'Yaradandan sonra bana hayat veren Fenerbahçe taraftarıdır'
THY'nın destek olduğu ve THY Kosova Genel Müdürü Gökhan Hacıibrahimoğlu'nun organize ettiği programda Fenerbahçe'nin efsane Başkanı Ali Şen doğup büyüdüğü ve çocukluğunun geçtiği yer olan Kosova'nın Prizren kentine geldi.
cumhuriyet.com.tr
Ali Şen burada tarihin sayalarına gizlenmiş, hayatından kesitler ve İstanbul'a göç nedeni ile ilgili önemli açıklamalar yaptı. Fenerbahçe başkanlığına kadar uzanan yaşamından önemli kesitleri anlatan Şen; memleketi Prizren için şunları söylüyor:
"Burası benim doğup büyüdüğüm yer ama Osmanlı'nın , yani bizim imparatorluğun 500 yıl hükmettiği yıllar. Gördüğünüz gibi camiler var, Türk mimarların yaptığı köprüler var. Prizren 1950'li yıllarda 24 tane camiye sahip olan bir kentti.
THY SADECE BİR HAVAYOLU ŞİRKETİ DEĞİL, TÜRKİYE'NİN TANITIMINI YAPIYORLAR VE SEMPATİ DUYULMASINI SAĞLIYORLAR"
"THY'nin tanıdığım yurt dışındaki en başarılı müdürü Gökhan Hacıibrahimoğlu ve kurumunun inanılmaz çabaları var. Sadece bir hava yolu şirketi değil , Türkiye'nin tanıtımının bu kadar güzel yapılması Türkiye'ye sempati duyulmasını sağlıyor. Kim derd ki bir gün gelecek burada Türk bayrağı dalgalanacak, konsolosluk açılacak , bu çok önemli.
Sinan paşa camii var arkamızda. Sinan Paşa, Prizren'in köylerinde doğan , sonra sarayın , Osmanlı imparatorluğunun Topkapı'daki saray yönetiminin Rumeli'Den başarılı çocukları toplayıp paşa yaptıkları isimlerden biri Sinan paşa.
"1951 YILINDA İLK TÜRKÇE EĞİTİM ALAN 12 TALEBEDEN BİRİYİM"
Prizren bir Türk şehridir...1951 yılında ilk Türkçe eğitime başlayan 12 tane Türk talebesinden biri de benim... O zaman Tito bir kanun çıkardı , herkese sordular siz Arnavut musunuz, Türk müsünüz, Sırp mısınız ? Türk olan 12 aile çıktı , diğer aileler korktu. Türk olduklarını söyleyemediler. Koministlerden çekindiler. Biz 12 Türk ailesine sonradan katılanlar oldu.
"İLK DEFA TÜRKÇE TİYATRO SAHNELENDİ VE BAŞROLDE OYNADIM"
1955 yılında Prizren' de ilk defa Türkçe tiyatro sahneledik ve başrolde ben oynadım. 2 oyun sahneledik Türkçe olarak ; "Birinin adı annem neden halamı sevmez" ikincisi de "Kuyrukluyıldız" diye bir piece koymuştuk.
"60 YIL ÖNCE İSTANBUL'A GÖÇTÜM"
Bugünümüzden 1 ay sonra, yanı mayısta İstanbul'a göç yapmamızın 60 . Yılı dolacak. 25 mayıs Tito'nun doğum günü . Yugoslavya'da dersler 25 mayıs'ta biterdi. 25 mayıs 1956'da cuma gününe denk geldi ve askeri öncesi ders vardı o zamanlar . O derse girmek şarttı.
Öğretmen bana seslenerek "kalk Yugoslavya Ordu'sunu anlat dedi. Ben kalktım dedim ki "beni Yugoslavya ilgilendirmiyor,beni Atatürk ün Ordu'su ilgilendiriyor " dedim.
Atatürk ve Ordu'sunu anlatmak isteyince beni kovdular.
Bunu bugün bu tarihte kolay söylersiniz, böyle konuşmak kolay . Ama biz o Zaman bunları söyledik. Öğretmenler toplandı ve beni okuldan attılar. Bomba bir olaydı o Zaman için Halbuki serbest göçmendik. Bu belgelerimizin geldiğini de bilmiyorlardı. Yakınlarım, Türk aileler Ali Nasıl böyle konuşur, kafayı üşüttü herhalde dediler, Prizren küçük bir yer bu herkes tarafından bir gecede duyuldu.
Ben Türk ailelerinden Hasan Maga'nın oğluyum. Geniş bir sülaleydik ve bu toprakların büyük bir çoğunluğu buralarda bizimdi. Teknemin adı da Maga'dır...
Bize 6 ay içinde evini barkını satman lazım, göç ediyoruz dediler. Temelli göç istendi. Anavatan'a gidiyoruz bu büyük bir heyecandı. Şimdi bile tüylerim diken diken oldu.
Kanun dışı muameleler oldu, bir anda 7 gün içinde buraları terketmem istendi. Yoksa hapise girersin dediler. Atatürk"ün Ordu'su kelimelerini kullanmam benim İstanbul a göçmeme neden oldu. Şimdi o yıllardaki arkadaşlarımla beraberim burada. "
O yıllarda bir gün İstanbul'a göç edeceğiniz ve Fenerbahçe'nin Başkan'ı olacağınız , Türk futbolunu yöneteceğiniz hiç aklınıza gelir miydi ? Sorusuna ise Alı Şen şu cevabı verdi:
DOLMABAHÇE STADI'NDA 40 BİN KİŞİNİN SENİ GÖRÜNCE AYAĞA KALKMASI RÜYANIN ÖTESİNDE BİR ŞEY
"Biz Sirkeci'ye trenden indik , istanbul' a ilk gelmişim, Dolmabahçe stadı'ndan geçiyorum, bir kalabalık, bir kalabalık, anlamadım ne olduğunu , ilk kez bu kadar insanı bir arada görüyorum. Tarihini daha dün gibi hatırlarım 2 Haziran Cumartesi 1956 Beşiktaş - vefa maçı oynanıyor. O zaman İstanbul ligi var ve bütün maçlar orada oynanıyordu . Bu ilgi benim futbol ile yakından ilgilenmeme neden oldu. Kim derdi ki bir gün gelecek 40 bin kişi kapasiteli Dolmabahçe'de ben stada girdiğim Zaman o 40 bin kişiyi ayağa kaldıracaktım. Seni karşılayacaklar, bu mithiş bir duygu . Daha önce federasyon milli takımlar sorumlusu olarak , sonra Başkan ve Fenerbahçe başkanlığı bunlar rüyanın ötesinde bir şey, Allah'a çok şükür, Allah nasip etti. O günleri gösterdi. Fenerbahçe taraftarları herhalde dünyada eşi olmayan inanılmaz bir topluluk . Allah'tan sonra bana hayat veren büyük Fenerbahçe taraftarlarıdır. Bunu yaşamak lazım, Allah'ın sevgili kuluyum ki bana bu günlere yaşattı."