Yandaş Yıldıray Oğur da Cumhuriyet iddianamesine isyan etti... Tutarsızlıkları sıraladı

Yıldıray Oğur, Türkiye gazetesinde yayınlanan yazısında yazar ve yöneticilerimiz hakkında hazırlanan iddianamedeki suçlamalarla ilgili olarak "2013’ün Kasım ayında hastalığı için doğrudan Fetullah Gülen’i (herhalde o telefonda da Bylock vardır) arayıp geçmiş olsun diyenlerle de aynı irtibatlar bulunabilir" dedi.

cumhuriyet.com.tr

Tutuklu yazar ve yöneticilerimiz hakkında 5 ay sonra hazırlanan iddianameye Türkiye gazetesi yazarı Yıldıray Oğur'dan itiraz geldi. İddianamenin 30 sayfasında en ciddi iddiaların ‘adeta’ kelimesiyle başladığını belirten Oğur "Bu soruşturmayı ilk önce bir FETÖ soruşturmasında sanık olan bir savcıya vermiş olmak ise kara mizah" dedi. 

Darbe girişiminin planlayıcısı olduğu ileri sürülen Fethullah Gülen, 24 Ekim 2013'te, geçirdiği rahatsızlık dolayısıyla kendisini arayan isimlere iki ayrı ilan yayınlayarak teşekkür etmişti. Gülen'in teşekkür ettiği isimler arasında dönemin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Başbakan Tayyip Erdoğan, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım ile Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç yer almıştı.

Yazar ve yöneticilirimize 'FETÖ' suçlaması yöneltilen iddianamede, ByLock programının henüz olmadığı tarihlerde ByLock kullananlar ile irtibatta olduğu iddia ediliyor. 

Yıldıray Oğur'un "Âdeta bir iddianame ve herkes için adalet" başlığıyla yayımlanan (7 Nisan 2017) yazısında "Böyle yapılırsa örneğin 2013’ün Kasım ayında hastalığı için doğrudan Fetullah Gülen’i (herhalde o telefonda da Bylock vardır) arayıp geçmiş olsun diyenlerle de aynı irtibatlar bulunabilir" dedi. Oğur yazısını şöyle bitirdi: 

Yıllarca FETÖ henüz ‘cemaat’ken onunla mücadele etmiş laik-Kemalist gazetecileri, ‘İmamın Ordusu’ diye bir kitap yazdığı için tutuklanmış Ahmet Şık’ı, 80’lerden beri Fetullah Gülen aleyhine yazan Hikmet Çetinkaya’yı bu davadan yargılamak yetmezmiş gibi, bunu ‘cemaat’te çok uzun yıllar yöneticilik yapmış, daha sonra yollarını ayırmış Latif Erdoğan ve Hüseyin Gülerce’nin tanık olduğu bir iddianameyle yapmak sahiden mizah olabilir. Bu soruşturmayı ilk önce bir FETÖ soruşturmasında sanık olan bir savcıya vermiş olmak ise kara mizah.

Ve maalesef bu mizah hiç komik değil. Ve beş aydır sadece 15 Temmuz darbesine ve FETÖ’ye karşı yüzde yüz haklılık zemininin içeride ve dışarıda erimesine hizmet ediyor.

En sevmediğimiz insanlar için bile adaleti savunmanın hepimizin birinci vazifesi olduğu faslına hiç gelemedik bile...

Yıldıray Oğur'un yazısının tamamını okumak için tıklayınız 

Oğur'un yazısında bahsettiği teşekkür ilanları: