Yasak ama bir tek ona değil

Hemen her konuşmasında başkanlık sistemini yaşama geçirebilmek için AKP’ye “400 milletvekili” isteyen, muhalefet partileriyle güncel siyasi gelişmeler üzerinden “polemiğe” giren Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, seçim yasaklarını “Cumhurbaşkanı” sıfatıyla delerek ekranlardan AKP propagandasını sürdürüyor. Seçim yasaklarının başladığı 10 Mart’tan itibaren 2 hafta boyunca, televizyonlar tam 533 dakika 38 saniye boyunca Erdoğan’ı yayımladı. Televizyon kanalları 99 kez canlı yayın yaptı.

RTÜK’ün CHP kontenjanından seçilen üyesi Süleyman Demirkan, Erdoğan’ın konuşmalarıyla ilgili rapor hazırladı

İşte o ihlaller

* 10 Mart: Muhtarlara konuştu, 59 dakika sürdü. 12 kanal canlı yayımladı.

* 11 Mart: Rektörlere konuştu, 30 dakika sürdü. 9 kanal canlı verdi.

* 13 Mart: Memur-Sen’in Çanakkale konulu toplantısında konuştu, 36 dakika sürdü. 11 kanal canlı yayımladı.

* 14 Mart: Tıp Bayramı’nda konuştu, 23 dakika sürdü. 9 kanal canlı verdi. Aynı gün Çanakkale Toplu Açılış Töreni 40 dakika sürdü. 9 kanal canlı yayımladı.

* 15 Mart: Balıkesir’de toplu açılışta konuştu, 45 dakika sürdü. 10 kanal canlı verdi.

* 16 Mart: Aselsan açılışına katıldı, 35 dakika sürdü. 10 kanal canlı verdi.

* 17 Mart: Kars’ta konuştu, 30 dakika sürdü. 9 kanal canlı yayımladı. Aynı gün temel attı, 14 dakika sürdü. 12 kanal canlı verdi.

* 18 Mart: Sergi açtı, 15 dakika sürdü. 7 kanal canlı yayımladı.

* 19 Mart: Osmanlı arşivi açtı, 20 dakika 38 saniye sürdü. 12 kanal verdi.

* 20 Mart: Ukrayna’ya giderken konuştu, 15 dakika sürdü. 11 kanal canlı verdi. Aynı gün Ukrayna’da konuştu, 29 dakika sürdü. 10 kanal canlı yayımladı.

* 21 Mart: Denizli’de toplu açılışa katıldı, 45 dakika konuştu. 10 kanal canlı verdi. Aynı gün Denizli’de STK’lere konuştu, 26 dakika sürdü. 10 kanal canlı verdi.

* 23 Mart: Kızılay kongresine katıldı, 23 dakika konuştu. 8 kanal canlı verdi. Aynı gün muhtarları topladı, 48 dakika konuştu. 10 kanal canlı yayımladı.

‘Makama, millete haksızlık' Ortaya çıkan tabloyu yorumlayan Demirkan, Erdoğan’ın anayasanın özüne, ruhuna ve lafzına aykırı davarandığını belirtirken şunları söyledi: “Bu kendisine, devlete, makama ve millete de haksızlık. Ben çağrı yapıyorum, Türkiye bir anayasal hukuk devleti ise anayasal kurumlar bu devleti ve en üst makamını zedeleyen bu tabloya seyirci kalamaz çünkü eninde sonunda bu yabancılaşma ve yozlaşmanın faturasını devlet ve millet olarak öderiz. Sayın Başbakan Ahmet Davutoğlu, seçildikten kısa süre sonra genel yayın yönetmenleriyle bir toplantı yapmış, orada haklı ve doğru olarak muhalefete “Tayyip Erdoğan artık Cumhurbaşkanı ve partiler üstü. Siyasi muhatabınız benim, demişti; fakat Sayın Başbakan ne yazık ki bu sözününün arkasında duramadı. Şu anda yasal olarak cumhurbaşkanı görünse de AKP ve Bakanlar Kurulu eşbaşkanı olan Sayın Erdoğan, kendisinin bu sözünü hayata geçirmesine fırsat vermedi.”