Vitrindekiler... (11.04.2021)
Cumhuriyet Kitap’tan edebiyattan sanata, siyasetten yakın tarihe çeşitli alanlardan yetkin kitap önerileri...
Cumhuriyet Kitap EkiTürkiye’nin Yapısal Özellikleri ve Anayasal Düzeni / Uğur Mumcu / Cumhuriyet Kitapları / 64 s.
Uğur Mumcu’nun 1969’da yazdığı bilimsel makalesi, Türkiye’nin Yapısal Özellikleri ve Anayasal Düzeni, gözden geçirilerek ilk kez kitap olarak yayımlandı. Genç Uğur Mumcu’nun birikiminin derinliğini göstermesi açısından da dikkat çeken kitap; Türkiye’nin demokrasi tarihindeki aşamaları irdelemede sağlam bir tutarlılığa sahip. Mumcu’nun ileriki yıllarda boyutlandırdığı Cumhuriyet devrimi ve kazanımları ile sol öğretiyi bütünleştiren çizgisinin ilk çarpıcı göstergesi niteliğindeki çalışması; tüm dünyayı çevreleyen “68 kuşağı” ile özgürlükçü 1961 Anayasası’nın etkisi altındaki Türkiye’nin düşünce ve tartışma evrenini de belgeliyor. Mumcu, kitapta ayrıca bir kurucu ve kurtarıcı düşünce ve uygulama yöntemi olarak Kemalizm’e bugün de güncelliğini koruyan yorumlar getiriyor.
Tarihi Nutuklar (1922 - 1924) / Mustafa Kemal Atatürk / Yay. Haz.: Selma Günaydın / Kopernik Kitap / 180 s.
Mustafa Kemal Atatürk’ün 1922-1924 yılları arasında verdiği kısa nutuklardan kitapçık hâlinde yayımlanan beş eserin bir araya getirildiği çalışma; Harf Devrimi (1928) öncesi yayımlandıkları için eski harflerle basılan bu nutukları tarih sırasına göre bir araya getirme çabasının bir sonucu. Bu nutuklardan ilki Millî Meclis’in üçüncü yıl dönümü dolayısıyla 1 Mart 1922’de; ikincisi Büyük Zafer’e ilişkin Büyük Millet Meclisi’nde 3 Ekim 1922’de; üçüncüsü Meclisin dördüncü “içtima senesi”nin açış nutku olarak 1 Mart 1923’te; dördüncüsü TBMM’nin İkinci Seçim Devresinde Meclis Başkanlığına seçilişlerini takiben 13 Ağustos 1923’te; beşincisi ise Dumlupınar’da Meçhul Şehit Abidesi’nin temel atma töreninde 30 Ağustos 1924’te söylenmiştir. Kronolojik sıra izlendiğinde bu kısa metinler Cumhuriyet’in ilanından hemen önceki yıllarda Atatürk’ün milletiyle hasbihali şeklindedir ve bir tür sayım döküm de içerir.
Aydınlanmanın Öğretmeni Niyazi Altunya - YKKED 2020 Mustafa Necati Öğretmenlik Onur Ödülü Armağan Kitabı / Yay. Haz.: Rifat Güler, Gökhan Bal / Yeni Kuşak Enstitülüler Derneği Yay. / 656 s.
Cumhuriyet Eğitim Devrimi tarihine ve demokratik öğretmen hareketine yaptığı katkılar nedeniyle YKKED 2020 Mustafa Necati Öğretmenlik Onur Ödülü’ne değer görülen eğitimci, araştırmacı yazar Dr. Niyazi Altunya’ya armağan kitap olarak yayıma hazırlanan inceleme; okul arkadaşları, meslekten ve öğretmen örgütçülüğünden arkadaşları, öğrencileri, akademisyen, sanatçı ve yakın dostlarının Dr. Niyazi Altunya için yazdığı yazılardan oluşuyor. Kitapta ayrıca Altunya’nın; Köy Enstitüleri, İsmail Hakkı Tonguç, Fakir Baykurt ve günümüz eğitim sorunları üzerine on beş makalesi de yer alıyor.
Oğuz Atay Sözlüğü / Sefa Kaplan / Holden Kitap / 134 s.
