Yargıtay 'suç örgütü' dedi

Yargıtay 9. Ceza Dairesi, Hrant Dink cinayeti davasında, sanıkların "silahlı terör örgütü" değil "suç işlemek amacıyla oluşturulan örgüt" üyesi olduklarına karar verdi.

cumhuriyet.com.tr

Yargıtay 9. Ceza Dairesi, duruşmalı temyiz isteyen Hrant Dink cinayeti davası sanığı Ersin Yolçu ile diğer tüm sanıklar yönünden incelemesini tamamlayarak kararını açıkladı. Daire Başkanı Ekrem Ertuğrul, Hrant Dink cinayeti davasında suçluların "silahlı terör örgütü" değil "suç işlemek amacıyla oluşturulan örgütün" üyesi olduklarını oy birliğiyle kabul edildiğini açıkladı.

Daire, Yasin Hayal'e verilen ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını onadı. Hayal'in "silahlı terör örgütü yöneticiliği" suçundan verilen beraat kararını ise "suç işlemek amacıyla oluşturulan örgütü kurma ve yönetme" suçundan ceza verilmesi istemiyle bozdu.

Sanık Yasin Hayal'in "kasten öldürmeye azmettirme ve Orhan Pamuk'u tehdit suçlarından kurulan mahkumiyet hükümlerinin onanmasına, 6136 Sayılı Kanuna aykırılık suçundan kurulan mahkumiyet hükmünün düzeltilerek onanmasına, "silahlı terör örgütü kurma yöneticisi olma" suçundan kurulan beraat hükmünün "suç örgütü kurma ve yönetme" suçundan mahkumiyeti gerektiği gerekçesiyle bozulması kararlaştırıldı.

Sanık Erhan Tuncel'in "patlayıcı madde imal etme" suçundan kurulan mahkumiyet hükmünün onanmasına, "kasten öldürmeye azmettirme" suçundan kurulan beraat hükmünün, sanığın maktul Hrant Dink;i öldürülmesi suçuna yardım suretiyle iştirak etmesi nedeniyle mahkumiyeti gerektiği gerekçesiyle bozulmasına karar verildi. Tuncel hakkında, "silahlı terör örgütü yöneticisi olma" suçundan kurulan beraat hükmü de "suç örgütü üyesi olma" suçundan mahkumiyeti gerektiği gerekçesiyle bozuldu.

 

Tuncel'e McDonalds bombalamasından 6 ayrı ceza

Tuncel hakkındaki, Trabzon'daki 24 Ekim 2004'te McDonalds'ın bombalanması olayında, genel güvenliği kasten tehlikeye sokma, mala zarar verme ve 6 ayrı kasten yaralama suçundan kurulan mahkumiyet hükümlerini de bozan Daire, Tuncel;in bu eyleminin, 6 ayrı kasten öldürmeye teşebbüs suçunu oluşturacağına karar verdi.

Sanık Ahmet İskender hakkındaki "kasten öldürmeye yardım" suçundan kurulan mahkumiyet hükmünü onayan daire, 6136 sayılı Kanuna muhalefet suçundan kurulan mahkumiyet hükmünün ise düzeltilerek onanmasına karar verdi. Bu sanığın, "silahlı terör örgütü üyesi olmak" suçundan beraatına ilişkin kararı ise "suç örgütü üyesi olma" suçundan mahkumiyeti gerektiği gerekçesiyle bozdu.

Salih Hacısalihoğlu;nun, "silahlı terör örgütüne yardım" suçundan beraatına ilişkin kararı onayan daire, 6136 sayılı Kanuna aykırılık suçundan kurulan mahkumiyet hükmünün sanığın cezalandırılmasına yeterli delil bulunmadığından beraat kararı verilmesi gerektiği gerekçesiyle bozdu.

