Vitrindeki Albümler (04.09.2016)
Bu hafta vitrinde olan albümler Yürüyen Merdiven, ‘Çınar, Güneş ve Bir Deli’ (Kabak & Lin) ve Hilde & Engin Arslan & İlkin Deniz, ‘Sudan Sebepler’ (Z / Kalan).
Murat BeşerYürüyen Merdiven, ‘Çınar, Güneş ve Bir Deli’ (Kabak & Lin)
Marşların ve türkülerin yüzbinlerce insan tarafından meydanlarda söylendiği, ekmek ve hürriyet kavgasının yükseldiği günlerin ruhunu taşıyor bu albüm. Aynı şekilde yıllar sonra Fikret Kızılok ve -ilk dönem- Ezginin Günlüğü şarkılarının tek başına mırıldanıldığı...
Davulcu Mustafa Kemal Emirel ile albümdeki dokuz parçanın yedi tanesinin söz ve müziklerini imzalayan piyanist Yiğit Özatalay tarafından oluşturulan Yürüyen Merdiven’in ilk albümü “Çınar, Güneş ve Bir Deli” yaklaşık on yıllık bir emeğin ürünü. İkili müzikal estetik anlayışlarını özgün bestelerle ifade etmenin yanı sıra yaşadıkları coğrafyanın kültürüne ve tarihine de ustaca dokunmayı iyi becermiş. Özellikle iki Nâzım Hikmet uyarlaması, “Haziran Direnişi” ve “Haydarpaşa” adlı parçalar bunun sonucu.
Yiğit, caz piyanosunun iç içe kullandığı geleneksel ve modern armonik yapısını Türkçe sözlerle zekice buluşturan bir tarza sahip. Buna şüphesiz ikilinin dünyaya baktığı hülyalı pencereyi de eklemeli. Albümün en vurucu taraflarından biri olan söz-müzik uyumu konusunda renkli sesleriyle eşlik eden Tülay Günal, Ülkü Aybala Sunat ve Genco Erkal’ın katkısı büyük. Bu albüm 2016 yılının gizli hazinesi; Amerika’yı değil Yürüyen Merdiveni keşfedin.
Hilde & Engin Arslan & İlkin Deniz, ‘Sudan Sebepler’ (Z / Kalan)
İlkin Deniz ile Engin Arslan’ı tanıyoruz; İlkin, Erkan Oğur ve Telvin ile çalışan, sayısız projede imzası bulunan emektar ve usta bir basçı, Engin sayısız albüm ve film müziğine imza atmış lavta, cura ve yaylı tambur çalan değerli bir müzisyen. Burada gözümüzün ısırmadığı isim Hilde. Hilde Belçika’da muhtelif topluluklara -dersini verdiği- darbukasıyla eşlik eden Türk müziği ve etnik şarkılar söyleyen mütevazı bir müzisyen; alabildiğine doğal.
Farklı sicillere sahip bu üç güzel insan yakın zamanda küçük bir Ege kasabasında karşılaşmış. Dost ortamlarında verdikleri dinletilerin ardından, doğaçlama ağırlıklı çalışmalarını kaydetmeye karar vermişler. Sonuçta “Sudan Sebepler” çıkmış. İsmail Altunsaray ve Hüseyin Yalçın’ın konuk olduğu albümde yer alan 14 parça -“Dere Geliyor Dere”den her bir müzisyenin solo pasajlarına dayalı “Fış Fış Kayıkçı”ya- bir şekilde “Su” teması etrafında birleşiyor. Bir gönderme olarak “su” teması, memleketi, özlemi, kederi ve korkuyu temsil ediyor.
Albümün adı da manidar, zira “Sudan Sebepler” emperyalist politikaların kurbanı olarak karanlık sularda ölüm yolculuğuna çıkan sığınmacılara ithaf edilmiş. Karada ya da suda! Hepimizin aynı botta olduğumuzun türküleri yakılmış.