'Ya Kürdistan deriz ya da Welat deriz'

BDP Grup Başkanvekili Bengi Yıldız, AKP'nin Kürtleri sindirmeye çalıştığını belirtirken kullandığı "Kürdistan" ifadesini "Ya Kürdistan deriz, ya da Welat deriz. Sultan Sencer'den Mustafa Kemal'e kadar herkes oraya Kürdistan demiş. 80 yıldır 'Doğu ve Güneydoğu' denmesinin bizim cephemizde bir karşılığı yoktur" sözleriyle savundu.

cumhuriyet.com.tr

BDP Grup Başkanvekili Bengi Yıldız, parti genel merkezine yönelik saldırıya ve saldırganın daha önce 'delidir' diye serbest bırakılmasına tepki göstererek "Deliler AKP'ye ve diğer partilere saldırmıyor nedense. Sadece bize saldırmaya şartlandırılmışlar" diye konuştu. BDP Grup Başkanvekili Yıldız, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında, dün akşam saatlerinde parti genel merkezine yönelik saldırıyı değerlendirdi. Saldırganın bir taraftan çanta dolusu torpili patlatırken, bir yandan da döner bıçağıyla genel merkezdeki görevlilere saldırdığını kaydeden Yıldız, saldırganın, daha önce de Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir'e saldırı hazırlığı yapan ve 'delidir' denilerek serbest bırakılan kişi olduğunu bildirdi. Görüştükleri Terörle Mücadele Şubesi yetkililerinin, saldırganın akli dengesinin yerinde olmadığını söylediklerini ifade eden Yıldız, "Deliler AKP'ye ve diğer partilere saldırmıyor nedense. Sadece bize saldırmaya şartlandırılmışlar" dedi.

'Kürdistan' ifadesini kullandı

AKP hükümetinin Kürtleri iki şekilde sindirmeye çalıştığını öne süren Yıldız şöyle konuştu: "Birincisi yöneticilerimize ve teşkilatlarımıza, açık fiziki saldırılar yapmaktadır. Yapanlara göz yummakta ve kollamaktadır. İkincisi başta Kürdistan olmak üzere güçlü olarak siyaset yaptığımız bütün alanlarda kadrolarımızı gözaltına almak, tutuklamak ve bazen de tutuklamadan ceza vermek suretiyle demokratik alanda siyaset yapanları tasfiye edip AKP'nin önünü açmaktadır. Kürtleri hem fiziki şiddetle, hem de antidemokratik yasa ve uygulamalarla sindirme politikasından sonra dönüp hem kamuoyuna, hem de Kürtlere, 'Kürtlerin demokratik sahada siyaset yapmasının önünde ne engel var' deniyor. Bu iddia doğru mudur, kamuoyunun dikkatine sunuyoruz. Ancak bu delilerin eylemine karşı sessiz kalmayacağımızı, misliyle AK Parti'ye iade edeceğimizi belirtmek isterim."

'Neyi okuyup okumayacağımıza Meclis Başkanı karar veremez'

Yıldız basın toplantısında gazetecilerin sorularını da yanıtladı. Meclis Posta Dağıtım Esaslarında yapılan değişiklikle bundan sonra milletvekillerine gelen postaların denetime tabi olmadan, kuryeler tarafından dağıtılacağının hatırlatılması üzerine Yıldız, daha önce kendilerine gelen Kürtçe dokümanların da Meclis İdare Amirleri tarafından uygunluk denetimine tabi tutulduğunu söyledi. Yıldız "Neyi okuyup neyi okuyamayacağımıza ne Meclis Başkanı, ne İdare Amiri, ne de bir başkası karar veremez. Böyle bir karar alınması olumlu. Ama güvenlik boyutu da ele alınmalı. Birisi gelip de herhalde, 'Şu bombayı BDP'ye götüreyim, oraya bırakayım' diyemeyecek. Güvenlik konusunda denetimler devam etmeli" dedi.
 

'Baydemir dışında 100 belediye başkanımız var'

Yıldız, BDP'nin belediyelerde de eşbaşkanlık sistemine geçme hazırlığında olduğuna ilişkin haberlerin hatırlatılarak, "Bu uygulamanın amacı Osman Baydemir'i cezalandırmak mı?' şeklindeki bir soruya ise bu yaklaşımın maksatlı olduğu karşılığını verdi. BDP'nin eş başkanlık sistemiyle yönetildiğini ve şimdiye kadar hiç kimsenin, 'Gültan Kışanak'ı etkisizleştirmek için Selahattin Demirtaş oradadır' yaklaşımı geliştirmediğini dile getiren Yıldız, BDP'nin bütün il ve ilçe örgütlerinde eş başkanlık sisteminin uygulandığını kaydetti. Yıldız, "Bizim bunu siyasal alanımızın bütününe yaymak gibi bir yaklaşımımız baştan itibaren vardı. Bunu sadece getirip geçen haftalarda çokça tartışılan bir gündemle bağlantılandırmak doğru değil. Bana göre eş vekillik sistemi de gelmeli. Bizim yerelde olmadığımız sırada oradaki problemleri takip edecek, danışman diyoruz şimdi, eş vekillik sistemi de gelmeli ki biz daha çok yerelimizde ne olduğunu bilelim. Dolayısıyla bu demokratikleşme konusunda bir yaklaşımdır. Osman Baydemir dışında 100 tane belediye başkanımız var. Bunu sadece bir belediyede somutlamayı art niyetli bir yaklaşım olarak değerlendiriyoruz" diye konuştu.