Zeynel Abidin Yavuz ve Tuncay Uzundal;ın "silahlı terör örgütü üyesi olmak" suçundan beraatlarına ilişkin hükümler de "suç örgütü üyesi oldukları" gerekçesiyle bozuldu. Yavuz ve Uzundal hakkında "kasten öldürmeye yardım" suçundan kurulan beraat hükümlerinin de sanıkların maktul Hrant Dink;in öldürülmesi suçuna yardım suretiyle iştirak etmeleri nedeniyle mahkumiyetleri gerektiği gerekçesiyle bozulmasına karar verildi.

Sanık Mustafa Öztürk;ün "silahlı terör örgütü üyesi olma" ve kasten öldürmeye yardım suçlarından kurulan beraat hükümleri onandı. Halis Egemen ve Yaşar Cihan hakkında "silahlı terör örgütüne yardım" suçundan kurulan beraat hükümleri de onandı. Yasin Hayal'in ağabeyi Osman Hayal hakkında "kasten öldürmeye yardım" suçundan kurulan beraat hükmü, eksik soruşturma nedeniyle bozuldu.

Diğer sanıklar Veysel Toprak, Alper Esirgemez, Osman Alpay, Erbil Susaman, Şenol Akduman, İrfan Özkan ve Numan Şişman'ın silahlı terör örgütüne yardım yataklık ve suç işleyeni saklama suçlarından kurulan beraat hükümlerinin, suç tarihi ile inceleme tarihi arasında dava zaman aşımının dolduğu gerekçesiyle bozulmasına karar verildi. Bu sanıklar hakkındaki davaların düşürülmesine karar verildi.

Gazeteci Hrant Dink'in 19 Ocak 2007'de öldürülmesiyle ilgili davada, Yargıtay 9. Ceza Dairesi kararını açıkladı. İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesinde 19 sanığın yargılandığı davanın karar tutanağında 18 sanık hakkında hüküm açıklanırken sanık Coşkun İğci hakkında karar yer almamıştı. Heyetin, İğci ile ilgili kararı unuttuğu ortaya çıkmış, dosyası ayrılan İğci ile ilgili daha sonra beraat kararı verilmişti. Bu nedenle Yargıtay 9. Ceza Dairesinde 18 sanık hakkında karar verildi.

Yargıtay 9. Ceza Dairesi, sanıkların "silahlı terör örgütü" değil Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 220. maddesinde tanımlanan "suç örgütü"nün kurucu ve yöneticisi olduklarına karar vererek, sanıkların içinde bulunduğu oluşumun "örgüt" olduğuna hükmetti.

Bu örgütün "suç örgütü" olduğunu belirleyen Daire, dosya kapsamına göre terör örgütlerinde olması gereken devletin Anayasal düzenini, toprak bütünlüğünü bozma gibi bir amacı bu örgüt bakımından saptayamadı. Daire, bu nedenle örgütün bir suç işlemeyi sağlamak için kurulduğunun sabit olduğuna hükmetti.

Daire, sanıkların içinde bulunduğu oluşumda "süreklilik, araç gereç ve sayısal olarak yeterlilik" tespit edildiği için oluşumu, "suç işlemek amacıyla kurulmuş suç örgütü" kabul etti.

Trabzon'da 2004 yılında Mc Donalds'ın bombalanması olayında Erhan Tuncel ile Yasin Hayal'in suç teşekkülü oluşturduklarını belirleyen Daire, bu teşekkülün suç örgütüne dönüştüğüne karar verdi.

Suç tarihinde, yürürlükteki TCK'da örgütün varlığı için üye sayısının iki olmasının yeterli olduğunu, TCK'da 2005 yılında yapılan değişikliğin ardından, örgütün varlığı için üye sayısının en az üç kişi olması gerektiğini vurgulayan Daire, sanıkların 3 kişiyi fazlasıyla sağladıklarını tespit etti.

 

Orhan Pamuk'u öldürmeye tehdit

Yasin Hayal'e, Orhan Pamuk'a söylediği "akıllı ol" sözleri nedeniyle "tehdit" suçundan verilen mahkumiyet hükmünü aleyhe temyiz olmadığı için onayan Daire, Hayal'in, Pamuk'a söylediği sözleri, "öldürmeye tehdit" kabul ederek suç vasfını ağırlaştırdı ancak aleyhe temyiz yapılmadığı için mevcut hükmü onadı.

