Yargı görmedi AGİT gördü

AGİT’e göre Erdoğan resmi konumunu kullanarak cumhurbaşkanlığı seçiminde avantaj sağladı.

Fırat Kozok/Cumhuriyet

Cumhurbaşkanlığı seçim sürecini bizzat Türkiye’de izleyen Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT), seçimdeki “adaletsizlikleri” kasım sonunda tamamladığı raporuyla gözler önüne serdi. Raporda, “Başbakan, AKP Genel Başkanı” sıfatlarını da kullanarak seçim yarışına giren Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, “resmi konumunu kullanarak” rakiplerine göre avantaj sağladığı, devlet kanalı TRT’nin de “belirgin” bir şekilde Erdoğan’dan yana yayıncılık yaptığı saptamasına yer verildi.

AGİT, kasım ayı sonunda tamamladığı Demokratik Kurumlar ve İnsan Hakları Bürosu’nun hazırladığı Cumhurbaşkanlığı Seçim Sürecine İlişkin Raporu’nu tamamladı. Raporda şu saptamalara yer verildi:

- Medyada taraflı şekilde yer almasının yanı sıra, Başbakan (Erdoğan) tarafından resmi konumunun da kullanımı, kendisine diğer adaylar karşısında belirgin bir avantaj sağlamıştır. Kamu kaynaklarının kötüye kullanımı ve kampanya faaliyetleri ile önemli resmi etkinliklerin birbirinden açık bir şekilde ayrımının olmaması, Başbakan’a aşırı bir avantaj sağlamıştır.

 

Medyada taraflı tavır

- İzlemesi yapılan beş televizyon kanalından -devlet kanalı olan TRT 1 de dahil olmak üzere- üç tanesinin Başbakan lehine, belirgin şekilde taraflı bir tavır sergilediğini göstermektedir. Başbakan’ın etkinliklerinin ve demeçlerinin canlı yayınlanması da dahil olmak üzere, siyasi bilgi edinmede temel kaynak olan televizyon yayınlarının, orantısız şekilde Başbakan lehine yer vermesi, diğer iki adayın siyasal reklamlarının sınırlı sayıda olması ile de birleşince, Başbakan’a belirgin bir üstünlük sağlamış ve seçmenlerin siyasi alternatifler hakkında çoğulcu bir şekilde bilgiye ulaşmalarını kısıtlamıştır.

- Yasal çerçeve, izleme organı olarak RTÜK ve cezai müeyyide organı olan YSK arasında şeffaf ve etkin bir izleme ve raporlama prosedürü kurmamaktadır. Görüşme yapılan kişiler RTÜK’ün izleme sonuçlarını sağlamadığı, sadece RTÜK denetçileri tarafından tanımlandığı şekilde ihlaller hakkında YSK’ye rapor verildiği yolunda bilgi vermişlerdir.

Orantısız süreler

- Siyasi bilgilenmenin temel kaynağı olan televizyon kanallarında, konuşmalarının ve katıldığı etkinliklerin de canlı yayınlanması dahil olmak üzere, ayrılan yayın sürelerinin genel olarak Başbakan lehine orantısız olması durumuna, diğer adaylar tarafından bedeli ödenerek satın alınan sınırlı sayıda reklamlar aracılığıyla görünme oranındaki fark da eklendiğinde Başbakan’a oldukça belirgin bir avantaj sağlamış ve seçmenlere siyasi alternatifler hakkında çoğulcu bilgi sağlanmasını sınırlanması sonucunu doğurmuştur.

 

‘Güven kaybı oluştu’

- Kurumsal bağımsızlık düzeyi hakkındaki endişeler nedeniyle, seçim yönetimi güven kaybına uğramıştır. Özellikle geniş kapsamlı yasal çerçevede son dönemde yapılan yargı reformları Adalet Bakanlığı’nın mahkemeler üzerindeki kontrolünün artmasına neden olmuş ve bu durum da yargıçların ve dolayısı ile de YSK ve İl Seçim Kurulu üyelerinin ve İlçe Seçim Kurulu başkanlarının bağımsızlığında algılanan bir azalmaya neden olmuştur. ‘Bu utanç AKP’nin’ AGİT raporunu değerlendiren CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan, raporda “Vatandaşın vergileriyle finanse edilen TRT’nin yandaşlığı açıkça ortaya çıkmıştır” dedi. Tezcan şunları kaydetti: “Rapor, 10 Ağustos seçimlerinin demokratik olmadığını göstermiştir. Propaganda sürecinde Erdoğan’ın devlet olanaklarını sınırsızca, sorumsuzca kullandığı bir utanç olarak uluslararası raporlara yansımıştır. Bu utanç AKP’nin eseridir.”