Sefa Kaplan bu sözlükte Oğuz Atay’a ilişkin pek bilinmeyen ayrıntıları irdelemekle kalmıyor, yazarın yaşamını yapıtlakrı bağlamında yeniden yorumluyor. Sözlük, bir tanımlama çabasından ziyade bir anlamlandırma, soruşturma amacıyla yazılmış. Kitapta; Oğuz Atay’ın tedavi olduğu Atkinson Morley’s Hastanesi’nden, çocukluğunun netameli gecelerine, “disconnectus erectus”tan Orhan Pamuk’a, Emekli Albay Hüsamettin Tambay’dan Selim Işık’a, yazarın yaşamında önemli bir yer tutan tanışlarına, entelektüel çevresine ilişkin yüzlerce madde yer alıyor.
Acı Çikolata / Laura Esquivel / Çev.: Havva Mutlu / Can Yay. / 224 s.
Acı Çikolata, Meksika Devrimi sırasında De la Garza ailesinin en küçük kızı Tita’nın mis gibi kokular yükselen mutfağına konuk ediyor okurları. Tita’nın elinden çıkan geleneksel Meksika yemeklerinin sırrı onun kendi duygularında saklıdır, çünkü herkes bilir ki yemeklerinin tadı ve etkisi, mutfaktakinin ruh haline göre değişir!
Esquivel; ülkesinin değerlerini, törelerini ve tarihini büyülü bir anlatımla ele aldığı romanında, geleneğe başkaldıran evrensel kadın kimliğine de özgün bir yorum getiriyor.
Dimitrios’un Maskesi / Eric Ambler / Çev.: Gülçin Aldemir / Yapı Kredi Yay. / 256 s.
İzmir’in kurtuluşu sırasında çıkan yangının küllerinden efsanevi bir kanun kaçağı doğar: Dimitrios. Daha sonra Mustafa Kemal Paşa’ya karşı planlanan suikast girişimine de adı karışan Dimitrios, İstanbul’da bulunan İngiliz polisiye yazarı Charles Latimer’in ilgisini çeker. Bu yeraltı figürünün hayatıyla ilgili ayrıntıların peşine düşen Latimer kendini çok geçmeden bütün Balkanlar’ı içine alan bir suikast, casusluk ve ihanet ağının ortasında bulacaktır. Dimitrios’un Maskesi; Çağdaş gerilim ve casusluk romanlarının öncülerinden Eric Ambler’in yazınıyla tanışmak için yetkin bir başlangıç.
İstanbul Günlüğü (10.11.1936 - 13.12.1938) / Bruno Taut / Çev.: Tevfik Turan / Kırmızı Kedi Yay. / 375 s.
Alman dışavurumculuğunun önemli temsilcilerinden, Berlin Siedlung programının 1924-33 yıllarındaki başmimarı Bruno Taut’un sürgün yaşamı Nasyonal Sosyalistlerin iktidara gelmesiyle başlar. 1933’te Japonya’ya, 1936’daysa Türkiye’ye yerleşir. 24 Aralık 1938’deki ölümüne dek yaşamını sürdüreceği İstanbul’da, Devlet Güzel Sanatlar Akademisi’nde Mimarlık Bölüm Başkanı olarak görev yaparken; Ankara’da, Milli Eğitim Bakanlığı’nda da İnşaat Dairesi Başkanlığı görevini yürütür. Taut, Türkiye’de geçirdiği süre boyunca, profesyonel yaşamındaki gelişmeleri günlüğüne kaydeder. Dirsek temasında bulunduğu Erken Cumhuriyet döneminin farklı meslek gruplarına üye önemli aktörleriyle ilişkilerini, mimarlık kavrayışlarını neredeyse şifrelenmiş anekdotlar şeklinde günlüğüne aktarır. “İstanbul Günlüğü 10.11.1936 - 13.12.1938” ismiyle Almanya’da Akademie der Künste, Berlin arşivinde ve ayrıca Japonya’da bir müzede korunan bu el yazması, bu Türkçe edisyonuyla ilk kez kitaplaştırılarak gün ışığına çıkarılıyor.
Milli Mücadele Yıllarında Kırklareli (1918-1922) / V. Türkan Doğruöz / Türkiye İş Bankası Kültür Yay. / 432 s.
Milli Mücadele döneminde, Trakya’nın Yunanlılar tarafından işgalini önlemek amacıyla Edirne’de kurulmuş olan Trakya-Paşaeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti üyelerinin, işgallerin başlaması üzerine çalışmalarına Bulgaristan’da devam etme kararı Kırklareli’nin, siyasi ve coğrafi önemini artırmıştır.