Yasin Hayal'in ağabeyi Osman Hayal hakkında "kasten öldürmeye yardım" suçundan kurulan beraat hükmünü, eksik soruşturma nedeniyle bozan Daire, katılanların "Saray Kumaşçılık Mağazasının kamera görüntülerinde Ogün Samast'ın arkasındaki kişinin Osman Hayal olduğu"na ilişkin iddiaları nedeniyle mağaza kamera görüntülerinin bilirkişi raporuyla yeniden araştırılmasını ve ondan sonra durumunun yeniden takdir edilmesini istedi.

Yargıtay 9. Ceza Dairesinin kararı üzerine dosya yeniden İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesine gidecek. Yerel Mahkeme, ilk kararında direnirse dosya Yargıtay Ceza Genel Kuruluna gelecek.

 

Samast dosyası yok

Suç tarihinde 18 yaşından küçük olduğu için dosyası ayrılan Ogün Samast'ın dosyası, Yargıtay 9. Ceza Dairesi incelemesi dışında kaldı. İstanbul 2. Çocuk Ağır Ceza Mahkemesi, Hrant Dink'in katili Ogün Samast'ı, "Dink'i tasarlayarak öldürmek" ve "ruhsatsız silah taşımak" suçundan 22 yıl 10 ay hapis cezasına çarptırmış, kararın temyiz incelemesini yapan Yargıtay 1. Ceza Dairesi, Samast'a verilen 22 yıl 10 ay hapis cezasını onamıştı.

 

Davanın geçmişi

İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi, 17 Ocak 2012'de verdiği kararla, 19 sanığın yargılandığı davada tutuklu yargılanan Yasin Hayal'in, "Hrant Dink'i tasarlayarak öldürmeye azmettirmek" suçundan ağırlaştırılmış müebbet, "yazar Orhan Pamuk'u tehdit etmek" suçundan 3 ay ve "ruhsatsız silah bulundurmak" suçundan da 1 yıl hapisle cezalandırılmasını, "silahlı terör örgütü yöneticisi olmak" suçundan ise beraatini kararlaştırmıştı.

Tutuklu sanıklardan Erhan Tuncel'in de toplam 10 yıl 6 ay hapisle cezalandırılmasına hükmederek tahliyesine karar veren heyet, sanıklardan Ersin Yolçu'yu 12 yıl 6 ay, Ahmet İskender'i 13 yıl 4 ay ve Salih Hacısalihoğlu'nu 2 ay 15 gün hapisle cezalandırırken, bütün sanıkların "silahlı terör örgütü üyeliği" suçundan beraatine hükmetmişti.

İstanbul Cumhuriyet Savcısı Hikmet Usta, yerel mahkemenin kararına itiraz etti. Savcı Usta'nın, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderdiği dilekçede, Erhan Tuncel ve Yasin Hayal'in örgüt liderliği ve yöneticiliğini yaptığı sanıkların, Ergenekon soruşturmalarında yakalanan ve haklarında dava açılan sanıklarla amaç birliği içinde bulunduğunun, ana yapı Ergenekon ile Trabzon'daki hücresel yapının aynı suç işleme DNA ve gen özelliklerine sahip olduğunun anlaşıldığı kaydedilmişti.

 

"Karar 'örgüt yok' anlamına gelmez" demişti

Kararı veren İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Rüstem Eryılmaz ise davanın sanıklarıyla ilgili örgüt yöneticiliği veya üyeliği konusunda yeterli delil bulunamadığından beraat kararı verdiklerini söylemişti. Eryılmaz, "Verdiğimiz karar, 'örgüt yoktur' anlamına gelmez. Verdiğimiz karardan rahatsız değiliz. Sadece tatmin edici olmadığını belirttim. Elbette bu cinayeti basite indirgeyemeyiz" açıklamasını yapmıştı.