'Yasal alanlarla problemler var'

Yıldız, belediye başkanlarının seçimle işbaşına geldiklerinin hatırlatılması ve "Seçilmişler için eş başkanlık sistemi nasıl uygulanacak" sorusu üzerine, "Hukuksal olarak eş belediye başkanları olamaz fakat fiili olarak böyle yürütüyoruz. İç hukukumuzda, parti hukukumuzda var. Kendi iç hukukumuzda bunu işletiyoruz. Yasal alanlarla problemler var" dedi.

'Uras'la sıkıntı yok'

Yıldız, BDP İstanbul Milletvekili Ufuk Uras'la parti yönetimi arasında kriz yaşandığı iddialarına ilişkin bir soru üzerine "Böyle bir durum sözkonusu değildir. Ufuk Uras ciddi bir birikime sahip siyasi gelenekten gelen bir arkadaşımız. Öyle bir problem olduğunda önce parti içinde konuşulur, tartışılır. Ufuk bey herhalde böyle dolaylı yoldan bunu tartışacak bir insan değil. Böyle bir durum sözkonusu değil. Partimiz dışındaki bazı gelişmeleri partimizin içindeki gelişmeler olarak yansıtmaya çalışan belirli arayışlar vardır. Bu arayışların bizi yıpratmaya yönelik olduğunu biliyoruz. Ufuk beyin böyle bir sıkıntısı, partimizin böyle bir sıkıntısı yoktur" diye konuştu.

'Delilik kisvesini kabul etmiyoruz'

Yıldız, basın toplantısında okuduğu metinde geçen 'Kürdistan' ve "Bu saldırıları AKP'ye misliyle iade edeceğiz" ifadeleriyle ne kast ettiğinin sorulması üzerine, "Bunun misliyle nasıl iade edileceğinin şeklini, yöntemini biz kendi içimizde konuşuruz. Buna karşı sessiz kalmayacağımızı, artık 'delilik' ya da 'bireysel eylem' meselesiyle bunu hükümetin geçiştirmesine izin vermeyeceğimizi belirtmek istiyoruz" diye konuştu.

'Ya Kürdistan deriz ya Welat'

Yıldız Kürdistan ifadesiyle ilgili de haklarında bu ifadeyi kullandıkları için onlarca dosya bulunduğunu ifade ederek "Ya Kürdistan deriz, ya da Welat deriz. Yani ülke deriz. Sen AKP'li Kürt'e de BDP'li Kürt'e de sorsan sana vereceği cevap ya Kürdistan'dır, ya Welat'tır. Doğu ve Güneydoğu'nun Kürtçe'de karşılığı yoktur. Gidin herhangi bir AKP'ye, herhangi bir CHP'liye, otogarda Batman'a, Diyarbakır'a gidiyorsa, 'Nereye gidiyorsunuz?' dediğinizde ya 'Kürdistan'a gidiyorum' diyecek, ya da 'Welat'a gidiyorum' diyecek. Kürdistan dediğimizde illa siyasi bir coğrafya anlamında değil. Tarihte öyle adlandırılmış, Sultan Sencer'den Mustafa Kemal'e kadar herkes oraya Kürdistan demiş. 80 yıldır 'Doğu ve Güneydoğu' denmesinin bizim cephemizde bir karşılığı yoktur" diye konuştu.
 

'Ben Türkiye Cumhuriyeti'nin milletvekiliyim'

Yıldız, "Siz Türkiye'nin milletvekili misiniz, Kürdistan'ın milletvekili misiniz?" sorusuna da "Ben Türkiye Cumhuriyeti'nin milletvekiliyim" karşılığını verdi. Doğu ve Güneydoğu ifadesinin pratik karşılığı bulunmadığını belirten Yıldız, "Sizin orayı nasıl formüle ettiğiniz, gerçek hayatta yansımasını bulmalı. Gerçek hayatta bir yansıması yoktur. Doğu ve Güneydoğu'nun Kürtlerde bir karşılığı yoktur. Siyasi bir argüman olarak, malzeme olsun diye söylemiyorum. Kürdistan dediğimde Türkiye'nin dışındaki bir siyasi organizasyonu, siyasi coğrafyayı kastetmiyorum. Kürtlerin yoğun olarak yaşadığı yere kimisi Kürt coğrafyası diyor, kimisi Kürdistan diyor, kimisi Doğu ve Güneydoğu Anadolu diyor, kimisi bölge diyor, kimisi 'orası' diyor" diye konuştu.

 

'KESK'in iç sorunu'

Yıldız KESK'teki gelişmelere ilişkin soru üzerine ise bu konunun KESK'in iç sorunu olduğunu kaydetti. Yıldız "Nasıl bizim partimizdeki tartışmalar KESK'i ilgilendirmiyorsa, KESK'in içindeki sorunlar da bizi ilgilendirmiyor. Ama tabi ki bu gelişmeleri biz de izliyoruz ve üzülüyoruz" diye konuştu. Yıldız "Sizce Genel Sekreter Emir Ali Şimşek istifa etmeli mi" şeklindeki bir soruya ise "Sorumlu düzeyde olan insanlar eğer tartışılıyorlarsa bir ölçüde gereğini de yapmaları gerekir" karşılığını verdi.