Yandaş yazar Diyanet İşleri Başkanı Erbaş'ın FETÖ ilişkisini böyle savundu: Normal kabul edilebilir

Yandaş yazar Nihal Bengisu Karaca köşesinde yeni Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın geçmişinde FETÖ'nün Kültürle arası Diyalog Platformu'nda yönetim kurulu üyeliği yapmış olmasını değerlendirdi. Karaca, "Cemaat’in gerçek yüzünün ortaya çıkmaya başladığı tarihlere kadar kurduğu teşriki mesai; FETÖ ile mücadelenin sağlıklı yürüdüğü şartlarda 'normal' kabul edilebilirdi." ifadelerini kullandı.

cumhuriyet.com.tr
<video:826401>

Eski Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez’in görevi bıraktırılmasına değinen Karaca “Görevi bırakmasından önce maruz kaldığı menfi sosyal medya kampanyaları DİB’deki vazifesini kendi gönül rızasıyla mı yoksa buna zorlandığı için mi bıraktığı tartışmalara neden olmuştu. Zira Görmez’le ilgili olarak, çoğu iktidara yakın ağızlar aracılığıyla oluşturulan hava, kendisinin FETÖ ile mücadelede yeterince aktif olamadığı iddiası üzerine kurulmuştu.” dedi.

Yeni Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş'ın her yolu FETÖ'ye çıkıyor... Bu kez Adil Öksüz

 Erbaş’ın geçmişine de değinen Karaca şu ifadeleri kullandı:

 “Gerçek şu ki, 17-25 Aralık’a kadar dinle diyanetle ilgilenen pek çok muhafazakâr/ dindarın yolu, henüz FETÖ olmadığı zamanlarda Gülen grubuyla kesişti. Türkçe Olimpiyatları’na katılıp konuşma yapan hükümet üyeleri tarafından pohpohlanır hale geldiğinde, daha da kesişti. Yani, yeni Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın bir dinler tarihi uzmanı olarak ilk adı ‘dinlerarası diyalog’ olan, daha sonra ‘kültürlerarası diyalog’ olarak anılmaya başlanan çabalara ilgisi, Cemaat’in gerçek yüzünün ortaya çıkmaya başladığı tarihlere kadar kurduğu teşriki mesai; FETÖ ile mücadelenin sağlıklı yürüdüğü şartlarda 'normal' kabul edilebilirdi.

 Ancak... Eski Diyanet İşleri Başkanı’nın ‘FETÖ ile yeterince mücadele edemiyor’ gibi ithamların baskısına maruz bırakıldığı bir vasatta normal kabul edilemiyor. Doğal olarak...

 ’15 yaşındayken Cemaat’in yurtlarında kaldı, 32 yaşındayken de Bank Asya’dan araba kredisi aldı, bu olduğunda yıl 2012’ydi ama olsun’ gibi tuhaf süzgeçlerle ihraç edilen, özel şirketlerde iş bulması da özel teşebbüslere gönderilen ‘KHK ile atılanları almayın’ talimatı nedeniyle engellenen, pasaportlarına konulan engeller nedeniyle yurtdışına da çıkamayan milyon tane mağdur kamu görevlisinin bulunduğu bir vasatta normal kabul edilemiyor. Doğal olarak."