hayvansal esaslı tarımsal ürünlerin bileşimlerinin ileri laboratuvar analiz teknikleri ile sistematik olarak belirlendiğini ve kullanıma sunulduğunu anlatan Löker, şöyle devam etti: ''Toplumun yaşam kalitesini artırmak amacıyla sağlık ve beslenme durumunun belirlenmesi, buna bağlı ulusal beslenme programlarının oluşturulması sağlıklı ve üretken toplumlar için vazgeçilmez bir gereksinimdir. Üretilen bilgilerden tüketici başta olmak üzere Ar-Ge, tarım, gıda, beslenme, sağlık, üretim, toplu tüketim, çevre ile ithalat, ihracat gibi pek çok sektör doğrudan faydalanır. İlgili sektörlerde ulusal politika ve planlar oluşturulur. Çalışma pek çok farklı disiplindeki araştırmacıyı bir araya getirir. Dünyada gelişmiş pek çok ülkenin gıda kompozisyon dokümanları yazılı veya elektronik ortamda bulunmaktadır.''
Geleneksel ürünler için tescil
Gül Löker, proje kapsamında, Türkiye'ye özgü pekmez, pestil, cezerye, lokum, baklava gibi bazı geleneksel gıdaların da yapım teknikleri ve bileşimlerinin belirleneceğini, bu ürünler için tescil alınması yönünde çalışmalar yapılacağını bildirdi.
Löker, şunları kaydetti: ''Böylece geleneksel ürünlerimizin uluslararası platformda layık olduğu yeri bulması ve kültürel korunumuna katkıda bulunulacak. Uzman ekipler tarafından yapılacak çalışmada ürünler, mevcut ulusal ve uluslararası mevzuatlar, sanayiye aktarımdaki kolaylıklar, uluslararası pazardaki rekabet gibi çeşitli faktörler göz önünde bulundurularak belirlenecek. Böylece KOBİ'lerin uluslararası pazardaki rekabet gücünün artırılması yönünde destek verilebilecek, ayrıca yeni araştırma projeleri için de alt yapı oluşturulabilecek. Projeden elde edilecek veriler 'Ulusal Sağlıklı ve Dengeli Beslenme Programımızın' oluşturulmasında doğrudan kullanılabilecek. İleri laboratuvar analiz teknikleri kullanılarak veri üretme, veri kullanma ve yönetmeyi içeren sistem çerçevesinde proje ortağı laboratuvarlarda analiz yöntem birlikteliği sağlanacak. Kurulacak kalite indeksi kapsamında bugüne değin ülkemizde üretilen, tüketilen gıdalarla ilgili yapılmış gıda kompozisyon konulu yayınlanabilir araştırma sonuçları da değerlendirilerek arşiv veri tabanı oluşturulacak."
'Tüketici ürünlerle ilgili doğru bilgiye ulaşacak'
''Ulusal gıda kompozisyon veri tabanı''nın da ulusal ve uluslararası kullanıma ücretsiz olarak açılacağını bildiren Löker, ''Proje kapsamında 'temeli atılmış veri tabanının projesi' tamamlanmadıktan sonra da sürdürülebilirliği, 'sektör marka üyeliği' kapsamında gerçekleştirilecek. Planlanan uygulamaya göre, gıda firmaları ürün bazında portala üye olabilecekler, elde edilen üyelik bedelleri kurulmuş sistemin sürekliliğinin sağlanmasında kullanılacak. Sektör marka üyeliğiyle veri tabanında yer alan ürünlerin sektörde otokontrolün sağlanması, tüketicinin ürünlerle ilgili doğru bilgiye ulaşması yönünde yarar sağlayacağı düşünülmektedir. Veri tabanının uluslararası linklerle kullanıcılara açık olması sektör markalarımızın uluslararası pazarda rekabet gücünün artmasına ve ülkemizin uluslararası gıda pazarındaki payının artmasına destek olabilecek'' diye konuştu.
Araştırma sonuçlarının tüketici başta olmak üzere Ar-Ge, tarım, gıda, beslenme, sağlık, üretim, toplu tüketim ile ithalat, ihracat gibi pek çok sektörün kullanımına sunulacağı ve konuyla ilgili bilimsel çalışmalara ışık tutacak, ulusal Ar-Ge alt yapısının güçlenmesinde önemli bir rol oynayacağına işaret eden Löker, 2012'de bitirilecek projeyle ilgili şunları kaydetti: ''Ulusal kalkınma planlarında esas alınacak özgün araştırma sonuçları uluslararası düzeyde yapılmakta olan pek çok tarım, gıda, beslenme, sağlık araştırmasında Türkiye'yi temsil edeceği, sadece ulusal değil başta komşu ve yoğun olarak ihracat yaptığımız ülkeler ile yakın gelecekte üyesi olmayı planladığımız AB ülkeleri için de faydalı olacağı düşünülmektedir.''