Yargı yağmaya el koydu
Kaç-Ak Saray, Ankapark, Ankara Bulvarı, ABD Elçiliği’ne satılan arsa ‘vasiyet ihlali’ne göre yeniden değerlendirilecek.
cumhuriyet.com.trSon dönemde Kaç-Ak Saray, Ankapark, ABD Büyükelçiliği’ne satılan arsa ve Ankara Bulvarı ile gündeme gelen Atatürk Orman Çiftliği’ndeki (AOÇ) talan, yargının kapsamlı incelemesine alınıyor. Mimarlar Odası, Çevre Mühendisleri Odası, Şehir Plancıları Odası, Ziraat Mühendisleri Odası ve Ankara Barosu’nun açtığı “Vasiyeti ihlal” davası kabul edildi. Mahkeme, Atatürk’ün devlet arşivlerindeki vasiyeti, ekleri ve o döneme ait belgelerin mahkemeye getirilmesini istedi. Ankara Barosu’ndan Cemalettin Gürler, “Bir anlamda mahkeme husumeti kabul ediyor, dava açanları mirasçı olarak da kabul ediyor” dedi. Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Tezcan Karakuş Candan, 25 Aralık’ta tüm yurttaşları davaya müdahil olmaya çağırdı.
AOÇ’deki talanın Atatürk’ün vasiyetine aykırı olduğu ve vasiyetin ihlal edildiğini değerlendiren 5 oda yönetimi ile Ankara Barosu’nun ortaklaşa açtığı davanın ilk duruşması dün yapıldı. Duruşmanın ardından davacı kurumları temsilen Candan, Gürler, Çevre Mühendisleri Odası Genel Başkanı Baran Bozoğlu, Şehir Plancıları Odası Ankara Şube Başkanı Emre Sevim, Peyzaj Mimarlar Odası Genel Başkanı Ayşegül Oruçkaptan ve Ziraat Mühendisleri Odası Genel Başkanı Özden Güngör ortaklaşa basın toplantısı düzenledi.
Toplantıda konuşan Candan, AOÇ mücadelesinde önemli ve yeni bir aşamaya geldiklerini dile getirdi. Atatürk’ün kişisel malı olan AOÇ’yi halka kamusal alan, tarımsal laboratuvar, rekreasyon alanı olması koşuluyla şartlı bağışladığını belirten Candan, “Vasiyeti ihlal edildiği için AOÇ’nin kuruluşunun 89. yıldönümü olan 5 Mayıs’ta dava açmıştık, bugün ilk duruşması görüldü. Sonuçta devlet arşivlerinin açılması, AOÇ’de yağmanın başladığı ilk tarihten günümüze kadar süren talan gözler önüne serilecek” dedi. Önemli diğer gelişmenin de odaların ve baronun mahkeme tarafından taraf olarak kabul edilmesi olduğunu belirten Candan, “Bu sürecin önemli bir aşaması. Şimdi Kaç- Ak Saray, Ankapark, Ankara Bulvarı, ABD Büyükelçiliği’ne satılan arsa, vasiyete aykırı ne varsa hepsi gündeme gelecek” diye konuştu.
Avukat Gürler ise kentin hakkına sonuna kadar sahip çıkacaklarını belirterek, “İddiaları yargılamaya değer görüyor ve mirasçı olduğumuzu kabul ediyor. Bu temelde saygısızlık var, ihlal var. Bu nedenle bu dava işaret fişeği” dedi.
Candan, daha sonra, kararı veren mahkemenin hedef olarak seçilebileceğine dikkat çekti. Candan, “Biliyoruz ki Kaç-Ak Saray konusunda karar veren 5. İdare Mahkemesi heyetini dağıttılar. Ama buna yeltenmeleri bile başlı başına skandal olur” dedi.
Başbakanlık avukatı Mehmet Said Kurt ise yaptığı savunmada, aktif-pasif husumet itirazları olduğunu, davanın ancak Başbakanlık aleyhine değil AOÇ Müdürlüğü’ne açılabileceğini kaydetti. “Davacıların dava açmakla hukuki yararları yoktur” diyerek odaların ve baronun böyle bir olayda dava açamayacaklarını iddia etti. Atatürk’ün vasiyetnamesine göre dava açma süresinin geçtiğini öne süren Kurt, “Ayrıca Başbakanlık hizmet binasının hizmet edildiği alan daha önce de Orman Genel Müdürlüğü’nün alanıydı. Burada Orman Genel Müdürlüğü’nün lojmanları bulunmaktaydı ve kamu hizmeti alanıydı. Davanın esası bakımından reddini isterim” dedi. Anakent Belediyesi’nin avukatı da davanın reddedilmesini istedi. Mahkeme, duruşma sonunda, “Devlet Arşivleri’ne müzekkere
yazılarak, Mustafa Kemal Atatürk’ün vasiyetnamesi, bağış senedi ve buna ekli tüm belgelerin birer örneğinin eksiksiz gönderilmesinin istenmesine” karar verdi.