'Yakıp yıkarak demokrasiyi yaşatmak mümkün değil'
TBMM Başkanı Çiçek Mısır'daki olaylarla ilgili açıklamalarda bulundu.
cumhuriyet.com.trTBMM Başkanı Cemil Çiçek, "Demokrasi ve cumhuriyet gerçekten hepimiz için en önemli kazanım en önemli değer. İnşallah biz bu tecrübeleri edinmiş olarak çevremizde olup bitenlere, Suriye, Mısır başta olmak üzere özellikle İslam dünyasından olanlara bakarak bunlardan gerekli dersi çıkaralım" dedi.
Çiçek, Antalya Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı ve TOBB Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Çetin Osman Budak ile beraberindeki heyeti kabul etti.
Çiçek, kabulde yaptığı konuşmada, meslek kuruluşlarının, sivil toplum örgütlerinin demokrasinin asli unsurları olduğunu ifade ederek, "Dünyada özellikle bölgemizde olup bitenlere baktığımızda, şükürle ifade etmek gerekiyor ki Türkiye seneler evvel, 90 yıl evvel cumhuriyeti ve sonra da demokrasiyi tercih etti" diye konuştu.
Bunun çok doğru bir karar olduğunu belirten Çiçek, şöyle devam etti:
"Böyle bir tercihi yapanları şükranla anmamız lazım. Başta aziz Atatürk olmak üzere. O sayededir ki biz bugün bir kısım ülkelerin, komşularımızın yaşadığı sıkıntıları yaşamadık, yaşamıyoruz ya da bu boyutta yaşamadık. Geçmişte zaman zaman müdahalelere giden iç çalkantılar, sıkıntılarımız oldu ama bugün geldiğimiz noktada cumhuriyet ve demokrasi milletimizin, halkımızın en önemli kazanımıdır. Demokrasinin en önemli kurumlarından birtanesi demokrasinin kalbi, rejimin kalbi meclislerdir. Onun için cumhuriyete, demokrasiye, Meclis'e sahip çıkmak bence önemli. Şimdi moda tabirle 'kırmızı çizgi' deniliyor. İşte hepimizin yaptığımız iş, siyasi görüş, parti anlayışımız ne olursa olsun bu üçüne sahip çıkmamız gerekiyor. Demokrasi yükselen bir değer ve en önemli tercih olduğuna göre yapmamız gereken iş demokrasinin standartını yükseltmektir."
"Demokrasinin kalitesi..."
Dünün kalıplarının bugünün ihtiyacını karşılamadığını, Türkiye'nin her geçen gün büyüdüğünü daha da büyüyeceğini ve gelişeceğini belirten Çiçek, nüfusun ve beklentilerin arttığını, bunları karşılayacak imkanların çeşitlendiğini söyledi.
"Onun için demokrasinin kalitesini artırmamız bugün Türkiye için en önemli gündem konularının başında geliyor" diyen Çiçek, bunun da merkezinde yeni bir anayasanın yer aldığını vurguladı.
Bu süreçte odalar birliği ve bağlı kuruluşlarının önemli destek verdiğini vurgulayan Çiçek, şunları kaydetti:
"Sizin gayretinize paralel bir çalışma henüz ortaya koyamadık. Ama bu bizim borcumuzdur. Hem Meclisimizin hem de 4 siyasi partinin size taahhütüdür, borcudur. Siz de bu konuda alacaklısınız. Alacağını vermeyen borçluya karşı da müeyyideleri uygulamanız lazım. Bu çok açık. Siyaset kurumu olarak geldiğimiz noktada, 'efendim biz söyleriz ama sonra gereğini yapsak da olur, yapmasak da olur' tarzında bir sorumsuzluğun içerisinde olamayız. Yapabileceğimizi vaat edelim, vaat ettiğimizi de yapalım. Kural budur. Ahlakın da kuralı budur. Bana göre ahlak ta budur en azından. Yapabileceğini vaad et, vaad ettiğini de yap."
"Yeni bir anayasanın milletin önüne konulması gerek"
Meclis'teki 4 siyasi partinin böyle bir taahhütü olduğunu yineleyen Çiçek, yeni anayasa için 2 yıla yakın bir süredir çalıştıklarını anımsattı.
Yeni bir anayasanın milletin önüne konulması gerektiğini dile getiren Çiçek, Türkiye'nin mevcut anayasayla yoluna devam etmekte çok ciddi zorluklarla, sıkıntılarla karşı karşıya kaldığını ve kalacağını söyledi. Çiçek, "Onun için yol yakınken zaman da fazla kalmadı. Bunu neticelendirmemiz lazım. Bunun imkanı var, fırsatı var. Yeteri kadar görüş aldık, yeteri kadar da konuştuk. Şimdi bunu yazılı bir metin haline getirip yine sizlerin bilgisine ve değerlendirmesine sunmamız icap edecektir" dedi.
