Yabancılaşma, Dayatma, Sapma… Genet, Paravanlar…
Genet yaşamının büyük bölümünü hapishanede geçirmiş ve bu durum yapıtlarında etkisini belirgin düzeyde göstermiştir.
Yavuz Koç1961 yılında yazdığı Paravanlar, Genet’nin Balkon ve Zenciler ile birlikte asıl ününü kazandığı üç oyunundan biridir. Kültüral Performing Arts’ın sahneye koyduğu yapımlardan olan Paravanlar’ın çevirisi Sosi Dolanoğlu’na ait. Yönetmen koltuğunda Yağmur Yağmur’u gördüğümüz oyunda Koreografi Orçun Okurgan’a, Sahne Tasarım Yağmur Yağmur’a, Sahne Çizimi ve Realizasyon Cansu Köksal’a, Kostüm Tasarım Aslı Jackson’a, Işık Tasarım Yakup Çartık’a, Müzik Selin Can Yalçın ve Barış Manisa’ya, Animasyon Ahmet İspirli’ye, İllüstrasyon ise Ömer Gazi Yılmaz’a ait. Oyunda karakterlere Altay Özbek, Cem Tek, Çiğdem Yıldız, Ekin Tunçeli, Eren Akova, Gülnara Golovina, Pusat Ürkmez, Sercan Gülbahar, Şirin Ergüven, Teoman Gelmez, Zeliha Gürsoy’dan oluşan başarılı oyuncu grubu hayat veriyor.
“Savaşta geçen bir maskeli balo diyebiliriz Paravanlar için. Bu savaş, Genet’nin bize tuttuğu aynadan yansıyan savaşın suretidir. Bu aynada, hayatını ve eserini belirleyen kavramların; kötülüğün, ihanetin ve en çok da ölümün suretini gösterir bize. Paravanlar, onun ölüme ve ölülere yaklaşım tarzının bir ifadesidir. Paravanlar ölüme ve ölülere adanmış eğlenceli bir şenlik, bir maskeli balodur.”
Genet yaşamının büyük bölümünü hapishanede geçirmiş ve bu durum yapıtlarında etkisini belirgin düzeyde göstermiştir. Yarattığı karakterler toplum dayatmalarına karşı durmakta, dürüstlüğe giden yolda sapmanın gerekliliğini vurgulamaktadır. Bu karakterler hiçbir şeyin karşıtı olmaksızın bir anlam ifade etmeyeceğini ve sapkın davranışın da en az kabullenilen erdemler kadar değerli olduğunu savunurlar. Genet, saçma görünebilecek davranışlara değişmezlik ve önem atfedilerek hayatı bir törenler ve ritüeller dizisine dönüştüren tüm değer sistemlerini keyfi olarak görmektedir. Toplum normlarının tam tersini yüceltir. Karakterleri toplum tarafından dışlanmış, yalnız kalmış ve kendine yabancılaşmış kişilerdir.
Oyunun Yönetmeni Yağmur Yağmur’u kast seçimindeki başarısı ve Paravanlar gibi sahnelenmesi, anlatılması zor bir oyunla izleyici karşısına çıkma cesaretini göstermesinden dolayı tebrik ederim. Karakterleri çok iyi anladığını ve bu durumu ekibe doğru bir şekilde yansıttığını rahatlıkla söyleyebilirim. Farklı, oldukça hareketli ve ince detaylarla süslediği reji anlayışı izleyiciyi kısa zamanda oyunun içine çekmeyi başardı. Olumsuz anlamda tek eleştirim oyunun çözülme süreci olması gerektiğinden daha uzun sürdü. Bu durumdan kaynaklı sonlara doğru tempo iyice düştü ve izlenirlik seviyesi belirgin düzeyde azaldı. Süre revize edilirse oyunla ilgili tek handikap da ortadan kalkacak gibi görünüyor.
Karakterlerin hepsi oldukça başarılı ve her biri ayrı ayrı övgüyü hak ediyor. Yalnız bir karaktere ayrı bir parantez açmam gerekiyor, Altay Özbek… Girdiği her rolde çıtayı en üst seviyeye taşıyan, özellikle “Kadı” rolündeki başarısı ile gözümü kırpmayıp heyecanla izlediğim Altay Özbek’i başarılı performansından dolayı tebrik ederim. Diğer oyuncu arkadaşları karakterleri başarıyla içselleştirmeleri ve yansıtmalarından dolayı kutlarım.
Kostüm tasarımda Aslı Jackson övgüyü hak ediyor. Kostümlerin her detayına oldukça kafa yormuş ve ortaya etkileyici bir iş çıkarmış. Bundan sonra çalışmalarını merakla takip edeceklerim arasına adını yazdırdığını söylemem yanlış olmaz. Bu etkileyici çalışmasından dolayı kendisini tebrik ederim.
Altından kalkması zor bir metnin başarıyla üstesinden gelen reji anlayışı, oldukça ince düşünülmüş ve başarılı kostümleri, karakterlerin her birine methiyeler düzülecek kıymetli bir iş olmuş, Paravanlar. Oldukça ses getireceğine inandığım oyunun izleyici ile buluşmasını sağlayan tüm ekibi kutlarım...