Yabancı yatırımcı Erdoğan’dan kaçıyor

Yabancı bankacılara göre Erdoğan’ın başkanlık ajandası Türk varlıklarına ilgiyi azalttı.

Pelin Ünker

Başbakan Ahmet Davutoğlu, yatırım bankası Merrill Lynch ev sahipliğinde bugün ve yarın Londra’da gerçekleştirilecek toplantılarda yatırımcılarla bir araya gelecek. Davutoğlu’nun en yoğun karşılaşacağı sorular yeni anayasa tartışmalarının politik bir krize dönüşüp dönüşmeyeceği ve Merkez Bankası’nın (TCMB) bağımsızlığı üzerine olacak.

Yazarın diğer yazı ve haberleri için tıklayınız

Son beş yıldır yüzde 5’lik hedefin oldukça üzerinde kalan enflasyon ve enflasyon ile mücadele için Merkez’in elinin ne kadar serbest olduğu yabancı yatırımcıların da gündeminde. Enflasyonun bu yıl da asgari ücret zammı ve vergi artışları nedeniyle yüzde 7.5 olan Orta Vadeli Plan beklentisinin üzerinde oluşacağı öngörülüyor.

Seçimlerin ardından Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın gündeminde başkanlık sistemini de içerek şekilde kapsamlı bir anayasa değişikliği yer alıyor.

Yabancı bankacılar ise ülkenin gündemini Erdoğan’ın belirlediğini düşünüyor. Yabancı bir bankanın üst düzey yetkilisi, “Yabancı yatırımcılar ülkenin Erdoğan’ın ajandası çerçevesinde yönetildiğini ve Cumhurbaşkanı’nın başkanlık sistemine geçmek için erken seçim dahil her şeyi yapacağını düşünerek Türk varlıklarından uzak duruyorlar” dedi.

Yabancı bir stratejist ise “Erdoğan kampının hükümetin ve Merkez Bankasının politikaları üzerindeki etkisinin arttığına dair giderek büyüyen endişeler var” diye konuştu.

Merkez, serbest değil

Seçim sonrasında yatırımcılar için en büyük soru işareti Merkez Bankası’nın serbest bir şekilde politika yürütüp yürütemeyeceği üzerineydi. ABD Merkez Bankası (Fed) kararının ardından Merkez’in tutumu bağımsız bir şekilde hareket edemediğinin göstergesi oldu. Enflasyon beklentileri yükselirken, büyümeye odaklanan daha gevşek para politikaları risk oluşturmaya devam ediyor. Bu da kur ve enflasyonda yukarı yönlü hareket ve endekslerde düşüş olarak karşımıza çıkıyor.

Yazarın diğer yazı ve haberleri için tıklayınız

Riskler katlanıyor

Geçen hafta TCMB’nin son söylemleri ve iç siyasi endişelerle dolar/TL 3.05’e yaklaştı, iki yıllık faizler de yüzde 11’in üzerine çıktı. Merkez’in faizi ile piyasa faizi arasındaki fark daha da açıldı. Merkez Bankası’nın bir hafta vadeli repo faizi 7.5 iken 5 yıllık tahvil faizi 10.9’a ulaştı. Bu da getiri eğrisinin yataylığının kalmadığını gösteriyor. Ancak TCMB, son dönemde enflasyon beklentileri ve getiri eğrisini bir kenara bırakarak, faiz artırımı için piyasalardaki oynaklıkları izleyeceğini belirtmiş ve VIX ile MOVE endekslerine işaret etmişti.

Öte yandan küresel piyasalarda dalgalanma azalsa da Çin etkisi, emtia ve petrol fiyatlarındaki düşüş ve gelişen ülkelerin büyümelerine yönelik beklentilerdeki bozulma devam ediyor. Türkiye’nin ise jeopolitik riskleri her geçen gün artıyor. Yatırımcıların ocak ayında gelişen piyasa hisselerini ellerinden çıkarmaya başlamasıyla borsalar altı buçuk yılın en düşük seviyelerine geriledi. EPFR Global verilerine göre 2015 yılında gelişen piyasa tahvil piyasalarından 32.6 milyar dolarlık çıkış yaşandı.

DOLAR YÜKSELECEK

Merkez Bankası’nın izleyeceğini söylediği volatilitenin artması nedeniyle ocak ayını da bir adım atmadan pas geçmesi bekleniyor. Buna paralel dolar/TL’de yükseliş öngörülüyor. Merkez’in faiz toplantısı salı günü. Seçim öncesi 2.9110 olan dolar/TL son olarak 3.0460’tan kapandı. Yani dolar seçimden bu yana yüzde 8.48 yükseldi. Avro’daki yükseliş ise yüzde 7.16 oldu. Borsa İstanbul 12 bin 632 puan düştü. 1 Kasım seçimlerinden bu yana devlet tahvillerinden 1 milyar 418 milyon, hisse senetlerinden 1 milyar 707 milyon dolar kaçarken, özel sektör tahvillerinde sadece 7 milyon dolarlık giriş söz konusu oldu. Özetle Türkiye’den seçim sonrası 3 milyar 118 milyon dolar kaçtı.