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, Hrant Dink cinayeti davasında, İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesinin kararının, "sanıkların atılı suçları örgütün faaliyeti çerçevesinde işlediği" gerekçesiyle bozulmasını istemişti.

Tebliğnamede, "Sanıkların mensubu bulundukları silahlı terör örgütünün yöneldiği ve gerçekleştirmek istediği amaç açısından elverişli fiili gerçekleştirdikleri tarih itibarıyla ülke genelindeki toplumsal etkinliğinin olup olmadığını aramaya gerek yoktur. Zira, devletin birliğini bozma suçu bir tehlike suçudur ve gerçekleştirilen eylemlerin sonuncusu ile de bu tehlike gerçekleşmiştir" ifadesine yer verilmişti.

 

Dink ailesinin avukatlarından Fethiye Çetin

Dink ailesinin avukatlarından Fethiye Çetin, Yüksek Mahkeme'nin, cinayetin "örgüt" tarafından işlendiğine karar vermesini olumlu bulduğunu kaydetti. Kararda "silahlı bir örgütten" bahsedilmesinin olumlu olduğunu ifade ede Çetin, şöyle konuştu: "Daire, bu örgütün, terör örgütü olmadığını, terör tanımına uyan bir suç işleme amacıyla bir araya gelmediğini söylemiş, yani 'Terörle Mücadele Kanunu'nun birinci maddesindeki amaçları yok' demiş. Daire, 'Türk Ceza Kanunu'nun 309. maddesinde düzenlenen anayasal düzeni ortadan kaldırma suçu yok' demiş ya da 'devletin güvenliğine karşı bir suç değildir' demiş. Peki o zaman bu noktada şu soruyu sormak istiyorum; bu silahlı örgüt hangi suçu işlemek amacıyla bir araya geldi? Örgüt, kanunun suç saydığı fiilleri işlemek amacıyla bir araya gelen ve en az 3 kişiden oluşan yapıdır. Peki hangi suçu işlemek? Bu bir hırsızlık suçu da olabilir, hırsızlık suçunu işlemek üzere bir araya gelmiş bir örgüt de olabilir ya da başka suçları işlemek üzere de bir araya gelinebilir. Bu örgüt Hrant Dink cinayetini işlemek üzere mi bir araya geldi, sadece bu olayla mı, bu kişilerle mi sınırlı?"

 

'Örgütün arka planını görmeyen bir karar'

Yargıtay'ın kararının tümünü okuyamadığını belirten Çetin, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu örgütün amacı konusunda şu anda tümüyle okuyup değerlendiremesem bile ortaya çıktığı kadarıyla nitelendirmeye katılmadığımı söylemeliyim. Bu doğru değil, çünkü bu örgütün arka planını ortaya çıkarmak için uğraşıyoruz, onu görmeyen bir karar. Sadece bunlarla sınırlı yani Yasin Hayal bir örgüt kurmuş, bunu yönetmiş, diğerleri de bu örgütün faaliyetlerine katılmışlar gibi... Evet bu bir silahlı suç örgütüdür ama hangi amaçla bir araya geldiler? Bunu sormak istiyorum. Bunu sıradan bir cinayet davası olarak nitelendirmek son derece yanlış. Okuyabildiğim kadarıyla kararı, ilk derece mahkemesinin kararına göre daha ilerde ama maddi hakikatin ortaya çıkarılması açısından daha geride bir değerlendirme olarak düşünüyorum."

Süreçle ilgili de bilgi veren Fethiye Çetin, dosyanın yeniden İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'ne geleceğini belirterek, mahkemenin alınan karara uyması durumunda yargılamanın devam edeceğini, ilk kararında direnmesi durumunda ise dosyanın Yargıtay Ceza Genel Kurulu'na gideceğini kaydetti. Avukat Çetin, kararı okuyup ayrıntılarına da vakıf olduktan sonra davadaki stratejilerini belirleyeceklerini sözlerine ekledi.