Ya öldürüyoruz, ya da intihar ediyoruz!

İnönü Üniversitesi, Eğitim Fakültesi, Eğitim Bilimleri/Eğitim Programları ve Öğretim Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Kemal Duruhan ile ülkemizde meydana gelen trafik kazalarının nedenlerini ve yapılması gerekenleri konuştuk.

cumhuriyet.com.tr

Yıl 1989... Henüz 6 yaşındaydım. Karşıdan gelen kamyonun hatalı sollaması nedeniyle ailemi karşı yola sürüklediği an, aklımda son kalan son şey. Gerisi ise bıraktığı izler... Siz de trafik kazası geçirdiniz, bir yakınınızı kaybettiniz veya herhangi bir kazaya şahit oldunuz. Hatta belki siz de hâlâ yaşadığınız, şahit olduğunuz kazaların izlerini taşıyorsunuz. Öyle ya da böyle, çoğumuzun trafik kazası nedeniyle canı yandı.

Özellikle yaz aylarının gelmesiyle birlikte artan trafik kazalarının olmaması için sürücüleri, yayaları bir rapor aracılığıyla uyarmak istedik. Kazaların nedenlerini ve yapılması gerekenleri, “Türkiye’de Trafik Kazaları Problemi ve Çözüm Önerileri” adlı raporuyla ele alan İnönü Üniversitesi, Eğitim Fakültesi, Eğitim Bilimleri/Eğitim Programları ve Öğretim Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Kemal Duruhan ile konuştuk.

Trafik kazaları toplumumuzu en fazla mağdur eden durumların başında geliyor. Fakat duruma alışmışlık (aralıksız her gün televizyon, radyo ve gazetelerden trafik kazası haberleri verilmesi nedeniyle), onu diğer toplumsal problemlerin gerisinde bırakmakta ve neredeyse en öne çıkan bu problemimiz maalesef çözümsüz kalıyor.

Ülkemizde meydana gelen trafik kazalarının en önemli nedeninin eğitimsizlik olduğunu belirten Doç. Dr. Kemal Duruhan, kazaların nedenlerini ve yapılması gerekenler hakkında şunları söyledi:

1) Ülkemizdeki trafik kazalarının nedeni, sürücü kusurları mıdır?

Ülkemizdeki trafik kazalarında sürücü kusurlarının öne çıktığı görülmektedir.

Sürücü kusurları;


Dikkatsizlik:
Yaz sıcağı, alkollü araç kullanma, dalgınlık (araç sürmeye odaklanamama), yorgunluk ve uykusuzluk, araç içindekilerle sohbete dalma, araç kullanırken başka şeylerle ilgilenme (telefonla konuşma, teyple ve/veya radyo ile meşguliyet) ülkemizde sürücü kusurlarından dikkatsizliği oluşturan nedenlerin önemlilerindendir.

İletişimsizlik: Araçla trafikteki seyrin, ulaşımla birlikte diğer yanı gösterişle iktidarını kanıtlama olduğunda, trafikte bir yere ulaşmak için salimen akış bozulmakta; mücadele iletişimsizliği getirmekte, iletişimsiz trafik akışı güvenli sürüşü bozarak kazalara davetiye çıkarmaktadır.

Temkin, tedbir ve öngörü eksikliği:  Her günkü sosyal yaşamında problem çözücülüğü vasıtasıyla kendi ayakları üzerinde durmayı bir yaşam biçimi olarak yeterince benimsememiş insanımız, trafikte problem çözücü olmaktan çok problem yaratıcı olmakta, yeterince problem çözücü olmadığından yaratılan problemler yığılmakta, problemler bireyler tarafından zamanında çözülmediğinden tekrarlanmaktadır.

Eğitimsizlik: Toplumumuz insanında okullardaki geleneksel eğitim anlayışı ve bunun yansıması olan öğretmen merkezli eğitim-öğretim uygulamaları nedeniyle deney, gezi-gözlem ve inceleme, problem çözme, buluş gibi davranış özellikleri yeterince gelişmez bütün okul yaşamında bir defa bile laboratuvara gitmemiş insan sayımız az değildir. Problem çözme gücü gelişmiş birey örneğin,  trafikte arıza veren aracının güvenli işler zamanını problem çözme gücü gelişmemiş pasif kişiye göre daha iyi tespit eder ve durumun içinden çıkılamaz bir probleme dönüşünü engeller. Her günkü sosyal yaşamın diğer kesitlerinde olduğu gibi trafikte de bazı durumlar bireyin buluşçuluğu ile ya rahatlar veya daha zora girer.

Saldırganlık:
Aşırı hız, hatalı sollamak, uzun farla sürüş, yakın takiple sıkıştırma, yaya üzerine sürme, kırmızı ışıkta geçme, emniyet şeridinde sürüş, çeşitli kural ihlalleri ülkemizde trafikte görülen saldırganlık göstergeleridir.

2) Trafik kazalarında sürücünün suçlu olduğu kadar yayaların da suçu var mıdır?

