Vur emri Humus'tan

Ankara 2 pilotumuzun şehit olduğu uçağın Suriye'nin Ras al-Bassit burnundaki "Al Bassit" füze ve uçaksavar bataryasından ateş açılarak düşürüldüğünü belirledi. Bataryaya "Vur" emrini ise Humus'taki bölge savaş harekât merkezi verdi

cumhuriyet.com.tr

Suriye’nin Türk keşif uçağını düşürmesiyle ortaya çıkan yakın tarihin en ciddi askeri krizinde Ankara, 2 pilotun şehit olmasına yol açan süreci başlatan düşürülme olayında, ateş açılan noktayı ve emri veren merkezi tespit etti.

Hürriyet gazetesinden Metehan Demir'in haberine göre, günlerdir yapılan teknik analizler ve eldeki bilgilerin incelenmesi sonucunda uçağa ateş açılan Suriye’deki noktanın Ras al-Bassit burnundaki ‘Al Bassit’ füze ve uçaksavar bataryası olduğu belirlendi. Dinlemeler ve teknik izlerin takibinden elde edilen bir diğer kritik sonuca göre de bu bataryaya ‘Vur’ emrini ise Humus’da bulunan bölge savaş harekat merkezi verdi. Telsiz konuşmaları paralelinde uçağın vurulmasına giden süreç şöyle gelişiyor:

İhlali yetkililere sordu

RF-4E tipi Türk uçağı, 22 Haziran’da daha önce belirtildiği gibi kısa süreli Suriye hava sahası ihlalinde bulunuyor. Al Bassit bataryasındaki Suriyeli askeri personel, durumu tespit ettikten sonra bir an tereddüt geçiriyor. Ardından şüpheli olarak tanımladığı uçağın konumu ile ilgili ne yapacağını Humus’ta bağlı olduğu savaş harekat merkezindeki yetkililere soruyor.


Ne yapacağını biliyorsun


Bunun üzerine, “Siz hava sahamızı ihlal eden yabancı uçaklara ne yapılacağını bilmeniz gerekir” yönünde bir yanıt alıyor. Kısa süreli beklemeden sonra ateş açılıyor ve ardından uçağın vurularak düşürüldüğü Al Bassit bataryasından Humus’taki karargaha rapor ediliyor. Sonradan da uçağın Türk uçağı olduğunu anladıkları konuşmalarından belli oluyor.


Sonradan tespit edildi

Tüm bu konuşmaları Ankara kendi imkan ve kabiliyetleri ile sonradan tespit ediyor. Olayın aydınlatılması anlamında bölgede gözleri ve kulakları bulunan Amerika, Rusya ve İngiltere’den şu ana dek kıymetli anlamda hiçbir bilgi verilmedi. Tüm bunlara rağmen bu telsiz konuşmalarından uçağın tam olarak ne ile vurulduğu anlaşılamıyor. Halen Türkiye’nin iddiası ve verileri uçağın füze ile düşürüldüğü yönünde. Ancak olayda Suriye ise uçaksavar ile ateş açtığını iddia ediyor.


Füze burundan vurduysa, bez kep nasıl hasarsız olur

Uçaktan çıkan parçalara bakıldığında ortada her iki iddiayı da havada bırakan çok sorular akla geliyor. O nedenle denizden çıkan her parçanın titizlikle incelenmesi durumun aydınlatılmasında kritik rol oynayacak. İlk etapta sorular şöyle:

Uçak egzozdan füzeyle vurulduysa, çıkan motor neden bu kadar sağlam? Burundan füzeyle vurulduysa, füze ısı ve darbe deformasyonuna rağmen pilotların ayaktan önceden çıkan sağlam postalı, kaskından da öte gösterge paneli, bezden kepi, hatta kepteki tükenmez kalemle yazdıkları yazılar bile hâlâ nasıl böyle sıfır hasarlı?


Denizin dibinden çıkan parçalar içinde füze veya mermi parçaları da var mı?

Uçak 13 milde vuruldu ve kayarak 8.6 milde düştüyse o bölgede Suriye’nin hangi füzesi, hangi irtifada bu vuruşu gerçekleştirdi?

Çünkü bu da askeri bir beceri gerektiriyor. Sahilden 2.5 km menzilli uçaksavarla vurulduysa sonra uçak nasıl böyle 10 km’den fazla uçabiliyor ve atlama gerçekleşemiyor?

Neden vurulduk uyarısı yapılmadı?

Suriye atlama ihtimali olan pilotları önce sağ ele geçirmiş, sonra haksızlığını ortadan kaldırmak için şehit etmiş olabilir mi?

Hâlâ pilotların atlama ve vurulmalarını bildirmesi ile ilgili hem füze hem de uçaksavar ateşinden sonra niye teknik gelişme saptanmamış?