20-25 Temmuz 1920 tarihleri arasında beş gün gibi kısa bir sürede Trakya’nın Yunanlılar tarafından işgal edilmesi üzerine Kırklareli gerek cemiyet üyeleri gerek geri çekilen kuvvetler için Bulgaristan’a geçiş noktası olmuştur. Bulgaristan’da çalışmalarına başlayan cemiyet üyelerinin ilk zamanlarda tek haberleşme araçları birbirlerine yazdıkları mektuplardır. Çalışma; Milli Mücadele döneminde, 25 Temmuz 1920-10 Kasım 1922 tarihleri arasında Yunan işgali altında kalan Kırklareli’de halkın günlük yaşantısı, toplumsal yapısı, sosyal ve kültürel hayatı ile ekonomik durumunu ortaya koyuyor.
Yoğun Bakımdan Mektuplar / Nilüfer Şenbecerir / Perseus Yay. / 232 s.
Acıların, sevinçlerin paylaşıldığı içeride hastaları tedavi eden doktorlar, her an sorumluğu olduğu hastanın basından ayrılmayan hemşireler ve bakım personelleri ve hasta yakınlarıyla, hastalarıyla kurulan kalıcı dostluklar... O dostluk tünelinden rahmetli babasının da geçtiğini ve kendisinin de insana ayrımsız değer verilen hasta yakınlarından biri olduğunu belirtiyor Dr. Nilüfer Şenbecerir. “Kendim için en zor ‘anlar’ kendimi sorguladığım ‘anlar’dı.. Bir hekim olarak... Bir anne olarak... Bir eş olarak... Bir evlat olarak... Bir insan olarak... En zoru da bir hasta olarak... Anlaşılmayan... Anlatılamayan... Okuyun... ‘İnsan insan içindir’ sözünü bir kez daha düşüneceksiniz” diyor. Sağlık profesyonelleri ve bu alanda yaşanmışlığı olan dostlarla birlikte, Yoğun Bakım’da dönüşen duygularını aktardığı kitabında; hissettiklerinizi hatta hissedemediklerinizi, yaşananları ve konuşulamayanları fark edecek, içinde yaşamın bir kesitini bulacaksınız...
Sessiz Şampiyon / Kemal Ateş / h2o Kitap / 192 s.
Yıl 1937, eski Amerikan Koleji binasında kurulan Kızılçullu Köy Enstitüsü’ne Ahmet Bilek, Manisa Kula’dan gelmiştir ve 1960 Roma Yaz Olimpiyatları’nda güreşeceği Maxentius Bazilikası’na giden yolun en başındadır. Güreş, Yaşar Doğu’nun ziyaretinden sonra ise bir tutkuya dönüşecek, Köy Enstitüleri’nden mezun ilk ve tek olimpiyat şampiyonu olacaktır. Ders ve idmanlarla geçen eğitimi hasat zamanı köyüne dönüp ailesine yardım zorunluluğuyla bölünse de yılmaz, öğretmenlik yolunda ilerler. Uzun kamp dönemleri nedeniyle öğrencilerinin öğretmensiz kalmasına gönlü razı olmadığı için üzülerek mesleğini bırakıp düşük bir aylıkla başka bir işe girecek kadar fedakârdır. Devlet ve toplum ise kendisine karşı ilgisiz. Diğer şampiyonların bazıları gibi Ahmet Bilek de daha iyi bir yaşam vaat eden Avrupa’ya, Almanya’ya gider: Önce sporcu sonra da antrenör olarak. Ancak trajedileri de peşinden gelir... Güreşçiler sakatlık ya da yaş dolayısıyla müsabakalardan çekilirken son maçlarının bitiminde ayakkabılarını minderin orta yuvarlağına bırakırlar. Ahmet Bilek’in vedası böyle olmadı, o mücadeleyi minderde bırakmadı...
Barbarlar Çağı / Kemal Aslan / Artshop Yay. / 48 s.
“Yenilgi çağındayız/ kırılmış zamanın zembereği/ çoktan başladı barbarlık/ daha çok ağıtlar yakılacak/ dilini bilmediğimiz/ heba olacak/ göç yollarında hayatlar”. Barbarlar Çağı; gazeteci ve yazar Kemal Aslan’ın; Tarih Siz Aşk (1993), Kimim (1998), Yoksun (1998), Dilim İmla’nın (1998) ardından yayımlanan beşinci şiir kitabı. Aslan’ın 2003-2016 yılları arasında yazdığı şiirlerinden oluşan kitabında; 2003’te, ABD’nin Irak’ı işgaliyle başlayan süreçten, günümüzdeki otoriterleşme eğilimlerinin neden olduğu küresel sorunlara, Ortadoğu’yu şiirsel düzlemde ele alıyor.