Ülkemizdeki trafik kazalarının nedenleri içerisinde, yaya kusurları da azımsanmayacak orandadır. Yukarıda saydığımız nedenler, yayalar içinde geçerlidir. Bu nedenleri yaya tarafından ele alıcak olursak;

Dikkatsizlik: Kalabalığın içerisinde bireyselliğini kaybederek sürü davranışı gösterme ve trafik akışında yürürken sağa sola, önüne arkasına yeterince bakmama, dalgınlık ve araçların sürekli akışında yeterince uyanık olmama, yaya davranışlarında dikkatsizliği meydana getiren nedenlerin önemlilerindendir.

İletişimsizlik:
Yaya davranışlarındaki iletişimsizliği, uyarıcı levhalarla iletişimsizlik, uyarıcı levha olmadığından çevre ile iletişimsizlik, araç sürücüleri ile iletişimsizlik olarak üç ana başlık altında toplanabilir.

Temkin, tedbir ve öngörü eksikliği: Yayalarda, trafikte seyir halinde iken araçlarla olan mesafe ayarını iyi yapamama, olasılık dâhilinde düşünemeyerek korunabilecek kazalardan korunamama, acelecilik ve sabırsızlığına yenik düşerek güvensiz yürüyüş/geçiş gerçekleştirme gibi davranışlarla kendini göstermektedir. Bu durumdaki yayanın kazaları savamayacağı ortadadır.

Eğitimsizlik:
Yayanın eğitimsizliği bir okuldan mezun olmamışlık veya okur-yazarlık yoksunluğu değildir. Eğitimin kişide üç özelliği iyi geliştirmiş olması gerekir. Bunlar; nedensel ilişkilerle bir olayı/durumu açıklayabilme, bir durum veya olaydaki ince ayrıntılara dikkat edebilme ve problem çözme gücüdür. Toplumumuz insanında geleneksel eğitim anlayışı nedeniyle bu özellikler yeterince gelişmemiştir. Trafikteki yaya davranışlarında örneğin, kaldırımda değil de yol kenarında yürüyen kişi yoldaki sürücülerin en az bazılarının cep telefonu veya yanındaki ile konuşuyor olmasından dikkatinin dağınık olabileceği ve bu nedenle daldırıp kendisine çarpabileceği ayrıntısını atlamaktadır. Yine trafikteki yaya davranışlarında örneğin, yoldaki bir kazayı seyir için oraya koşan kişiler oradaki olaya müdahale edenlerin işlerini zorlaştırmakta veya yolda başka kazalara davetiye çıkartmaktadırlar.

Saldırganlık:
Trafikteki yaya davranışlarında özellikle karşıdan karşıya geçişlerde uyarılara uymadan, sağına soluna bakmadan yola atlayışlar; sürücülerin önceliği olan yollara dalışlar ve kurala rağmen geçiş önceliği almalar saldırganlığın göstergeleridir.

3) Ülkemizde yol kusurlarının da mutlaka trafik kazalarında önemi var değil mi?


Ülkemizde otobanlar hariç tutulmak üzere yol kusurlarının önemlileri şunlardır; Kaygan ve bozuk satıhlı yollar: Yolun kaygan olması, mevsimsel özelliklere göre yolun uygun hızla güvenli sürüşe izin vermemesi halidir. Bu yoldaki asfalt çakıl oranı standart düzeyde değildir. Yol sathının bozuk olması, yol sathının inişli çıkışlı olması halidir. Cürufu temizlenmemiş yollar: Bu yolların ortaları ve kenarları güvenli sürüşü tehlikeye düşürecek oranda çakıl taşlarıyla doludur. Dar ve sert virajlı yollar: Sürücünün dikkatini ve güvenli sürüşünü zorlayan bu yollar kazalara davetiye çıkarmaktadır.

4) Araç kusurlarını da trafik kazalarına neden olarak gösterebilir miyiz?

Ülkemiz trafiğindeki kazalara neden olabilen araç kusurlarının içinde, yaşlı araçları, taşıma kurallarına uymayan/uygun olmayan araçları sayabiliriz. Trafikte güvenli sürüş kabiliyeti bozulmuş her aracı, ister motor, ister lastik kusuru olsun yaşlı araç sınıfına dâhil edebiliriz. Taşıma kurallarına uymayan ve uygun olmayan araçlar trafikte her an istenmeyen olayların olmasına zemin hazırlamaktadır.
 
5) Trafik kazalarının engellenmesi için kontrol ve cezaları nasıl değerlendiriyorsunuz?

Ülkemizdeki trafik ile ilgili düzenleme ve kanunları sürekli denetim, kontrol ve ceza artırımı anlayışı ile yapmamalıyız. Yapılan zaten çoğunlukla budur ve bunun da trafik kazalarındaki artışı önleyemediği görülmektedir. Ülkemizde trafik ile ilgili düzenlemeleri bir rehberlik anlayışı içerisinde yapmalı ve yapılan bu düzenlemeleri kitapçıklar yoluyla ilgililere ulaştırmalı, sonra da kanunlaştırmalıdır. Yani vatandaş; “neyin olduğunu bildiğimden sorumlu davranmalıyım!” diyebilmelidir.