Türkiye'nin anayasa sorunuyla boğuşup enerjisini, gücünü boşa harcamaması gerektiğini belirten Çiçek, şunları söyledi:
"Karşılaştığımız bir çok sorun anayasayla bağlantılıdır. Anayasada o hükümler olduğu sürece bu sorunlara doğru çözüm bulmakta çoğu zaman zorlanıyoruz. Demokrasi öyle süper zeka büyük kurtarıcıların ülke sorunlarını çözdüğü bir rejimin, bir sistemin adı değildir. Doğru kurallar vasat zekalı insanların devlet ve toplum işlerini yürüttüğü bir sistem, bir atmosfer, bir iklim. Yanlış kural anayasada duruyor. Biz sorunlara doğru çözüm bulmaya çalışıyoruz. Bu mümkün olmaz. Hukuken mümkün olmaz. Olmayınca da siyasi tartışmalar, gerginlikler biraz da buradan kaynaklanıyor. Geldiğimiz nokta itibarıyla bu anayasa birçok siyasi gerginliğe de temel teşkil ediyor. Tutuklu milletvekilleri... Anayasanın 83. ve 14. maddesini değiştirmeyen siyaset kurumu... Çözümü yargıdan ya da kişisel ilişkilerden bekliyoruz. Bu çok doğru bir çözüm tarzı, yöntemi değil. Başkasından bekleyeceğimize evvela yanlış kuralları değiştirelim. Bunun da tam zamanı işte."
Bu anayasanın 80 şartlarında yapıldığını, 2013'e uymadığını ve 19 defa değiştirildiğini anlatan Çiçek, "Uysaydı en temel yasada bu kadar değişiklik olur mu?. Yanlış kuralları bir an evvel değiştirip, Türkiye'nin ihtiyacına uygun doğru anayasa hükümlerini metinleştirelim, bir ortam mutabakatla bunu gerçekleştirelim" diye konuştu.
Bunun Türkiye'nin en önemli ihtiyacı ve sorunu olarak göründüğüne dikkati çeken Çiçek, "Bunu yapmamız gerekiyor" dedi.
"Herkesin demokrasiyi özümsemesi gerek"
Çiçek, anayasanın "her şey" olmadığını ve olduğundan fazla anlam yüklememek gerektiğini vurgulayarak, "Anayasa değişince sorunların tümü ortadan kalkacak değil. Öyle olsa en uygun anayasayı bulur, getirirsiniz" ifadesini kullandı.
Ancak anayasanın birçok şeyi değiştireceğini, siyaset kurumunun sorun çözmesini kolaylaştıracağını, sık sık vurgu yapılan anayasadan kaynaklanan vesayeti ortadan büyük ölçüde kaldıracağını kaydeden Çiçek, bütün bu düzenlemeler yapılsa dahi demokrasinin bir kültür, anlayış, zihniyet meselesi olduğunun gözardı edilmemesi gerektiğini söyledi.
Tek başına yasaları değiştirmenin yetersiz olacağını, herkesin demokrasiyi özümsemesi gerektiğini belirten Çiçek, "Biz birbirimiz için kıymetliyiz ve değerliyiz. Bu ülkede yaşayan her insan hepimiz için son derece değerlidir, son derece saygındır ve saygı duyulması gerekir. O nedenle birbirimizin kıymetini bilmeliyiz. Özellikle çevremizde bazı ülkelerde yaşanan gerçekten trajik durumlara bakınca bunlardan da gerekli dersi çıkarıp, görüşümüz, kanaatimiz, inancımız, tercihimiz ne olursa olsun birlikte bu ülkede yaşıyoruz, yaşayacağız. Birlikte geleceğe doğru yürüyoruz, yürüyeceğiz. Birbirimizin varlığına, görüşlerine tahammül etmek, saygı duymak demokrasinin özüdür" diye konuştu.
"Demokrasi kurallar rejimidir"
Demokrasinin kurallar rejimi olduğunu anımsatan Çiçek, kuralsızlığın olduğu yerde demokrasi değil, kaos olacağını, Türkiye'nin de zaman zaman demokrasiyi, özgürlüğü bir sorumsuzluk olarak anladığını kaydetti. Demokrasinin olduğu yerde cebir ve şiddetin olmayacağına işaret eden Çiçek, şöyle konuştu:
"Kim ne söyleyecekse ne telaffuz edecekse ne talep edecekse ne protesto yapacaksa yakmadan, yıkmadan yapacak. Yakıp yıkarak demokrasiyi yaşatmak, geleceğe taşımak mümkün değil. Zaman zaman bu konuda siyasi mülahazalarla veya başka sebeplerle en temel kurallar gözardı ediliyor. Hükümetlerin icratları beğenilmiyor olabilir. Belediyelerin bir kısım icraatlarını, valiliğin, il genel meclisinin tasarruflarını beğenmiyor olabilirsiniz. Bir imar düzenlemesini...Yanlış yapılıyor olabilir. Bunu protesto etmek sizin hakkınız ama bunu yaparken belediye otobüsünü yakamazsınız, çevredeki vatandaşın ekmeğine, aşına mani olamazsınız, camını, çerçevesini yakıp yıkamazsınız, işyerini işgal edemezsiniz. Bunlar demokrasilerde olmaz. Olursa o demokrasi değil, kaos olur. Türkiye geçmişte kaos dönemlerini yaşadı. Bundan da en büyük sıkıntıyı iş adamları, iş çevreleri olarak sizler yaşadınız. Demokrasi ve cumhuriyet gerçekten hepimiz için en önemli kazanım en önemli değer. İnşallah biz bu tecrübeleri edinmiş olarak çevremizde olup bitenlere, Suriye, Mısır başta olmak üzere özellikle İslam dünyasından olanlara bakarak bunlardan gerekli dersi çıkaralım. Kazanımların ne kadar önemli olduğunun farkında olarak geleceğe bakmamız gerekiyor."
Çetin Osman Budak da, perakende ticareti düzenleyen kanunun hayata geçmesinin ticari hayatın düzenlenmesine büyük katkısı olacağını belirterek, "Geleneksel ticareti de koruyacak bir kanunu yasama döneminde Meclis'ten bekliyoruz" dedi.