Yargıda ilginç karşıtlık

Hasan Erbil'in, Hrant Dink'i mahkûm eden kararı onayan isimler arasında yer aldığı ortaya çıktı. Erbil'in Yargıtay'da istemediği Eminağaoğlu ise Hrant Dink'e verilen cezanın bozulmasını istedi.

cumhuriyet.com.tr

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Hasan Erbil’in “verimli ve düzenli bir şekilde çalışmayı sağlamak” gerekçesiyle Yargıtay Savcılığı’ndan İstanbul hâkimliğine atanmasını istediği Yargı-Sen Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu ile Yargıtay’da görülen bir davada karşı karşıya geldiği ortaya çıktı. Eminağaoğlu, “Türklüğü aşağılamaktan” 6 ay hapise mahkûm olan Hrant Dink’in cezasını esastan bozmayan Yargıtay 9. Ceza Dairesi’nin kararına itiraz etti. Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nda görüşülen itiraz, aralarında Hasan Erbil’in bulunduğu çoğunluk tarafından reddedildi. Dink, bu karardan yaklaşık 6 ay sonra öldürüldü.

Hrant Dink hakkında 2005 yılında bir makalesinde “Türk’ten boşalacak o zehirli kanın yerini dolduracak temiz kan, Ermeni’nin Ermenistan’la kuracağı asil damarında mevcuttur” sözleri üzerine dava açıldı.

Yerel mahkeme, 7 Ekim 2005’te Dink’i Türklüğü aşağıladığı iddiasıyla Türk Ceza Yasası’nın 301. maddesi kapsamında 6 ay hapse mahkûm etti. İtiraz üzerine dosya Yargıtay 9. Ceza Dairesi’nin önüne geldi. Daire, dönemin Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Eminağaoğlu’ndan görüşünü sordu.

Davanın hem usulden hem de esastan bozulması istendi

Eminağaoğlu da suçun maddi ve manevi unsurlarının oluşmadığı gerekçesiyle davanın hem usulden hem de esastan bozulmasını istedi. Ancak daire, davayı usulden bozarken esas yönünden onadı. Bunun üzerine Eminağaoğlu, aynı gerekçelerle karara itiraz ederek dosyayı Yargıtay Ceza Genel Kurulu’na taşıdı. Eminağaoğlu itiraz dilekçesinde, ifade özgürlüğüne ilişkin başta Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) maddeleri ile AİHM kararlarını örnek gösterdi. Eminağaoğlu, 9. Ceza Dairesi’nin “suçun oluştuğuna yönelik bölümün” kaldırılmasını, “Türklüğü yayın yoluyla tahkir ve tezyif etmek” suçundan kurulan Şişli 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nin hükmünün, bu yönden yani esastan da bozulmasına karar verilmesini talep etti. Ceza Genel Kurulu ise 11 Temmuz 2006’da toplandı ve Eminağaoğlu’nun itirazını reddetti. Hasan Erbil’in de aralarında bulunduğu çoğunluk gerekçesinde, Dink’in “Türklüğü aşağıladığı” vurgulandı. Gerekçeli kararda, Yargıtay Savcısı Eminağaoğlu’nun “zehirli kan” sözcüğü ile amaçlananın, Ermeni kimliğindeki sağlıklı yapıyı bozan “saplantı” olduğu; Türk sözcüğü ile de Ermenilerdeki “Türk olgusunun” kastedildiği görüşlerine katılınmadığı belirtildi.

Genel kurulun bu kararına ise Kurul Başkanı Osman Şirin ve üyeler Muvaffak Tatar ile Hamdi Yaver Aktan muhalif kaldı. Hrant Dink, bu karardan yaklaşık 6 ay sonra, 19 Ocak 2007 tarihinde genel yayın yönetmenliğini yaptığı Agos gazetesinin önünde uğradığı silahlı saldırı sonucu yaşamını yitirmişti. Dink’in ailesinin başvurusu üzerine AİHM de Türkiye’yi, aldığı tehditlere rağmen Dink cinayetini önlememek ve cinayetten sonra etkili soruşturma yapmayarak yaşam hakkını ihlal etmekten mahkûm etti. Ayrıca Türkiye’nin, Dink’in yakınlarına 133 bin Avro ödemesi kararlaştırıldı. Şimdi ise Dink’in ceza almasını istemeyen Eminağaoğlu İstanbul’a sürülürken mahkûm olmasını isteyen Erbil ise Yargıtay Başsavcısı oldu.