6) Trafik kazalarının oluşmasında, bazı trafik dışı olay ve olgularının rolü var mı?

Ülkemizdeki trafik kazalarının oluşmasında, bazı trafik dışı olay ve olguların dolaylı rolü vardır.  Şehir merkezlerine yığılma, evlenme törenlerine koşma, cenaze törenlerine koşmayı bunlar içerisinde sayabiliriz. Yığılma, izdiham ve kazalara neden olmaktadır.

7) Ülkemizdeki trafik kazaları sonucu oluşan ölüm ve yaralanmalar, değiştirilemez kaderi bir takdir midir?

Ülkemizdeki trafik kazaları sonucu ölüm ve yaralanmalar, şüphesiz değiştirilemez kaderi bir takdir değildir. Güvenli olmayan sürüş sonucu oluşan kaza veya güvenli sürüş sonucu gidilecek yere salimen varış bireyin kendi davranışları sonucu oluşan bir durumdur. Eğer çalışma ve gayret ile trafikteki birey davranışlarının düzeleceğine inanıyorsak (ki sağduyu buna kanaati, tahmini ve inanışı gerektirir); trafik kazaları sonucu ölüm ve yaralanmaların kaderi ve değiştirilemez bir sonuç olmadığını bilmemiz gerekir.

8) Sizce ülkemizdeki trafik kazalarının engellenmesi için neler yapılmalı?

Türkiye'deki trafik olgusu ile ilgili olaylara toplumsal ve kültürel açıdan bakış, trafik olgusunu her günkü insan davranışlarının değişik yönlerinin bütünlüğü içerisinde ele almayı gerektirir.  Ülkemiz insanındaki trafik ile ilgili birey davranışlarının iyileştirilmesinde ve bu iyileştirmenin toplumumuzun genel olarak tümünde bir kültür/yaşam biçimi olarak her günkü yaşamda yaşanılarak görülmesinde aşağıdaki önlemlerin alınması ve ilgili faaliyetlerin yürütülmesi gereklidir;

  • Aileden okullara bireylerin problem çözücülüklerini ve sorumluluk almalarını artırarak her türlü yaşam göstergesinin ve trafikteki birey davranışların kalitesini artıracak olan aktif eğitim anlayış ve uygulamalarına geçilmelidir. 
  • Mal ve hizmet dağılımı mekânları, cazibe merkezlerinin yerleşim yerlerindeki normal dağılımı ile sağlanmalıdır.
  • Her ilde ve nüfusu yirmi binden fazla olan ilçelerde Trafik Teknoparkları kurulmalıdır (Bu teknoparklardaki çeşitli eğitim faaliyetleri Emniyet Genel Müdürlüğü ve ilgili bilim adamlarının işbirliği ile yapılmalıdır.
  • Hedef kitle (sürücüler, çalışanlar ve öğrenciler), kendilerine bizzat ulaştırılacak periyodik trafik yayınlarıyla bilinçlendirilmelidir.
  • Türkiye’nin tüm yollarındaki trafik akışı simülasyonları çeşitli mevsimler için gerçeklerine uygun olarak bilgisayar programı olarak hazırlanmalı, internette çalışılmaları/erişimleri kolaylaştırılmalıdır.
  • “Trafik Psikolojisi” ile ilgili bir ders kitabı ilgili öğretmenlerce (Sosyoloji, Psikoloji, Eğitim Bilimleri, Kamu Yönetimi mezunlarınca) Sürücü kurslarında okutulmalıdır.
  • Trafikle ilgili olarak hazırlanmış olan bu ön rapor, kişilerin trafikteki davranışlarını iyileştirmeleri için sürücü, çalışanlar ve öğrencilere -ilköğretim öğrencileri için anlatım dili seviyeye uyarlanmış ve resimlendirilmiş olarak- ulaştırılmalıdır.
  • Trafik ile ilgili her türlü düzenlemelerin yapılmasında –kanun, levha, reklam, yol, dinlenme mekânları- ilgili alan uzmanlarının görüşleri alınmalıdır.
  • Türkiye'nin Trafik sorunları ile ilgili geniş katılımlı bir uluslar arası sempozyum düzenlenmeli ve sempozyum sonuç raporu, icra organlarına sunulmalıdır.
  • Ülkemiz trafiğinde etkili birey davranışlarını oluşturmak için ülke çapındaki çeşitli eğitim faaliyetleri, radyo ve televizyon programları ilgili uzmanların işbirliği ile planlanmalıdır.

“Türkiye’de Trafik Kazaları Problemi ve Çözüm Önerileri” adlı raporun tamamı için lütfen tıklayınız;

www.kemalduruhan.com/index.php