Yasağınızı Tanımıyoruz, REDDEDİYORUZ

Cumhuriyet Gazetesi 17 Aralık komisyonu için getirilen yayın yasağı kararına uymayacak, haberleri vermeye devam edecek.

cumhuriyet.com.tr

 

Dört eski bakanla ilgili TBMM kararıyla oluşturulan Soruşturma Komisyonu, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı aracılığıyla sulh ceza hâkimliğinden komisyonun çalışmalarına ilişkin haber ve bilgilere yayın yasağı getirilmesini istedi. Ankara 7. Sulh Ceza Hâkimliği de bu isteği uygun bularak gazeteleri, dergileri, televizyonları ve interneti kapsayan şekilde yayın yasağı kararı verdi. Yasamasıyla, yürütmesiyle, yargısıyla işbirliği yapılarak halkın olan bitenden haber alma hakkı engellenmek isteniyor. Devletin temel işlevlerini üstlenen anayasal organları, halkın bilgi sahibi olmasını istemiyor. Yalnızca izin verilen, uygun görülen bilgi ve haberlerin yayımlandığı yeni medya düzeni oluşturulmaya çalışılıyor. Bunun adına da ileri demokrasi (!) diyorlar. Basın özgürlüğünü, halkın bilgi edinme hakkını güvence altına alan hukuksal düzenlemeleri, bu hak ve özgürlükleri kısıtlamak için kullanıyorlar.

Gazetelerin ve gazetecilerin de kendilerinin dümen suyuna girmesini, aleyhlerine tek satır yazmamasını, toplumu kemiren, çürüten büyük yolsuzlukları, hırsızlıkları, rüşveti görmezden gelmelerini, topluma duyurmamalarını istiyorlar. Bu isteğe karşı çıkanlara yargı ve ceza tehdidini yöneltiyorlar. Gazetecilik mesleğinin onuruna sahip çıkmak, böylesi tehditlere aldırış
etmeden gazeteciliğin gereklerini yerine getirmekle mümkündür. Gazeteci, bütün kamusal organları ve faaliyetleri toplum adına denetlemek, eleştirmek, kamuoyuna bilgi aktarmakla ödevlidir. Bunu yapmayana gazeteci denemez.

Toplumu baskı altına alan yasama ve yürütme terörüne destek veren yargı ve yargıç kültürünün ürettiği hukuksuzluk ve yasadışılıklardan birisi de “yayın yasağı” denilen kurumdur. Anayasada basının özgür olduğu, bazı istisnai şartların varlığı halinde demokratik bir toplumda zorunlu ve ölçülü olmasının gerektiği, ancak bir kanunla bu özgürlüğün sınırlanabileceği yazılıdır. Kanunlarda, basın özgürlüğünün “yayın yasağı” yoluyla sınırlanabileceğine ilişkin tek bir düzenleme yoktur. Buna karşın
ben yaptım oldu mantığıyla böyle bir yargı uygulaması yerleştirilmeye çalışılmaktadır. Diğer “yayın yasağı” kararlarından farklı olarak, bu son kararın trajik bir yönü daha var. Yasama çalışmalarını halkın öğrenmemesini isteyen bizzat yasama organının kendisi. Demokrasilerde halkın iradesini temsil eden yasama organı, çalışmalarının, temsil ettiği halktan gizlenmesi için bir hâkime başvuruda bulunuyor. TBMM’nin içine düşürüldüğü bu aşağılayıcı duruma neden olanları kınıyoruz. Demokrasinin, devletin ve kurumlarının geldiği nokta ne yazık ki budur…

Cumhuriyet gazetesi, gazetecilik görevinin vazgeçilmez gereklerini her zaman yerine getirmeye kararlıdır. Hukuksuz, yasadışı önlemler ve engellere karşı sonuna kadar tüm gücümüzle direneceğiz. Şeklen bir hâkimlik kararı olmaktan öteye anlam taşımadığına inandığımız ve yok hükmünde olduğunu değerlendirdiğimiz kararlar nedeniyle gazetecilik görevimizi yapmaktan hiçbir otorite bizi alıkoyamaz. Bizim görevimiz gerçeği bütün ayrıntılarıyla nesnel, dürüst, ölçülü ve adil bir şekilde kamuoyunun bilgisine sunmaktır. Okurlarımızın desteğiyle bu görevimizi yapmaya devam edeceğiz.